Eczacıbaşı: Zengin İle Fakir Arasındaki Uçurumun Büyümesi Türkiye İçin Risk

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, zengin ile fakir arasındaki uçurumun büyümesinin Türkiye'deki siyasi ve ekonomik istikrar açısından büyük risk olduğunu söyledi.

Hükümetin sağlık ve sosyal yardımları artırması gerektiğini, ancak parasal boyutta gerçekleştirilen transferlerin sorunu çözmediğini, hatta daha da kronikleştirebildiğini vurgulayan Eczacıbaşı, "Refah düzeyi arttıkça bu uçurumun kapanmasını beklemek lazım aslında. Aksi takdirde toplumda gerginlikler mutsuzluklar ortaya çıkabiliyor. Bu açıdan sorun istikrar açısından hiç kuşkusuz çok önemli. Eğitim ve tasarruf bilincini oluşturulmadığı, nitelikli iş gücü arttırılmadığı takdirde en alttaki yüzde 20'lik dilimin refah düzeyini arttırmak mümkün değil." dedi.

Skytürk360 TV'de yayınlanan Üç Nokta Programı'na konuk olan Bülent Eczacıbaşı, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. En zengin yüzde 20'lik kesim ile en yoksul yüzde 20'lik kesim arasındaki uçurumun giderilemediğini belirten Eczacıbaşı, gelir dağılımı sorununun sosyal devlet anlayışı ile çözülebilir olmaktan çıktığını ifade etti.

Bunun temelinde tasarruf açığının yattığını aktaran Eczacıbaşı, ''İlk yüzde 20'lik zengin kesimin tasarruf oranı, yüksek nominal geliri arttıkça tasarrufu daha da büyük oranda artıyor. Zira sermaye piyasalarının derinleşmesi, tasarruf ürün çeşitliliği, profesyonel portföy yönetimi ve emeklilik fonları gibi faktörlerle bireyin tasarrufu hız olarak gelirinden daha fazla artabiliyor. En alttaki yüzde 20'lik kesim ise maaşıyla ancak geçinebiliyor. Tasarruf oranı sıfır hatta net borçlu denebilir. Bu nedenle fark katlanarak büyüyor.'' dedi.

Eczacıbaşı'nın verdiği bilgilere göre özellikle kadınların iş gücüne nitelikli katılımı kritik önem taşıyor. Bu yolla tasarruf oranlarının yükseltilmesi, gelir dağılımının iyileşmesi mümkün. İş adamlarına ise yatırım yapmak, eğitime katkı sağlamak, meslek edindirme konusunda çaba göstermek gibi büyük göreler düşüyor.

TÜRKİYE'NİN İHRACAT MODELİ DEĞİŞMELİ

Türkiye'nin mevcut ihracat modeli ile belirli bir yere geldiğini, ancak modelin değişmesi gerektiğini ifade eden Eczacıbaşı, Türkiye ekonomisinin son 10 yılda tarım gıda ve tekstile dayalı geleneksel emek yoğun ihracat yapısından başka bir yapıya geçtiğini söyledi.

Otomotiv, makine ve elektronik ürünler gibi nispeten ileri teknolojilerin ihracatçısı haline geldiğini kaydeden Eczacıbaşı, standart teknolojiye dayalı üretim ve ihracat modelinde rekabet düşük maliyet temelinde yapıldığını, o zaman da başta ucuz iş gücü olmak üzere herhangi bir yöntemle maliyet düşürebilen rakiplerin çıktığını dile getirdi. Özellikle makine ve otomotiv gibi orta derece teknoloji kullanan ürünlerin ihracatta ön plana çıkmasının iyi bir gelişme olduğuna işaret eden Eczacıbaşı, "Standart teknolojiden ileri teknolojiye geçiş henüz sağlanamadı. Bu sebepyle Türkiye'nin uluslararası ticaret ve ekonomi konumunda herhangi bir gelişme kaydedilemedi. Bu sektörlerde hâlâ fiyat ve kur üzerinden rekabet ediliyor. Bu yapı rekabetin çok yoğun olduğu ülke pazarlarında ciddi bir sorun." tespitinde bulundu. Eczacıbaşı, özellikle global kriz sonrasında Avrupa ve Amerika'nın yaşamış olduğu gelir kaybı yüzünden bu pazarlardaki rekabet iyice sertleştiğini ve ihracatçıların yeniden bir süredir pek önem vermedikleri başka pazarlara yöneldiğini kaydederek, şöyle konuştu: "Türkiye pazar ve coğrafi konumunu iyi kullandı. Fakat hızlı büyüyen ve teknolojik düzeyi yüksek ürünler üreten sektörlerde, henüz rekabet gücüne sahip olmadığımız için gelişmiş ülke pazarlarında söz sahibi olamıyoruz. Global ticarette konumumuzu üst seviyelere bu nedenle taşıyamıyoruz. Türkiye'nin artık mevcut teknolojiyi günümüzün standart teknolojilerini kullanarak kaliteli ürün üreten fakat fiyat rekabetini çok duyarlı sektörlerden bir başka aşamaya geçmesi lazım. Teknolojiyi üreten ve bunun üzerinden değer sağlayan sektörlere yönelmesi lazım. Bugüne kadar uygulanan kur ve teşvik planları ancak uluslararası konumumuzu korumaya yaradı. Fakat bunu daha ileriye götürmeye gelişmesine imkan sağlanmadı." Türkiye'nin de AB'deki krizden etkilendiğini ifade eden Eczacıbaşı, "Toparlanma konusunda umutlarımız artıyor. Avrupa'ya rağmen büyüyoruz. Arzulanan oranda olmasa da yüzde 3-4 büyüyecegız. Ama hedefimiz yüzde 5-7 gibi büyüme." diye konuştu.

Aynı zamanda TÜSİAD Onursal Başkanı olan Eczacıbaşı, faiz ve enflasyonu düşürüp bankaları güçlendirerek belli bir noktaya gelindiğini belirtti ve ekledi: "Ama bundan sonrası üretim ve sanayiden geçiyor. Sanayinin gelişmesi lazım. Rekabet düşük maliyet temelinde yapılıyor. İleri teknoloji oldukça önemli o halde."

"TÜRK OKULLARI TÜRKİYE'NİN POTANSİYELİNİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRÜYOR"

10. Türkçe Olimpiyatları'nda Kaşgarlı Mahmut Türk Dili Ödülü'nü almaktan çok mutlu olduğunu belirten Bülent Eczacıbaşı, bu ödülün İKSV'yi gerçekten çok onurlandıran bir ödül olduğunu söyledi.

Türk Okullarında okuyan çocuklarla 2 yıl önce bir ziyarette tanıştığını belirten Eczacıbaşı, şunları söyledi: ''Beni gerçekten çok etkileyen bir ziyaret oldu. Bu sene o ziyareti tekrarladık. Türkçe bilgilerinden etkilenmemek mümkün değil. Daha sonra yarışmanın finallerini izledim. Çocuklar sahnede gerçekten çok hayran kalınacak performanslar sergilediler. Türkiye'nin aslında kültür potansiyeli çok yüksek. Dünyayı etkilemek açısından da gizli potansiyelimiz var. Türk Okulları bunu gerçeğe dönüştürüyor diye düşünüyorum ve dünyanın pek çok köşesinde Türk kültürünün yayılması Türk dilinin yayılması, Türkçe konuşanların artması, Türkiye'ye hayran olan, Türkiye'yle bir gönül bağı olan genç insanların artması, şüphesiz o insanların kendi ülkelerinde önemli görevlere gelmeleri bize çok büyük yararlar sağlayacak. "
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile