Haberde, Türkiye'nin uluslararası barış gücünün bir parçası olarak yüzlerce askeri Gazze'ye konuşlandırılması planlarını son aşamaya getirdiği ifade edildi.
Middle East Eye (MEE), en az 2 bin askerden oluşması öngörülen bir barış gücü tugayının son haftalarda ülke genelinden personel topladığını söyledi. Uluslararası istikrar gücüne diğer ortak ülkelerle birlikte katılacak bu birlik, daha önce barış gücü veya çatışma bölgelerinde görev yapmış farklı ordu kollarından askerlerden oluşacak.
İsrail merkezli Mako'ya göre, Ankara yaklaşık 2.000 askerden oluşacak bir barış gücü için hazırlıklarını tamamladı.
Mako haber sitesine göre, Türkiye, Gazze Şeridi'ne yüzlerce asker konuşlandırmayı öngören kapsamlı bir plan üzerinde çalışıyor. Middle East Eye'ın aktardığı bilgilere göre, yaklaşık 2.000 askerden oluşması planlanan Türk barış gücü, son haftalarda ülke genelinde personel alımına başladı.
TÜRK BARIŞ GÜCÜ HAZIRLIKLARI TAMAMLANDI
Mako'ya göre, Ankara Gazze'ye gönderilecek barış gücü planlarını tamamladı. Söz konusu gücün, farklı kuvvet unsurlarından ve barışı koruma ile çatışma bölgelerinde deneyim sahibi birliklerden oluşması bekleniyor. Türk hükümeti, bu adımın bölgeye 'denge ve güvenilirlik' getireceğini vurgularken, İsrail tarafı Türkiye'nin sahadaki varlığını 'politik bir nüfuz arayışı' olarak değerlendiriyor.
'GAZZE'DE İSTİKRARI SAĞLAYACAĞIZ'
İsrail gazetesi, Türk güvenlik kaynaklarına göre, Türkiye'nin olası katılımı Gazze'de istikrarı güçlendirmeyi ve yeni çatışmaları önlemeyi hedefliyor. Kaynaklar, 'Varlığımız sahada denge ve güvenilirlik sağlayacak' ifadeleriyle Ankara'nın misyonuna vurgu yaptı.
İsrail merkezli Maariv haber sitesine göre, Türkiye, Gazze'ye asker gönderme planlarında son aşamaya geldi. İsrail yönetiminin 'Türk askeri sahada olmayacak' yönündeki açıklamalarına rağmen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın binlerce askeri Gazze'ye göndermeyi öngören bir plan üzerinde çalıştığı bildirildi.
'İSRAİL AÇISINDAN STRATEJİK BİR RİSK'
Maariv'in aktardığına göre, Türk hükümeti, İsrail'in açık itirazına rağmen, uluslararası bir barış gücü kapsamında yüzlerce askeri Gazze'ye konuşlandırmayı planlıyor. Haberde, söz konusu planın Ankara'da son haftalarda hız kazandığı ve bu adımın İsrail açısından 'stratejik bir risk' olarak değerlendirildiği belirtildi.
.png)
2 BİN KİŞİLİK TUGAY KURULMA AŞAMASINDA
Konuya yakın kaynaklara dayandırılan haberde, en az 2.000 askerden oluşacak bir tugayın oluşturulma aşamasında olduğu ifade edildi. Bu birliğin, Gazze Şeridi'nde görev yapacak uluslararası istikrar gücüne katılmasının beklendiği kaydedildi.
İsrail merkezli Maariv'e göre, bu birlik, daha önce barışı koruma operasyonlarında ve çeşitli çatışma bölgelerinde görev yapmış deneyimli askerlerden oluşacak. Türk askerlerinin, Gazze'nin güvenliğini sağlamak ve olası bir yeniden yapılanma sürecinde bölgedeki istikrarı desteklemek amacıyla konuşlandırılabileceği ifade ediliyor.
İsrail merkezli Kikar haber sitesi ise, İsrail'in güçlü itirazlarına rağmen Türk hükümetinin ABD Başkanı Donald Trump'ın barış planı çerçevesinde faaliyet gösterecek uluslararası bir gücün parçası olarak en az 2.000 askerden oluşan bir tugay kurduğuna yer verdi.
.png)
TÜRKİYE, NATO ÜYESİ OLARAK GAZZE'DE ROL ÜSTLENMEKTE KARARLI
Middle East Eye'ın aktardığı bilgilere dayandırılan haberde, Ankara'nın yüzlerce askerini Gazze Şeridi'ne konuşlandırma planlarını aktif şekilde şekillendirdiği belirtiliyor. NATO üyesi ve bölgedeki önde gelen Müslüman ülkelerden biri olan Türkiye'nin, savaş sonrası Gazze'de görev yapacak çok uluslu istikrar gücünde önemli bir rol üstlenmekte kararlı olduğu ifade ediliyor.
'TÜRKİYE KİLİT BİR ORTAK'
Kikar'a göre, Başkan Trump, Türkiye'yi bu süreçte 'kilit bir ortak' olarak görüyor. Konuya yakın kaynaklar, en az 2.000 askerden oluşacak tugayın oluşum ve eğitim sürecinin son aşamalara geldiğini belirtiyor. Söz konusu askerlerin daha önce barışı koruma misyonlarında görev yapmış birliklerden seçildiği kaydediliyor.
Gazetede, İsrail'in endişesinin, Türk askeri varlığının İsrail'in Gazze'deki gelecekteki askerî operasyon özgürlüğünü kısıtlayabileceği ve bölgede kurulacak yerel yönetim organlarına farklı bir siyasî ve askerî destek sağlayabileceği düşüncesinden kaynaklandığı ifade ediliyor.



















