Hazine Ve Maliye Bakani Mehmet Simsek Açiklamasi 'Ekonomi Programimizin Sonuçlarini Aliyoruz'

Hazine Ve Maliye Bakani Mehmet Simsek Açiklamasi 'Ekonomi Programimizin Sonuçlarini Aliyoruz'

Hazine ve Maliye Bakani Mehmet Simsek, "Dezenflasyon programinin çerçevesi basittir. Tekerlegi yeniden kesfetme çabasi yoktur. Uluslararasi normlar nasilsa odur. Fed ve AB enflasyonu nasil indirdiyse biz de öyle yapiyoruz. Enflasyonun yerçekim gücüne karsi mücadele edecegine inanmiyorum, düsecektir. Bu program sabirla ve kararlilikla uygulanacaktir. Siyasi sahipligi olan bir programdir, geçici bir heves degildir” diye konustu.

Hazine ve Maliye Bakani Mehmet Simsek, ISO’nun olagan meclis toplantisina katildi.

Simsek, küresel ekonomi, Türkiye’de uygulamaya konan yeni ekonomi programi ve beklentilere iliskin sunum yapti.

Küresel büyümenin yavas seyrettigini belirten Mehmet Simsek, Dünya Bankasi tahminlerine göre küresel büyümenin bu sene yüzde 2,6, IMF’ye göre yüzde 3,1 civarinda olacagini belirtti.

Simsek, “Içinde büyük finansal kriz ve pandeminin oldugu 2002-2020 yili dönem ortalamasi yüzde 3,6. Küresel büyümenin yavas seyrettigi bir dönemdeyiz. Büyüme zayif fakat 2024’te bir miktar yükselecek. Bu sene yüzde 1 yakin bir büyüme söz konusu olacak. Küresel ticarette canlanma baslamasi öngörülüyor. Yüzde 2-3 arasi bir büyüme degerli olacak” dedi.

Dezenflasyonun dünyada devam ettigini aktaran Simsek, "Küresel olarak enflasyonun yüzde 8,1’e düsmesi öngörülüyor. Gelismis ve gelismekte olan ülkeler arasinda klasik fark var. Bizim için önemli olan gelismis ülkelerdeki enflasyon trendidir. Burada enflasyonun yüzde 2.6’ya düsmesi öngörülüyor bu da finansal kosullarda iyilesmeyi içeriyor” dedi.

Fed ve ECB için faiz indirim beklentileri

Küresel enflasyonun iniyor olmasiyla 2024 ve 2025’te Fed ve Avrupa Merkez Bankasi’nin faiz indirimi yapacagi beklentisini arttigini ifade den Simsek, “2024 yilinda Fed için 140 baz puan, Avrupa Merkez Bankasi için 130 baz puan faiz indirimi bekleniyor” diye belirtti.

Küresel ticarette korumaci politikalarin yogunlastigini anlatan Simsek, “Artik korumacilik yeni normale döndü. Dost ülkelerden tedarik önemli bir trende dönüsmüs durumda. Jeopolitik olarak uzak olan ülkelerden tedarik azaliyor. Yakin ülkelerden tedarik güçlü bir sekilde artiyor. Türkiye’nin bu konularda avantajlari var” seklinde konustu.

"Kalici ve yüksek büyümenin tek kosulu; fiyat istikraridir"

Orta Vadeli Programla ilgili degerlendirmede bulunan Simsek, “Programi olustururken hedeflerimizi belirledik. Biz tekerlegi yeniden kesfetmeyecegiz. Kurala dayali olacak ve seffaf olacak. Bu programin temel hedefleri var. Ana hedef fiyat istikraridir. Fiyat istikrarinin olmadigi bir yerde öngörülebilirlikten bahsedemezsiniz. Bunu saglayamazsaniz arzuladiginiz tarzda nitelikli sürdürülebilir ve rekabetçi bir sanayi asla olmaz, sadece geçici ve dönemsel kazanimlar olur. Kalici ve yüksek büyümenin tek kosulu; fiyat istikraridir. Enflasyonun kalici bir sekilde düsük tek haneye indirilmesini basardiginda Türkiye, hiçbir müdahale gerektirmeden çözülmüs olacak. Makul maliyetler nitelik degistirmenize sürdürülebilir bir çerçevede yolunuza devam etmenize zemin hazirlayacak ekosistem olusmus olacak” dedi.

“Tüketerek büyümeyi sürdürmek mümkün degil”

Sadece içeride dis kaynakla tüketerek büyümenin mümkün olmadigini belirten Simsek, “Sürdürülebilir bir cari açik hedefliyoruz, dis borcun milli gelire oranini artirmayacak bir düzeyde tutmak önemli. Büyümede bir dengelenme ihtiyaci var. Sadece içeride ve dis kaynakla tüketerek büyümeyi sürdürmek mümkün degildir. Yapisal reformlar bu programin olmazsa olmazidir. Programimizin temel çerçevesi budur” diye konustu.

“Tekerlegi yeniden kesfetmeyecegiz”

“Daha adil gelir dagilimi açisindan da fiyat istikrari olmazsa olmazdir” diyen Simsek, “Dezenflasyon programinin çerçevesi basittir. Tekerlegi yeniden kesfetme çabasi yoktur. Uluslararasi normlar nasilsa odur. Fed ve AB enflasyonu nasil indirdiyse biz de öyle yapiyoruz. Enflasyonun yerçekim gücüne karsi mücadele edecegine inanmiyorum, düsecektirç Bu program sabirla ve kararlilikla uygulanacaktir. Siyasi sahipligi olan bir programdir, geçici bir heves degildir. Önümüzdeki dönemde dezenflasyonu sinirlamaya devam edecegiz. (Aralik ayindaki harcama), harcamalar peyderpey oluyor biz o kaynagi ilgili kurulusa aktarmaya devam ettik. Biz o kaynagi geri almadik. Dolayisiyla deprem hariç geçen sene bütçe açigi yüzde 1,7’dir. Deprem geçici bir soktur bizimle beraber bir süreligine harcamalari yapacagiz. Ama kalici degildir. Maliye politikasi ayaginda bir kaygiya gerek yoktur” ifadelerini kullandi.

Mehmet Simsek, Türkiye’nin geçici bir deprem sokuyla karsi karsiya kaldigini, bunun getirdigi borç yüküne katlanabilecegini söyleyerek "Türkiye’nin bütün borçlulugunun milli gelire orani bize benzer ülkelerdekinin yarisinin altindadir" dedi.

Cari açik konusuna deginen Simsek, "Makro finansal istikrarin önemli bir bilesimi dünyayla olan dengemizin sürdürülebilir bir patikada olmasi gerekir. Dis borcun sürdürülebilir bir düzeyde sekilde olmasi lazim. Türkiye’nin kirilganligi azaltmak için rezerv biriktirmesini önceliklendirdigini belirten Simsek, “Siki para ve maliye politikasi, altin ithalatinin normallesmesi, enerjide disa bagimliliginin azaltilmasi, sanayide dönüsümün artirilmasiyla bunu saglayacagiz. Buna iliskin programlar var, ilave çalismalar da yapilacak. Ideal olarak cari açigi milli gelirin yüzde 2,5 ve altina çekecegiz” ifadelerini kullandi.

“Yatirim ortaminin iyilestirilmesinde hukuk devleti olmak kritik öneme sahiptir”

Türkiye’nin temelde büyüme sorununun bulunmadigini belirten Simsek, “Son 20 yilda yüzde 5,4 büyüme olmustur. Çin hariç uzun soluklu makul düzeyde büyüyen nadir ülkelerdeniz. Kalici bir patikaya oturmayi hedefliyoruz. Yapisal reformlar; beseri sermayenin güçlendirilmesi, nüfusu bir bütün olarak egitimde kaliteden sanayi-üniversite isbirliginden tutun ihtiyaç duyulan alanlardaki nitelikli insan kaynagina kadar tamamini beseri sermayenin güçlendirmesi basliginda kapsiyoruz. Yatirimin ortaminin iyilestirilmesi de önemli. Dogru uygulamalarla yapilir, keyfi degil. O nedenle hukuk devleti burada kritik öneme sahiptir” dedi.

“Aylik sonuçlari almaya basladik”

Türkiye sorun yasamadan yüksek büyüme patikasinda devam edecegini söyleyen Simsek, “Programlar bir süreçtir. Aylik bazda sonuçlari almaya basladik. Ilk yil geçis dönemidir. Su anda geçis dönemindeyiz. Ülkenin risk primi düstü. Ortalama 600-700 araligindan 300 civarina indi. Getiri farklari azaldi. Kur oynakligi azaliyor. TL’de opsiyonlarin ima ettigi kur oynakligi su anda nispeten istikrarli ülkelere benzer sekilde gidiyor. KKM’den çikisi hedefliyor. Dezenflasyonla mücadeleyi zorlastiriyor, parasal aktarim mekanizmasini bozuyor, kamunun üzerinde bir yük, piyasalari bozmadan çikacagiz. Sabirla ve zamanla bundan çikacagiz. Ekonomide dengelenme basladi.

Dis talebin negatif etkisi yavasliyor. Cari açik mayis ayinda ayinda 60 milyar dolarla zirveye çikmisti. Önce 40 sonra 30 milyar dolara dogru inecek. Dis ticaret açigi asagi yönlü trendle devam edecek. Enflasyon beklentilerinde iyilesme var. Ekim 2023’e göre enflasyon beklentilerinde 6 puanlik iyilesme var. Piyasalarda 12 ay sonrasi enflasyon beklentisi yüzde 39. Hedefimize yakinsamaya basladi.

Merkez Bankamizin brüt rezerv birikimi Mayisa göre ciddi bir düzeyde. Rezerv birikimi önemli hedeflerimizden bir tanesi. Not görünümünde iyilesme var. Not artislari peyderpey gelecek” seklinde konustu.

“Eximbank 50 milyar dolarlik destek verecek, yetmez”

Sanayide nihai hedefin nitelikli yatirim, istihdam, üretim ve en önemlisi daha çok ihracat oldugunu vurgulayan Simsek, “Dolayisiyla ihracat bizim bu zincirde en temel önceligimizdir. Ihracat desteklerinin yetersiz oldugu husus gündeme geldi. Bu sene Eximbank 50 milyar dolarlik destek verecek, yetmez bizim bunu daha da artirmamiz lazim. Reeskont kredileri 10’a katlandi. Gerekiyorsa daha da katlayacagiz. Sanayi sektöründe bütçeden çok ciddi destekler veriyoruz. Ar-Ge, prim ve benzeri tesvikler 299 milyar lira olacak. Yatirim tesvikleri 530 milyar topladiginizda milli gelirin yüzde 2’si kadar sanayiye destek verecegiz” ifadelerini kullandi.

Istihdama ve üretime bütçeden 2 trilyon lira destek verilecegini belirten Simsek, “Milli gelirin yüzde 4,9’una denk geliyor. Biz üreticinin yanindayiz. Yüksek teknoloji yatirimlarini önceliklendirecegiz. Merkez Bankamiz YTAK, ileride bütçede imkan olusturup bütçenin içine alacagiz. Belirledigimiz alanlarda seffaf bir sekilde dagitacagiz” diye konustu.

“Türkiye yapay zekaya hazirlik noktasinda gelismis ülkelere yakin durumda” diyen Simsek, “Sanayimizin bu husulara dikkat etmesi lazim. Yapay zekaya hazirlik endeksinde Türkiye gelismekte olan ülkelerden daha iyi durumda. Gelismis ülkelere yakiniz. Uluslararasi çalismalara göre yesil ürünlerde rekabet potansiyelimiz çok yüksek. En rekabetçi gelismekte olan ülkelerdeniz. Ekiplerinizle çalismalara bakacaksiniz” ifadelerini kullandi.

OSB’leri demiryoluyla limanlara baglanmasi

Simsek, “Demiryoluna önümüzdeki 30 yilda 70-80 milyar dolar yatirim yapacagiz. Ulastirma ve Altyapi Bakanligindan ‘OSB’leri demir yoluyla limana baglayalim’ talebinde bulundum. Konteynerleri trene yükleyip limana göndereceksiniz. Türkiye’nin fiziki altyapisi güçlü. Bu dönüsümü saglayamazsak Afrika dönemi geliyor. O ülkeler rekabete soyunacak. Dönüsüm için her türlü destege haziriz” seklinde konustu.

Simsek son olarak "Bazi sektörlerde sikintilar her zaman olur önemli olan kalici çözümler pesinde kosmaktir. Geçici çözümler pansuman çözümlerden sonuç alinamiyor. Size tamamen köklü bir sekilde dönüsüm nasil olur makro finansman istikrar nasil kalici hale getirilir bu hususlari konusma firsati bulduk" ifadelerini kullandi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile