Emine Erdoğan: Teröre Ve Şiddete Hayır, Kadına Ve Çocuğa Eğitime Tam Destek

Emine Erdoğan: Teröre Ve Şiddete Hayır, Kadına Ve Çocuğa Eğitime Tam Destek

Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın eşi Emine Erdoğan‘ın himayesinde gerçekleştirilen ‘Aile İçi Şiddetin Bireysel ve Toplumsal Etkileri’ panelinde Siverekli kadınlar bir araya geldi.

Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın eşi Emine Erdoğan‘ın himayesinde gerçekleştirilen ‘Aile İçi Şiddetin Bireysel ve Toplumsal Etkileri’ panelinde Siverekli kadınlar bir araya geldi. Emine Erdoğan da panelde yaptığı konuşmada, teröre ve şiddete hayır dediklerini, kadına ve çocuğa eğitime ise tam destek verdiklerini söyledi.

Panele moderatör olarak Prof. Dr. Musa Kasım Yılmaz, panelist olarak ise Prof. Dr. Hayati Tüfekçioğlu, Prof. Dr. Kemal Sayar, Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü Prof. Dr Yalçın Ertürk katıldı. Panelde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın eşi Emine Erdoğan da yer aldı.

Siverek Kaymakamı Mahmut Hersanlıoğlu, Başbakan‘ın eşi Emine Erdoğan’ın ilçelerinde olmalarından dolayı bugünün tarihi bir gün olduğunu belirtti. Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan da Emine Erdoğan’ın panellere destek ve sahiplik etmesinin ve bizzat katılmasının çok önemli olduğunu ifade etti.

    Emine Erdoğan ise yaptığı konuşmada, hiç kimsenin, ailenin mahremiyeti, ailenin dokunulmazlığı kavramına sığınıp, eşine, çocuklarına şiddet uygulama hakkını kendisinde göremeyeceğini belirterek, şiddet ve işkencenin bir insanlık suçu olduğunu söyledi.

Bu tür toplantıların daha da artmasını, dünyanın her tarafından gelen bilim insanlarıyla, uzmanlarla; Türk bilim insanları ve uzmanlarla sorunlara çözümler aranmasını, yani bu sürecin devam etmesini gönülden arzuladığını dile getiren Emine Erdoğan, şöyle devam etti: ‘‘Bizim medeniyetimizde aile kutsaldır ve dokunulmazdır. Ancak, bu gizliliğin, bu mahremiyetin, zaman zaman kötüye kullanıldığını da biliyoruz. Aile içinde yaşanan acılar, dramlar, göz yaşartıcı, vicdan parçalayıcı hadiseler, dışarıya aksettirilmedikçe, adeta sistematik bir işkenceye dönüşmüştür. Eğer şiddet söz konusuysa, açık söylüyorum, kol kırılır ama yen içinde kalamaz. Hiç kimse, ailenin mahremiyeti, ailenin dokunulmazlığı kavramına sığınıp, eşine, çocuklarına şiddet uygulama hakkını kendisinde göremez. Şiddet ve işkence, bir insanlık suçudur. Ancak, kadına ve çocuğa yönelik şiddet ve işkence, bir insanlık suçu olmanın ötesinde, insanlık dışı, insaniyet dışı, vicdan dışı bir suçtur.‘‘

Erdoğan, şiddetin mazeretinin olamayacağını ifaderek ederek, sözlerine şöyle devam etti: "Gelenek, töre, adet, anane gibi kavramlar, hiçbir şekilde, kadına ve çocuklara yönelik şiddetin mazereti olamaz. Bu kavramların arkasına saklanmak, bu kavramları bir mazeret olarak öne çıkarmak, sadece ve sadece korkaklığın göstergesidir. Töre cinayeti adı altında, kadınları katletmeyi kendi vicdanlarına izah etmeye çalışanlar, ben inanıyorum ki, iki cihanda da vicdanları kararmış, yüzleri kararmış, ellerine masum kanı bulaşmış katillerdir. Bizim medeniyetimizde, yaşlılar, kadınlar, çocuklar, özellikle de kız çocukları, her zaman özellikle korunmuştur, kollanmıştır. Bizim Peygamberimiz, kendi döneminde kız çocuklarının diri diri gömülmesi gibi bir vahşeti cahiliye adeti olarak görmüş ve derhal ortadan kaldırmıştır. Bizim medeniyetimiz, anneleri en kutsal varlık olarak nitelendirmiş, cennetin, annelerin ayaklarının altında olduğu anlayışını hakim kılmıştır. Kim, kadına, çocuğa el kaldırıyorsa, onun eli de, vicdanı da kirlenmiştir.‘‘

