Marmara depremi için korkutan uyarı: Minimum 7.2 büyüklüğünde olacak

Marmara depremi için korkutan uyarı: Minimum 7.2 büyüklüğünde olacak

Bilim Akademisi Kurucu üyesi yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, olası Marmara depremi için zamanın azaldığını söyledi. İstanbul'da beklenen olası deprem hakkında konuşan Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul'da minimum 7.2, maksimum 7.6 büyüklüğünde bir depremin olacağını ve en çok Avrupa yakasının kıyı kesimlerinin etkileneceğini söyledi. AKUT Genel Başkanı Recep Şalcı, ise yapı stokunun yenilenmesi gerektiğini söyleyerek, "Depremden önce yapılması gerekenler planlanıyor. Bireylerin de yapması gerekenleri de konuşmamız gerekiyor. Beklenen İstanbul depremi eğer beklediğimiz büyüklükte olursa hiçbir zaman hazır olamayız" dedi. Büyük Marmara depremi ne zaman olacak? İstanbul'un en riskli bölgeleri nereler? İstanbul'da deprem bekleniyor mu? Ayrıntılar haberimizde...

17 Ağustos 1999 depremini değerlendiren Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, 'Marmara'da beklenen depremin 1999 yılından itibaren her an olmak kaydıyla 30 sene içerisinde olma olasılığını yüzde 64 olduğu bilimsel olarak açıklandı. 1999'dan bu yana 23 sene geçti, yüzde 64 olasılık 2029'a kadar olduğuna göre, biz işin son evresine geldik. Marmara'nın altındaki Kuzey Anadolu'nun bir bölümü olan fay kırıldığı takdirde minimum 7.2, maksimum 7.6 büyüklüğünde deprem üretir' dedi.

Görür, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce yapılan araştırma sonucunda 50 bin binanın tahribat göreceğini açıkladı. Acilen depreme karşı hazırlıklı olunması konusunda uyarıda bulundu.

'MİNİMUM 7.2, MAKSİMUM 7.6 DEPREM BEKLENİYOR'

Prof. Dr. Naci Görür, '1999 depremleri gerçekten yer bilimleri açısından enteresan. 1999 depremlerinin geleceği önceden söylenilmişti. 1967 Adapazarı depreminden sonra bilim insanları yaptıkları araştırmalarda Kocaeli mıntıkasında 7'den büyük bir deprem olma olasılığının fazlalaştığını söylediler. Elbette bir şey yapılmadı. 1999 depremi, 1997 senesinde uyarıldı. Bir gecede 20 binden fazla insan öldü. İstanbul'da yaptığımız uyarı hala devam ediyor, uyardığımız deprem hala gelmedi. Marmara'da beklenen depremin 1999 yılından itibaren her an olmak kaydıyla 30 sene içerisinde olma olasılığını yüzde 64 olduğu bilimsel olarak açıklandı. 1999'dan bu yana 23 sene geçti, yüzde 64 olasılık 2029'a kadar olduğuna göre biz işin son evresine geldik.

Yaptığımız çalışmalarda Marmara'nın altındaki Kuzey Anadolu'nun bir bölümü olan fay hattının kırıldığı takdirde minimum 7.2, maksimum 7.6 büyüklüğünde deprem üretir. Bu bayağı büyük bir deprem demektir. Bu deprem olduğu takdirde İstanbul'un Marmara kıyılarına yakın olan yerleri en az 9 şiddetinde, kıyılardan uzaklaştıkça da 8 şiddetinde depreme maruz kalır' dedi.

'İSTANBUL'UN HIZLA DEPREME HAZIRLANMASI LAZIM'

Prof. Dr. Görür, beklenen deprem öncesinde acil olarak müdahale edilmesi gereken yerlerin özellikle Avrupa yakasında bulunan kıyı ilçeler olduğunu belirtti. Özellikle Büyükçekmece ve Küçükçekmece bölgesine dikkat çeken Prof. Dr. Görür, 'Özellikle Avrupa yakası Asya'ya göre, zemini göz önüne alırsak daha fazla hasar görür. Avrupa yakasında Haliç'ten Marmara kıyılarından Silivri'ye kadar, Avcılar, Zeytinburnu, Tarihi Yarımada'da dahil, Büyükçekmece, Küçükçekmece önemli hasar alır. Anadolu yakası göreceli olarak zemin açısından biraz daha sağlam. ' diye konuştu.

'320 BİN İNSAN DOĞRUDAN DOĞRUYA ÖLÜMLE BURUN BURUNA...'
Prof. Dr. Görür, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından tahribat görecek binaların sayısı ile ilgili yapılan araştırmaya ilişkin, 'Minimum 7.2 büyüklüğünde bir deprem olursa, can hasarı da büyük olabilir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı araştırmalarda, İstanbul'da çok büyük tahribat görecek bina sayısının 50 bin civarında olduğunu söylediler. Bu çok ağır hasar demektir. 50 bin binadan vazgeçelim, 10 bin binada sadece ölümlü vakanın olduğunu düşünelim. Geriye kalan 40 bin binada hiç insanın ölmediğini düşünelim. 10 bin bina için her binayı 4 katlı düşünelim, 40 bin kat eder. Her kata 2 daire koyarsak 80 bin daire yapar. Her daire 4 kişi koyarsak 320 bin insan doğrudan doğruya ölümle burun buruna demektir. Bu kadar minimize ettiğimiz halde durum bu. Dolayısıyla olabilecek can kaybını siz hesaplayın. Bu işin şakası yok' dedi.

