Ergenekon Davasında Dsp Lideri Türker Tanık Sıfatıyla İfade Verdi

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden Ergenekon davasının öğleden sonraki oturumunda DSP Genel Başkanı Masum Türker, tanık sıfatıyla ifade verdi.

Türker, DSP’yi iktidardan düşürmek için parti içerisinde kavga çıkarılmaya çalışıldığını, bazı milletvekillerinin de bu komploya alet olduğunu ifade etti.

Ecevit'e karşı komplo oluşturulduğunu iddia eden Türker, "Ecevit sivil bir darbeyle iktidardan uzaklaştırıldı" dedi.

Tanık sıfatıyla ifadesine başlanmadan önce Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk, Türker'e merhum Başbakan Bülent Ecevit'in tedavisiyle ilgili iddialar olduğunu anımsatarak, bu konuda basına yansıyan beyanları bulunduğunu, bu nedenle tanık olarak ifadeye çağrıldığını belirtti.

Dava kapsamında yargılanan CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün'ün DSP'nin başına getirilmek istendiğini ifade eden Türker, “Aygün Bülent Ecevit'e iş göremez raporu verilmesi için mahkemeye başvurdu. Sen hangi akla hizmet gidip de bir devlet başkanı hakkında iş göremez raporu alınması için mahkemeye başvurursun'' şeklinde konuştu.

Dava kapsamında tutuksuz yargılanan emekli Orgeneral Tuncer Kılınç'ın 2004 yılında Mart'taki seçimlerden sonra Bülent Ecevit ile görüşerek Sinan Aygün'ün partinin genel başkanlığına getirilmesi için konuştuğunu ifade eden Türker, bunun ardından Ecevit'in herkesin Zeki Sezer'in arkasında birleşmesini istediğini anlattı. Türker, Ecevit'in Tuncer Kılınç'ı sevdiği ve değer verdiğini belirterek, Aygün'ün partinin başına getirilmesi fikrinin Kılınç'ın önerisi şeklinde olduğunu kaydetti.

DSP milletvekili iken Ecevit’in hastalandığı süreçte partiden istifa eden eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile Ekonomi Bakanı Kemal Derviş’in dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Büyükanıt ile bir yemekte buluştuğunu ifade eden Türker, “Ben bakanlık yaptım. Bir dışişleri bakanı ile ekonomi bakanının Genelkurmay 2. Başkanı ile hiçbir işi olamaz” dedi.

Ecevit'in tedavi sürecine ilişkin Başkent Üniversitesi Hastanesi'nden ve Prof. Dr. Mehmet Haberal'dan bir kuşkuları olmadığını ifade eden Türker, ''Ecevit'in sağlığının Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde bozulduğunu söylemek mümkün değil. Herkesi suçlayabilirim ama Haberal'ı suçlayamam. Ben ve diğer milletvekili Gaffar Yakın hastanede kaldık. Gaffar, radyolog olduğu için ayaktan da film çekilmesini önerdi. Haberal 'Biz sizin yasa yapmanıza karışıyor muyuz' diyerek sinirlendi ve yanımızdan ayrıldı. Bir saat sonra eldivenleri elinde yüzü gülerek geldi. 'Arızayı bulduk. Bağırsaklarını elimle boşalttım' dedi.

Ben o zaman Haberal'da bir hastayı kurtaran doktor sevinci gördüm'' şeklinde konuştu.

Ecevit'in rahatsızlanmadan önce Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin Dedeman Oteli'ndeki kokteylinde pasta yediğini belirten Türker, ''Ecevit'e gaz yapıcı pastayı kimin yedirdiğine baksınlar'' dedi.

O dönemde Ecevit'in ABD'nin Irak'a müdahalesine hayır dediğini anımsatan Türker, ''Irak savaşına hayır dedikten sonra Ecevit'e karşı komplo oluşturulduğunu biliyorum. Sivil bir darbeyle iktidardan uzaklaştırıldı. Bunları hastaneyle sınırlandırmak doğru değil. Asıl suçlular dışarıda geziyor. Ecevit hasta olmasının ardından 'Ecevit gitsin' naraları atılmaya başlandı. Aleyhte yazılar yazıldı. Bütün bunlar bir senaryoydu. O tarihte uygulamaya konuldu. DSP 2007 seçimlerine de sokulmadı. 2004'te de seçime girmesin diye baskılar yapıldı. Ecevit'in uzaklaştırılması için darbe yapılmıştır'' şeklinde konuştu.

Türker, o dönemde yaşananları delilleriyle birlikte dilekçe hazırlayarak ayrı bir dava görülmesi için savcılığa başvuracaklarını belirterek, ''Ecevit'e karşı yapılan sivil darbenin sorumlularının bulunması için dava açacağız'' dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile