Yaklaşık iki saat süren yemekli toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, görüşmede AB üyeliği sürecinde CHP'nin kararlılığını büyükelçilere aktardıklarını belirtti.
CHP'nin konuyla ilgili görüş ve düşüncelerini, öngörülerini açıklıkla samimi bir şekilde büyükelçilerle paylaştığını açıklayan Genel Başkan Kılıçdaroğlu,''AB temsilcilerinin CHP'ye yönelik olarak bugüne kadar yaptıkları eleştiriler, CHP'nin AB konusunda sanki olumsuz bir tutumu varmış gibi ortaya çıkan algının ne kadar yanlış bir algı olduğunu ifade ettik. Bugüne kadar parlamentoya gelen AB ile uyum sürecini öngören yasal değişikliklere destek verdiğimizi, daha önceki anayasa değişikliklerini desteklediğimizi ifade ettik. Bu arada değişik konularda da sorular geldi. O sorulara da samimi olarak düşüncelerimizi ifade ettik. Son derece yararlı ve güzel bir toplantı geçti. Kendilerine, AB ile ilgili CHP'nin görüşlerini öğrenmek isterlerse benim, arkadaşlarımın kapısının sonuna kadar açık olduğunu söyledim.'' dedi.
Kılıçdaroğlu, bu süreçte ''ahde vefanın'' ne kadar önemli olduğuna da değindiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Avrupa'nın etik değerlerinin de ne kadar önemli olduğunu, Türkiye'ye üyelik süreci içerisinde diğer ülkelere gösterilmeyen ek koşulların sık sık getirildiğini bunun da doğru olmadığını, ahde vefa eğer önemli ise ve Avrupalı da ahde vefayı biliyorsa ek koşullarla Türkiye'nin AB sürecini önünü kesmemesini ifade ettik. Kendileri düşüncelerini ifade ettiler. AB'nin sadece Türkiye için değil, Türkiye'nin de AB için genç ve dinamik nüfusu ile son derece önemli bir ülke olduğunu, ekonomisinin büyük olduğunu, AB açısından Türkiye'nin de kolay hazmedilebilir bir ülke olmadığının biz farkında olduğumuzu ama bu süreçte bize üyelik konusunda kolaylık gösterilmesi gerektiğini, ek koşullarla olayın zorlaştırılmaması gerektiğini ifade ettik.''
"ORTADOĞU'YA SIRTIMIZI DÖNEMEYECEĞİMİZİ BÜYÜKELÇİLERE AKTARDIK"
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin ''İçeride eksen kayması tartışması oldu mu?'' sorusunu ''O konudaki düşüncelerimizi de ifade ettik. O düşüncelerimizi de anlattık. CHP'nin yönünün batı uygarlığı içinde yer aldığını, Ortadoğu'ya sırtımızı dönemeyeceğimizi, komşularımızla çok iyi ilişkiler kurmak istediğimizi, dış politikada temel hedefin Cumhuriyet'in kuruluşunda ifade edildiğini, yurtta barışın ve dünyada barışın ne kadar önemli olduğunu, nükleer silahlanmanın bu bölge için doğru olmadığını, onları da düşünce olarak ifade ettik.'' şeklinde cevapladı.
Kılıçdaroğlu, terör konusunun gündeme gelip gelmediğine ilişkin soru üzerine de şunları kaydetti: ''Terör konusu da gündeme geldi. Özellikle terörün içeride ve dışarıda sağlanacak desteklerle çözümlenmesinin çok önemli olacağını söyledim. İçerideki düşüncelerimizi kısmen anlattım. Dışarıda özellikle teröre finans desteği sağlayan olayların Avrupalı dostlarımız tarafından çok iyi sorgulanması gerektiğini, uyuşturucunun teröre finans kaynağı sağladığını, batıda gençlerin, çocukların uyuşturucu tuzağına düştüğünü ama bu konuda batılı dostlarımızın daha dikkatli olmaları ve teröre finans sağlayan yasa dışı olayların daha sağlıklı izlenmesi gerektiğini söyledim. Bu arada mayın kullanmanın bütün uygar ülkelerde suç olduğunu, Türkiye'nin de uluslararası anlaşmalara imza attığını ama terör örgütünün mayın kullandığını, bu mayının sağlayan ülkelerin de kendilerini sorgulama gerektiğini ve sadece bizim sorgulamamız değil, Avrupalı dostlarımızın da bu konuda daha dikkatli bir politika izlemeleri gerektiğini ifade ettim.''
"TERÖRLE MÜCADELEDE ORTAK AKIL SAĞLANMALI"
Kılıçdaroğlu, gazetelerde çıkan 'Terörle mücadelede ortak akıl sağlanmalı'' açıklamasıyla neyi kastettiğine yönelik soruya da şöyle cevap verdi: ''Terörle mücadele konusunda ulusal bir mutabakat sağlanması gerektiğini söyledim. Çünkü bir siyasal iktidar döneminde çıkan veya sonlandırılan bir olay olmasının ötesinde uzun süredir devam eden bir olgu olarak karşımızda duruyor. Bu konuda yapmamız gereken bütün siyasal partilerin sivil toplum kuruluşlarının bu konuda çaba harcayan devlet kurumlarının, üniversitelerin, ortak görüş oluşturarak terör örgütüne karşı mücadele etmeleri gerektiğini söyledim. Eğer bu yöntem izlenebilirse büyük bir toplumsal uzlaşma sağlanacaktır. Böylece terörün sadece güvenlik boyutunun değil diğer boyutlarını da görmüş olacağız. Teröre finans desteği sağlayan kesimleri görmüş olacağız. Terörün ekonomik, sosyal, kültürel ve psikolojik boyutunu da sorgular hale geleceğiz. Daha sağlıklı çözümler üretebileceğimizi düşünüyorum. Duygularımızdan arınıp aklı ve mantığı kullandığımız zaman sağlıklı çözümlere yöneldiğimiz zaman Türkiye'nin terör sorununu çözeceğine inanıyorum.''
Kılıçdaroğlu'nun AB büyükelçileriyle bir araya geldiği toplantıya CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Genel Sekreter Yardımcısı Gülsün Bilgehan, Bilim Yönetim Kültür Platformu Başkanı Sencer Ayata, CHP Avrupa Birliği Temsilcisi Kader Sevinç ve CHP Dış İlişkiler Sorumlusu Petek Gürbüz de katıldı.