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin 23'ncü yıl dönümü nedeniyle açıklamada bulunan AKUT Genel Başkanı Recep Şalcı ise 2003'ten önceki binaların riskli olduğunu belirtti.

2003'ten önce yapılan binaların depreme dayanıklılık testinin yapılması gerektiğini ifade eden Şalcı, 'Deprem olduktan sonra nasıl kurtarma çalışmaları yaparız diye düşünürken özellikle 2017 yılından sonra artık müdahaleci bir politikadan risk azaltmaya ve önlemeye yönelik bir politikaya yöneldik.

Bununla alakalı İl Risk Azaltma Planı (İRAP) planları yapılmaya başlandı. Bu planlarla tüm Türkiye'deki afetlerin boyutlarını, ölçülerini ve bunun etkilerini azaltabilecek çalışmaları kapsıyor. İstediğimiz, özlediğimiz devlet politikası da bu oluyor. Dünya artık buna gidiyor. Her ilde tüm ilde yaşayan paydaşlarla kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, hepsi bir arada bunların etkilerini azaltmak için çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye'de üzülerek söylüyoruz, 2018'den önceki binalar riskli binalar.

Özellikle 2003- 2018 arasındakiler kısmen biraz daha güvenli ama 2003'den önce yapılan binaların kesinlikle depreme dayanıklılık testi yapılması ve öyle oturulması gerekiyor. Bu binalarla ilgili yönetmelikler çok net değil ve 2003'den önceki binaların riskli olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz' diye konuştu.

‘İLK YAPMAMIZ GEREKEN YAPI STOKUNU YENİLEMEK'

Olası bir depreme hazır olmak için yapılması gereken ilk şeyin yapı stokunu yenilemek olduğunu aktaran Şalcı, şu ifadeleri kullandı:

'Depremden önce yapılması gerekenler planlanıyor. Biz, hep devletin yapması gerekenleri konuşuyoruz. Bireylerin de yapması gerekenleri de konuşmamız gerekiyor. Bizim bir depreme hazır olmamız için yapmamız gereken ilk şey yapı stoklarını yenilemek. Bu da kentsel dönüşümden geçiyor. Kentsel dönüşümü çok iyi planlayıp bir an önce başlamak gerekiyor. Bu süreçlerde zarar görmeyelim. Biz yıllarca deprem sırasında ne yapacağımıza odaklandık. Deprem sırasında ne yapacaklarımız çok sınırlı ama depremden önce yapacaklarımız çok net ve belirli. Hem yapı stoklarımızı yenilemek hem de depremden önce yaşadığımız binanın içerisindeki yapısal olmayan unsurlar dediğimiz hareket edebilen, devrilen eşyaların sabitlenmesi ve bunların bir deprem sırasında insanlara zarar vermemesini sağlamamız gerekiyor.'

‘İSTANBUL DEPREMİNE 'HAZIRIZ' DİYEMEYİZ'

Şalcı, İstanbul'da bir afet olursa en büyük sıkıntılardan bir tanesinin ulaşım ve tahliye olacağını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Beklenen İstanbul depremi eğer beklediğimiz büyüklükte olursa hiçbir zaman hazır olamayız. Bunu söylemek gerekiyor. İstanbul dünyanın en büyük şehirlerinden bir tanesi. Nüfus yoğunluğu çok fazla ve Türkiye'nin buna hazırlanması 20 yıl sürer. 99 depreminden sonra 23 yıl geçti. Bunun çok iyi planlanması gerekiyor. Şu an baktığımız zaman herhalde en hazır olan yine kamu. Binaların güçlendirilmesi, yenilenmesi ve bu alanda çok hızlı çalışmalar yapıldı. En son geçen yıl yüzde 94'dü, bu yıl yüzde 96'ya ulaştı kamu binalarının yenilenmesi ve hazırlığı ayrıca buna köprü ve yollar da eklenmeye başlandı. İstanbul'da bir afet olursa en büyük sıkıntılardan bir tanesi ulaşım ve tahliye olacak.

Bunun için de yolların ve köprülerin sağlamlaştırılması gerekliydi. Ama bunun yüzde 1'i ya da binde 1'i eksik kalsa bile biz İstanbul depremine hazırız diyemeyiz. Bunun tamamının hazır olması gerekiyor. Hem devlet, kamu olarak hem yerel idare hem de vatandaşın bu hazırlıkları tamamlaması gerekiyor.'
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile