Bölgedeki Güvenlik ve istihbarat birimlerince hazırlanan raporda, Bölücü Terör Örgütü’nün (BTÖ) 15 Ağustos 1984’te Eruh’ta gerçekleştirdiği ilk terör eyleminin yıldönümünde Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde peşi sıra sözde özerklik ilanı haberleri geldiğine dikkat çekilerek "Bu kapsamda BTÖ güvenlik boşluğuolan bölgeleri tespit ederek kısa süreli olarak yollarda kimlik kontrolü yapmakta ve kamuoyunda hakimiyet kurduğu algısını yaratmaya ve baskısını bu yolla artırmaya devam etmektedir" denildi.
Yapılan araştırma ve incelemelerde; KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan tarafından 27 Temmuz 2015’te BTÖ yandaşı bir TV’ye yapılan açıklamada, “Köy köy kasaba kasaba demokratik özerkliği inşa ederek AKP’ye karşı koyalım. Türkiye’den ayrılmıyoruz demokratik kurallara saygılıyız, artık tek yönetim biziz dememeliyiz. Yerel demokrasiyi geliştirirsek Hükümete darbe vurmuş oluruz. Demokratik özerkliği geliştirmeye davet ediyorum herkesi” çağrısında bulunduğu kaydedilerek söz konusu çağrıdan sonra şu ana kadar, aşağıdaki çizelgede belirtilen 2 il ve 10 ilçe olmak üzere toplam 12 yerleşim biriminde sözde özerklik ilan edildiği tespit edildiği bildirildi.
Sözde özerklik ilan edilen bölgeler ise şöyle; " Şırnak/Merkez 10 Ağustos 2015, Şırnak/Silopi 12 Ağustos 2015, Şırnak/Cizre 12 Ağustos 2015 , Mardin/Nusaybin 12 Ağustos 2015, Hakkâri/Yüksekova 13 Ağustos 2015, Muş/Varto 13 Ağustos 2015, Muş/Bulanık 13 Ağustos 2015, Hakkâri/Merkez 14 Ağustos 2015, Diyarbakır/Sur 14 Ağustos 2015, Diyarbakır/Silvan 15 Ağustos 2015, Van/Edremit 15 Ağustos 2015, Van/Başkale 16 Ağustos 2015."
Sözde özerklik ilanlarında; devleti reddetmedikleri fakat kentte bulunan devletin tüm kurumlarının kendileri için meşruiyetini kaybettiği, devletin atadığı vali ve kaymakamlar tarafından yönetilmek istemedikleri, halk olarak özyönetimlerini esas alarak demokratik temelde yaşamlarını inşa edecekleri, bundan sonrada tüm saldırılar karşısında demokratik öz savunmalarını gerçekleştirecekleri vurgusu yapıldığına dikkat çekilerek şöyle denildi:
"BTÖ’nün sözde özerklik ilan edilen bölgelerde; güvenlik güçlerinin söz konusu bölgelere girmelerini ve hakimiyetlerini engellemek maksadıyla başta hendek kazma, EYP tuzaklama şeklinde olmak üzere eylemler gerçekleştirdiği ve bunu artırarak sürdürecekleri, BTÖ ve müzahir gruplar tarafından, söz konusu bölgelerde hâkimiyetin BTÖ’de olduğunu göstermek maksadıyla giriş çıkışları kontrol altında tutmaya yönelik uygulamalar yapıldığı istihbar edilmiştir."
Malum siyasi partinin sözde ateşkes ve çözüm süreci çağrılarının Kandil’i ve KCK’yı bağlamadığı, bağlayamayacağı BTÖ’nün sözde üst düzey lider kadrosunca alt kadrolara ifade edildiği vurgulanarak, "Ancak malum siyasi partinin eş başkanlarının bu yönde barışçıl açıklamalar yapmaya devam etmelerinin ulusal ve uluslararası kamuoyunda yarattığı etki açısından olumlu olacağı belirtilmektedir. Yani Eş Başkanların bu tür konuşmaları KCK ve Kandil tarafından kesinlikle ciddiye alınmamaktadır. Bu açıklamaların algı yaratma amaçlı olduğu ve devam edeceği değerlendirilmektedir" denildi.
Son iki gündür güvenlik kuvvetlerince bazı ilçelerde sokağa çıkma yasağı ilan edilerek operasyonlara girişilmesi KCK kanadında büyük bir rahatsızlığa ve paniğe yol açtığı vurgulanan raporda şu ifadelere yer verildi:
" Bu tür operasyonların devam etmesi durumunda çok zor duruma düşeceklerini anlayan sözde lider kadrosu, tecrübeli olup olmaması dikkate alınmadan çok sayıda teröristi sahaya sürme kararı almış ve saldırı talimatı vermişlerdir. Alınan istihbaratta sahadaki teröristlere verilen talimat “Vur Kaç taktiği uygulamaları, ilk ateşte güvenlik kuvvetlerine zayiat verdirerek bölgeyi süratle terk etmeleri” yönündedir."
Raporda şu değerlendirme yapılmakta:
"Ülke içindekilere ilave olarak gerek ABD, gerekse AB’nin bazı ülke temsilcileri tarafından sıklıkla dile getirilen ateşkes çağrıları aslında Bölücü Terör Örgütü tarafından yapılan gizli ateşkes taleplerinin bir yansımasıdır. Devletin kararlı adımlar atması sonucunda Bölücü Terör Örgütü oldukça zor bir duruma düşmüş ve bu kararlılığın kendi sonlarını getireceğini anlamışlardır. Böyle kritik bir zamanda sözde bir ateşkes, terör örgütünün daha da güçlenmesine ve psikolojik bir üstünlük kazanmasına sebebiyet verebilecek; yakın bir gelecekte kendinin toparlayacak olan terör örgütü çok daha güçlü saldırılarda bulunma imkanına kavuşabilecektir.
Sınırlarımız içinde ve ötesinde yürütülen operasyonlara ara verilmeden devam edilmesi Kamu Düzeni ve Güvenliği açısından hayati önemi haizdir. Kararlılık başarıyı kaçınılmaz kılacaktır.
Sınır ötesi hava harekatları Kandil ve civarı kampları felç etmiş, neredeyse işlemez duruma getirmiştir. Güvenlik güçlerinin yurt içi operasyonlara ağırlık vermesi ve kararlılıkla sürdürmesi BTÖ’nün iç yapılanmasını çökertecek ve dağda bulunan kadroyu yok olmayla yüz yüze getirecektir.
Sözde özerklik ilan edilen 12 bölgenin üzerine kararlılıkla gidilerek burada yaşayan vatandaşlarımıza devletin yanlarında olduğu hissi verilmeli, kamu güvenliği acilen tesis edilmelidir. Bu türdeki sözde özerklik ilanlarına devam edileceği yönünde bilgi alınmaktadır. Bu nedenle buralara yönelik yapılan ve yapılacak olan operasyonların bu türden sözde özerklik ilanlarının önünü keseceği değerlendirilmektedir."
İstihbarat Raporuna Göre, Bölücü Terör Örgütü 12 Yerleşim Biriminde Sözde Özerklik Teşebbüsünde Bulundu
Bölgedeki Güvenlik ve istihbarat birimlerince hazırlanan rapora göre, bölücü terör örgütü bölgede 12 yerleşim biriminde sözde özerklik teşebbüsünde bulundu.