Kadınlara yönelik şiddetin, anayasa ve yasalardan önce, bizzat kadınların mücadelesiyle son bulabileceğini vurgulayan Emine Erdoğan, ‘‘Evinde şiddete uğrayan, ama, ‘kol kırılır, yen içinde kalır‘ diyerek, bununla mücadele etmeyen her kadın, hem kendisine, hem de diğer kadınlara haksızlık yapar. Töre cinayetleri karşısında susan her kadın, kendisine olduğu kadar, dünyanın tüm kadınlarına da haksızlık yapar. Okula gönderilmemesi, eğitimden yoksun bırakılması karşısında tepkisiz kalan her kızımız, her hanım kardeşimiz, hem kendisine ve hem de başka kadınlara haksızlık yapmış olur.‘‘ diye konuştu.

Anayasa ve yasaların şiddetle mücadele noktasında çok önemli bir yere geldiğini ifade eden Erdoğan, ‘‘Hükümet, evini terk etmek zorunda kalan kadınlar için önemli imkanlar geliştirdi. Yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, kadın dernekleri gerçekten güzel çalışmalar yapıyorlar.‘‘ dedi.

Terör ve şiddetin önlenmesinde kadınların rolüne dikkat çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘‘Bu bölgede, nice kadın, gözünü dağlara dikerek, gözünü asker yoluna dikerek, dağdaki ya da askerdeki çocuğunun sağ salim gelmesi hayalini kurdu. Nice hanım kardeşimiz, büyüttüğü yavrusunun acı haberiyle yere yığıldı. Annelerin, babaların gözyaşı sel oldu, acı, feryat, ağıtlar semalara yükseldi. Bu bölgede yaşanan olaylarda acı çeken her zaman anneler oldu. Kaybeden sadece anneler ve annelik yüreği oldu. Bu sorun yaşadıkça, terör ve şiddet devam ettikçe, inanın, hiç kimse kazanmayacak ama anneler, kadınlar kaybetmeye devam edecektir. Ailelerinin üzerine bir kartal gibi, atmaca gibi kapanan her kadın, yavrusuna sahip çıkan her kadın, terörün ve şiddetin biraz daha azalmasını sağlayacaktır.‘‘

Emine Erdoğan, şiddetin bu toprakların özüyle, ruhuyla, mayasıyla asla örtüşmediğini vurguladı. Erdoğan, ‘‘Her türlü şiddeti bu topraklardan silip atabiliriz. İnanın, kadın duyarlılığını, yüreğimizi ortaya koyduğumuzda, şiddeti de, şiddetin izlerini de bu topraklardan kazıyabiliriz. Bu bölgede devam eden teröre karşı da en önemli gücün kadınlar olduğuna inanıyorum. Her bir annenin, her bir hanım kardeşimizin, şiddetin artık bitmesi, çocukların artık dağdan dönmesi için daha bir gayretle çalışmasını arzuluyorum. Biz bunu yapabiliriz... Biz bu acıya son verebiliriz. Bu bölgenin bir evladı olarak, Siirtli bir kardeşiniz olarak, ana yüreğini ortaya koyarak, akan kanı da, akan gözyaşını da dindirebileceğimize inanıyorum. Şiddetin olmadığı, kadınların şiddete maruz kalmadığı, kadınların eğitimden, okuldan uzak tutulmadığı bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyorum. Ülkemin tüm kadınlarının, bu umutla yaşadığını, gelecek için tek umut olduklarını da biliyorum. Bu mücadeleyi, bu çabaları desteklemeye kararlılıkla devam edeceğimi ifade ediyorum.‘‘

Açılış konuşmalarının ardından akademisyenler birer konuşma yaptı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile