Demokrasinin kara lekesi! Ölümün ve acının 44 yıllık yarası: 12 Eylül darbesi

Demokrasinin kara lekesi! Ölümün ve acının 44 yıllık yarası: 12 Eylül darbesi

Milletin iradesinin ayaklar altına alındığı ve hafızalardan silinmeyecek insanlık dışı uygulamaların yapıldığı 12 Eylûl 1980 darbesinin üzerinden 44 yıl geçse de Türkiye'nin siyasi, toplumsal, ekonomik hafızasındaki travma tazeliğini koruyor. Demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçen 12 Eylül darbesini gerçekleştirenlerin söylediği 'asmayalım da besleyelim mi?' ifadesi cuntacıların neden olduğu korkunç tahribatı açıklar nitelikte.

12 Eylül'ün ardından Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askeri dönem başladı. TBMM lağvedildi, Anayasa değiştirildi, siyasi partiler kapatıldı, parti liderleri önce gözetim altında tutuldu, ardından yargılandı.

Gözaltı, tutuklama, idam ve işkencelerle geçen bu dönem kapanmayan yaralar açtı. Binlerce kişi yurtdışına kaçtı.

Demokrasinin kara lekesi! Ölümün ve acının 44 yıllık yarası: 12 Eylül darbesi

Darbe sürecinde 650 bin kişi gözaltına alındı, açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, 7 binden fazla kişi için de idam cezası istendi. 517 kişinin 'ölüm cezasına' çarptırıldığı süreçte, 50 kişi idam edildi.

12 Eylül askeri darbesi Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçti. Demokrasinin ayaklar altına alındığı ve milletin iradesinin hiçe sayıldığı darbe dönemi, insanlık dışı uygulamaların sıradanlaştığı bir süreç oldu.

Demokrasinin kara lekesi! Ölümün ve acının 44 yıllık yarası: 12 Eylül darbesi

Üzerinden yarım asra yakın bir zaman geçse de neden olduğu tahribatın izleri halen belirgin. 12 Eylül 1980 sabahı TRT radyosunda, İstiklal Marşı'nın ardından çalınan Harbiye Marşı ve dönemin Genelkurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren imzalı Milli Güvenlik Konseyi 'bir numaralı' bildirisinin okunması darbenin başlangıcı oldu.

Bu bildiriyi, 5 bildiri daha izledi. Evren darbeye ilişkin '... (TSK) Kendi kendini kontrol edemeyen demokrasiyi sağlam temeller üzerine oturtmak, kaybolan devlet otoritesini yeniden tesis etmek için yönetime el koymak zorunda kalmıştır.' ifadelerini kullandı.

Sonraki süreçte Türkiye bir daha hiç unutamayacağı haftalar, aylar yaşadı... İşte 12 Eylül'ün acı bilançosu:

Demokrasinin kara lekesi! Ölümün ve acının 44 yıllık yarası: 12 Eylül darbesi

650 BİN KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Her türlü hukuk dışı uygulamaların gerçekleştiği cunta döneminde 650 bin kişi gözaltına alındı. 210 bin dava açıldı. 230 bin kişi yargılandı.

7 binden fazla kişi için de idam cezası istendi. 517 kişinin 'ölüm cezasına' çarptırıldı. Sağ ya da sol ideolojiye mensup gençler 50 genç acımasızca asıldı.

Demokrasinin kara lekesi! Ölümün ve acının 44 yıllık yarası: 12 Eylül darbesi

SAKINCALI DAMGASI

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından 14 bin kişinin çıkarıldı. 30 bin kişi ise 'sakıncalı' damgası yedi. 4 bine yakın öğretmenin işine son verildi.

Çeşitli üniversitelerden sayıları binlere yaklaşan akademisyen meslekten atıldı. Birçok gazeteci hakkında onlarca yıl hapis cezası istendi.

Demokrasinin kara lekesi! Ölümün ve acının 44 yıllık yarası: 12 Eylül darbesi

TBMM LAĞVEDİLDİ

Cuntacılar anayasayı uygulamadan kaldırdı. Milletin iradesinin tecelli ettiği TBMM lağvedildi. Antidemokratik uygulamaların önü açıldı. Ülke genelinde sıkıyönetim ilan edildi.

Demokrasinin kara lekesi! Ölümün ve acının 44 yıllık yarası: 12 Eylül darbesi

STK'LARIN FAALİYETLERİ YASAKLANDI

Sıkıyönetimin akabinde; Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay'ın dışında bütün sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri yasaklandı.

Demokrasinin kara lekesi! Ölümün ve acının 44 yıllık yarası: 12 Eylül darbesi

LİDERLER TUTUKLANDI

Siyasi partiler kapatıldı. Necmettin Erbakan ile Alparslan Türkeş'i Uzunada'ya sürgüne gönderildi. Süleyman Demirel ile Bülent Ecevit'i Hamzaköy'a, sürgün edildi.







Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile