Izmir'in Göbeginde 40 Yillik Bir Yilan Hikayesi Açiklamasi Basmane Çukuru

Konak’ta, 40 yili askin sürekli davalik olan, sehrin en önemli noktasinda atil vaziyette bekleyen ve “Basmane Çukuru” olarak anilan arazi, bugüne kadar ne yapildiysa bir türlü çözüme kavusamadi. Sayisiz belediye baskaninin canlandirmak için girisimde bulundugu, mimari projelerin çizildigi; fakat yargiya takilan arazinin hikayesi, adeta filmlere bile konu olacak cinsten.

Kentin merkezinde tam bir yilan hikayesi

Kentte zaman zaman “utanç çukuru” olarak da anilan 20 bin metrekareyi askin büyüklügündeki alan, 1980’li yillarin sonuna kadar otobüs garaji olarak hizmet verdi. Ismet Kaptan Mahallesi’ndeki arazi, sehirlerarasi garajin tasinmasi, bölgede hareketliligin ve ticaretin azalmasiyla yilan hikayesine dönüstü ve süreç böyle basladi.

Meshur Basmane Meydani’nin hemen karsisinda bulunan ve bu nedenle Basmane Çukuru olarak anilan arazi, kentin en islek bölgesinde yer aliyor.

Alanda hareketlilik: Tonlarca molozla dolduruldu, artik dümdüz

“Izmir’in bir sorunu” haline gelen arazi, kisa bir süre öncesine kadar ise kent merkezinde mini göleti andiriyordu. Çesitli dönemlerde atilan temellerin üzerine yagmur sularinin doldugu arazide ise su siralarda hummali bir çalisma var.

Izmir Büyüksehir Belediyesi ekipleri, aylar süren çalismayla kamyonlar vasitayla tonlarca molozla araziyi doldururken, 20 bin metrekarelik alan son asamada dümdüz oldu.

Aziz Kocaoglu: “Kentin basinda çiban basi, kara bulut gibi”

2004 ve 2019 yillari arasinda görev yapan Izmir Büyüksehir Belediyesi Eski Baskani Aziz Kocaoglu da, 15 yillik görev süresince arazinin çözümü için ugrastiklarini belirtti.

Kendi döneminde yüzde 12’lik hisseyi yüzde 30’a çikardiklarini anlatan Kocaoglu, arazi için, “Kentin basinda çiban basi, kara bulut gibi. Ben 15 sene ugrastim. Iyi niyetle ve samimiyetle taraflari birlestirdim; ama bir yere kadar asabiliyorsunuz” dedi.

Yasanan süreci anlatan Aziz Kocaoglu, “Burhan Özfatura’nin ikinci döneminde, EGS Holding ve Güç Birligi Holding, bu iki sirket, Basmane Çukuru dedigimiz, eski garaj yerinde bir proje yapmak istiyorlar. Burhan Bey’de bu konuya; kentin kalkinmasi, gelismesi ve ihtiyaçlarinin karsilanmasi için olur veriyor. Bir mukavele yapiliyor, burada bu sözlesmeden sonra dava süreçleri basliyor. Dava süreçlerinin iki tarafi var; birinci tarafi belediye, diger tarafi da 1989-1994 yillari arasinda Büyüksehir Belediye Baskanligini yapan Yüksel Çakmur Beyefendi ve meslek odalari. Biz göreve geliyoruz. Bu problemin, sorunun çözülmesi için girisimlerde bulunduk. Önce odalarla topladik. Odalar, buraya; bir alisveris merkezi, ticaret merkezi yapilmasina karsilar; ama ayni zamanda, daha çok kamu hakkinin yendigine, kamu vicdaninin bu yüzde 12 orandan rahatsiz oldugu konusunda kamu davasi agirlikli olarak açiyorlar. Yüksel Bey’de plana karsi ve buranin bu amaçla kullanilmamasini istiyor. ‘Izmir Büyüksehir Belediyesi hissesini yüzde 30’a çikartabilir miyiz?’ diye bizim baslattigimiz bir çalisma oldu. Bu çalisma, odalar tarafindan da genel kabul gördü. Yüksel Çakmur Beyefendiden randevu aldim, görüstüm. ‘Yüzde 30’a çikartirsam, dava açmazsaniz bu problem çözülür, hallolur seklinde düsünüyorum’ dedim. ‘Yüz 30 çikar, sonra görüselim’ dedi.

Biz de sirketlerle görüstük ve 30’a çikarttik” seklinde konustu.



“Yüzde 30 hisseyi çikarinca meslek odalari sözünce durdu, Yüksel Bey dava açti”

Kocaoglu, söyle devam etti:

“Odalar, meslek odalari sözlerinde durdular ve dava açmadilar; ama Yüksel Bey’e tekrar gittim, ‘Yüzde 30 çikartiyorum, kamu zarari telafi ediliyor. Siz de dava açmayin’ dedim. ‘Hepsini almazsaniz dava açacagim’ dedi, davayi sürdürdü. Isler tikirinda gitseydi, yürüseydi, dava açilmasaydi ve Güç Birligi Holding ve EGS Holding’in durumu bozulmasa, bugün bir ticaret merkezi ortaya çikacakti; ama bozulunca, kamunun hissesi Izmir kamuoyunda tasvip görmeyince bu noktaya geldi.”

Çözüm yolu hakkinda önerilerde bulunan ve belediyenin yüzde 30 hissesinin bulundugu yere Izmir Büyüksehir Belediyesi hizmet binasi yapilmasi gerektigini ifade eden Aziz Kocaoglu, “Bunun karsilikli anlasmayla çözülmesi gerekiyor. Çözülmeyecek diye bir sey yok. Yeter ki iyi niyetle, samimiyetle çalisilsin; kiymetli bir mülk” ifadelerine yer verdi.

Burhan Özfatura anlatti: “Türkiye’de yargi, istemezükçülere daha fazla prim taniyor”

1984 ve 1999 yillari arasinda görev yapan Izmir Büyüksehir Belediyesi Eski Baskani Burhan Özfatura da, arazinin Izmir ekonomisine, turizmine katkisinin olabilecegini belirtti.

“Izmir için bir utanç çukuru olarak bugüne kadar çözüme kavusamadi” diyen Özfatura, “Fuarla beraberce oraya bir canlilik kazandirilmasi lazim. Türkiye’de yargi, maalesef istemezükçülere daha fazla prim taniyor ve yapilan icraatlerin de engellenmesine imkan sagliyorlar. Binlerce insan, orada is imkani bulacakti. Izmir ekonomisine, fuarla baglantili olarak, fuarda da yeni bir takim aktiviteler gelistirerek çok güzel bir eser kazandirilabilirdi. Buranin sorununun çözülmemesi için hiçbir gerekçe yok” diye konustu.

Özfatura, kendi döneminde yapilan satisa iliskin de bilgi vererek, “Biz ilk baskanlik döneminde, orada 5 yildizli bir otel ve ona bagli birtakim mekanlarin yapilmasi için yaptigimiz ihaleyi Asil Nadir kazanmisti. O is olmadi. Ikinci dönem Kemal Zorlu rahmetli, bu Izmir is adamlarinin bütün birlikte yürüttükleri sirket kanaliyla orayi bizden satin aldi. Bize gerçekten çok iyi bir fiyat verdi. Daha sonra, birtakim bizim hizmetlerimizi engellemek isteyen muhalefet mensubu politikacilar, devami olarak orayi dava konusu yaptilar. Orasi böyle sürüncemede kaldi. Bütün ihale mevzuatina hepsi açik ve net. Izmir’in çikarlari açisindan en küçük bir problem yoktu” dedi.



Bölge esnafi da durumdan sikayetçi: “Utanç duvarini buradan kaldirsinlar”

Etrafi çevrili Basmane Çukuru çevresindeki esnaflarda, durumdan sikayetini dile getirdi. 39 yildir esnaflik yapan Ahmet Üzüm (64), “Ben 39 yildir burada esnafim. Benden eski esnaf çarsida yok. 23 yil önce buraya bir temel atildi. Bu utanç duvari böyle hanimizin, is yerlerimizin önüne örüldü. Bütün pisligini, bütün mikrobunu biz çekiyoruz. Hangi partiden olursa olsun, ricamiz; bunu ilk birinci madde olarak gündemlerine alsinlar. Su utanç duvarini, su Izmir’in utancini buradan kaldirsinlar” diyerek isyan etti.

Bir baska esnaf Gökçe Özdayi (40) da, söyle konustu:

“Izmir’in tam göbeginde olan bir yer burasi ve artik bir çözüme ulasmasi gerekiyor. 23-24 yildir atil vaziyette duruyor. Yazik. Çok les bir görüntüsü var. Su varken ayri bir pislik, simdi doldurdular. Tozuyla, topragiyla ugrasmak da çok zor oluyor.”