Son dokuma ustalarından Ümmühan teyze, 1800’lü yıllardan gelen tezgahta Nikfer bezi dokuyor

Ümmühan Apalı evin önünde oturmasından görüntü
-İp yapmak için çıkrık başına oturmadan görüntü
-Pamuktan iplik yapılma anıdan görüntü
-Çıkrıktan farklı açılarda detay görüntüler
-İpliğin makaraya sarılmasından görüntü
-Tezgaha geçme anından görüntü
-Ümmühan Apalı röportaj görüntüsü
-Makaranın mekiğe geçirilmesinden görüntü
-Tezgahta Nikfer bezinin dokunmasından görüntü
-Dokuma tezgahından farklı açılarda görüntü
-Mekiğin kaç yıllık olduğunun oğul Ali Apalı tarafından anlatılmasından görüntü
-Dokunmuş Nikfer Bezinden detay görüntü

( DENİZLİ - ÖZEL)- Son dokuma ustası 82 yaşındaki Ümmühan Apalı:- “Nikfer bezini gençliğimden bu yana dokuyorum”- Ali Apalı: “1800’lü yıllardan gelen dokuma tezgahında annem 70 yıldır Nikfer bezi dokuyor” DENİZLİ

- Denizli'nin Tavas ilçesinde yüzde 100 pamuk ipliğinden dokunan tarihi 'Nikfer Bezi' yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Nikfer Bezi’nin son ustası olan 82 yaşındaki Ümmühan Apalı, gençlerin dokumayı öğrenmek istemediği için kendisinden sonra kumaşı dokuyacak kimsenin kalmayacağını belirtti.
Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Nikfer Mahallesinde yaklaşık 7 asırlık geçmişe sahip Nikfer bezinin son dokuma ustası olan 82 yaşındaki Ümmühan Apalı, bu geleneği annesinden kalma tahta tezgahında yaşatmaya devam ediyor. Son dokuma ustası Apalı, pamuğu çıkrıkta kendi eğirerek ip haline getiriyor ve masuraya sardığı ipi dokumada kullanıyor. Ümmühan Apalı’nın dokuduğu bezden oğlu Ali Apalı, yün bel kuşağı yaparak satıyor. Yörede elbise, gömlek, pantolon, bel kuşağı ve şapka yapımında kullanılan Nikfer bezi, bir dönemler her evin altında kurulan tezgahlarda üretildi. Islandıkça sağlamlığının artmasıyla tercih edilen ürünü Kanuni Sultan Süleyman'ın 1521'de Rodos seferinde üç gün dinlendiği Yoran Yaylasında sağlam ve dayanıklı olması nedeniyle gemilerin yelkenlerinde kullanmak için Nikfer bezi aldığı da belirtiliyor. Yüzyıllardır süregelen bu geleneğin son temsilcisi Apalı, annesinden miras kalan el yapımı tahta tezgahın başında 70 yıldır Nikfer bezi dokuyor. Yaşının ilerlediğini, kendisinden sonra kumaşı dokuyacak kimsenin kalmayacağını anlatan Ümmühan Apalı, gençlerin Nikfer bezini dokumayı öğrenmek istememesinden dert yanıyor. “Nikfer bezini gençliğimden bu yana dokuyorum” Yüzde 100 pamuk ipliğinden el tezgahlarında dokunan Nikfer bezinin yaz aylarında serin, kış aylarında ise sıcak tuttuğunu belirten Ümmühan Apalı, yaklaşık 12 yaşında başına geçtiği tezgahta 70 yıldır Nikfer bezi dokuduğuna dikkat çekti. Apalı; “Ben Nikfer bezini gençliğimden bu yana dokuyorum. Annemlerden öğrendik, dokumaya devam ediyorum. Şimdi yaşımda 82, o gün bugündür devam ediyorum. Bundan yedik, bundan içtik, zanaatımız buydu, kocadık ama dokuyoruz. Önceden dokuyanlar vardı, şimdi yok. Ben dokuyorum kimse kalmadı artık benden sonra yok, ben ölürsem oda yok artık. Pamuğu eğiriyorum, masura yapıyorum. İplerden doluyorum, dokuyorum. Çok elden geçiyor bu, şimdi gençler öğrenir mi? bunu öğrenmez. Öğrenmek isteseler öğrenirler ama öğrenen bilmiyorum. Bizim günümüzde bundan kazandık, bundan yedik ekmeğimizi o zamanlar böyle öğrendik. Buda bitiyor artık. Bu bezi bir hafta eğiriyorum, masuraya geçiyorum farklı işlemler yaparken çok sürüyor. 2 top anca dokudum 2 haftada, topu kilo olarak 300, kara okka 100 olarak çıkıyor. Özel bir mekikle taraklardan geçiriyorum. Şimdi tarak yapan bile yok artık, Bu bezden eskiden ceket, pantolon ve bir sürü ürün yapılırdı” dedi.
“1800’lü yıllardan gelen dokuma tezgahında annem 70 yıldır Nikfer bezi dokuyor” Nikfer Bezi dokuyucusu 82 yaşındaki Ümmühan Apalı’nın oğlu Ali Apalı ise, annesinin dokuduğu tarihi bezden kuşak yapıyor. Dokuma tezgahında kullanılan mekikten ve annesinin son dokumacı olduğunu aktaran Apalı; “Tezgah anneme nenemden kalma yaklaşık 1800’lü yıllardan sonra nenem almış. Annemde şuanda 82 yaşında 1940’larda dokumaya başlamış. Yaklaşık 70 yıldan bu yana devamlı sabit olarak bu tezgaha günlük olarak girmiş, çıkmış. Ama son zamanlarda sanayileşme başlayınca bu bezimiz kaybolunca sadece ben kuşak olarak kullanılıyorum. Onun haricinde bunda sofralık ve benzeri ürünler yapılıyordu. Ömrü annemin bununla geçmiş, ben 10 yaşındayken babam öldü. O yıllarda geçim kaynağımız bizim bu tezgahtı ve halen daha annem sayesinde bu tezgahta bu mekikle çalışıyor. Bu mekik anneme nenesinden kalma yaklaşık 100 yılı geçmiştir. Ama yıllarca bu tezgah Nikfer’de 1920’lerde herkesin geçim kaynağıydı. Annem 70 yıldan beri dokumuş son temsilci olarak köyde tek tezgah kalan annemindir. Son nesilde, son dokuyan 700-800 yıldan sonra kapatacak olacak annem bu ürünü kapatmış oluyor” diye konuştu.
(HD-SY-MB-
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile