Ebaugh: Ilımlı İslam Tabirini, İslam’In Radikal Olmadığını İzah İçin Kullandım

Geçtiğimiz yıl yayınladığı ‘Gülen Hareketi‘ kitabıyla dikkat çeken Prof. Dr. Helen Rose Ebaugh, kitapta kullandığı “ılımlı İslam” tabirinin yanlış anlaşıldığını belirterek, bu kavramı Amerikan halkına, "İslam‘ın radikal bir din olmadığını" anlatmak için kullandığını vurguladı.

Geçtiğimiz yıl yayınladığı ‘Gülen Hareketi‘ kitabıyla dikkat çeken Prof. Dr. Helen Rose Ebaugh, kitapta kullandığı “ılımlı İslam” tabirinin yanlış anlaşıldığını belirterek, bu kavramı Amerikan halkına, "İslam‘ın radikal bir din olmadığını" anlatmak için kullandığını vurguladı.

Dialogue Society derneğinin davetlisi olarak Londra‘da bulunan Houston Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Ebaugh, katıldığı konferansta bir soru üzerine niçin "ılımlı İslam" tabirini kullandığına açıklık getirdi. Ebaugh, "Bunu farklı İslam çeşitleri olduğu için değil; Amerikalıların İslam‘ı daha iyi anlamaları için kullandım" diye konuştu. Bu konuda yapılan eleştirileri anlamsız bulduğunu belirten Ebaugh, kitabın ilk hedef kitlesinin Türkler veya başkaları değil, Amerikan halkı olduğuna vurgu yaptı.

Amerikalıların bilinçaltında İslam‘ın radikal bir din olarak yer aldığını dile getiren Prof. Ebaugh, "11 Eylül saldırıları sonrası medya organları İslam‘ı hep bu şekilde tanıttı. Bunu aşmak ve Amerikan halkının İslam‘ı gerçek manada tanımalarını sağlamak için ‘ılımlı İslam‘ tabirini kullanmak zorundasınız. Ancak bu sayede ‘radikal‘ algısından dolayı öğrenmeye kapalı oldukları İslam dini hakkında bir şeyler öğrenmelerini sağlayabilirsiniz." dedi.

Ebaugh, dünyanın önde gelen üniversitelerinden London Schools of Economics’te (LSE) konuşmacı olarak katıldığı konferansta, Fethullah Gülen‘i ilk ne zaman tanıdığını ve niçin bu konu hakkında kitap yazdığını da anlattı.

Gülen‘in ismini ilk olarak Washington Post‘ta yer alan bir haberde duyduğunu söyleyen Ebaugh, "11 Eylül saldırıları sonrası Amerika‘da Müslümanlar ‘terörist‘, İslam ise ‘şiddeti destekleyen din‘ algısı oluştu. Bunun üzerine terörü kınayan ve ılımlı bir açıklama yapan Müslüman bir din adamı var mı diye araştırmaya koyuldum. Gülen‘in ‘Müslüman terörist olamaz, terörist Müslüman olamaz‘ açıklamasını görünce, aradığım kişiyi bulmuştum" diye konuştu. Ebaugh, İstanbul‘da katıldığı "dinlerarası diyalog" temalı bir konferansın Gazeteci ve Yazarlar Vakfı tarafından organize edildiğini öğrendiğinde ise harekete karşı ilgisinin daha da arttığını aktardı.

Hareketi tanıdıkça kafasında iki soru işareti oluştuğunu belirten Amerikalı sosyal bilimci, "Dünya çapındaki okullar, hastaneler nasıl finanse ediliyor ve insanlar neden bu harekete destek veriyordu?" diye kendine sorarak araştırmasına başladığını söyledi. Bu soruların cevabını bulmak için Fethullah Gülen hariç harekete destek veren birçok kişiyle yüz yüze görüşme gerçekleştirdiğini anlatan Ebaugh, Gülen ile şimdiye kadar görüşmemesini ise araştırmasının objektifliğine zarar verir düşüncesi olduğunu belirtti.

Ebaugh, destek veren kişilerin yıllık gelirinin yüzde 5 ila 20 arasında değişen miktarını okul veya benzer projeler için yardım olarak verdiğine ve bunu "sadaka" niyetiyle yaptığına dikkat çekiyor. Hareketin destekçisi önde gelen 8 iş adamıyla İstanbul‘da bir araya geldiğini ve içlerinden birine yılda kaç lira yardım da bulunduğunu sorduğunu da anlatan Ebaugh, "Yıllık gelirinin yüzde 20‘sine tekabül eden 1,5 milyon dolar verdiğini söyledi. Bunun üzerine, değirmenin suyunun nereden geldiğini daha iyi anlamıştım." şeklinde konuştu.

İşadamlarının yardımlarıyla açılan müesseselerin 2-3 yıl içinde kendi kendini çevirmeye başladığını kaydeden Ebaugh, finansörlerin daha sonra "yeni projelere" yöneldiğini ifade etti. Bank Asya‘nın Gülen ile ilişkili olduğu yönünde yanlış bir algının olduğunu dile getiren Ebaugh, bunun sebebini ise 300 hissedar tarafından kurulan bankanın açılışına Fethullah Gülen‘in de katılması olarak gösterdi.

Gülen‘in çok mütevazı biri olduğunu ve sade bir yaşantı sürdüğünü düşünen Ebaugh, dünyanın farklı üniversitelerinin teklif ettiği fahri doktora unvanlarını veya ödülleri kabul etmediğini vurguladı.

Türkiye‘de 5 ila 7 milyon kişinin harekete direkt veya dolaylı destek verdiğini tahmin eden Amerikalı Akademisyen, gönül verenlerin en büyük motivasyonunun "Allah‘ın rızasını kazanmak" olduğunu dile getirdi. "Bu hareketin üyeliği yok, sadece gönüllü destekçileri var" diyen Ebaugh, Türkiye dışında farklı din ve milletlerden birçok destekçisinin oluşmaya başladığına dikkat çekti.

"Gülen‘in gizli gündemi var" şeklindeki eleştirilere de kesinlikle katılmadığını belirten Sosyal Bilimci, "Görüştüğüm yüzlerce kişiden hiçbirinde böyle bir kanıya varmadım. " dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile