Milletvekili Hasgür, haklarında örgütlü suçlardan dava açılan, on yıl tutuklu kalmalarına rağmen davaları sonuçlandırılamamış kişilerin, özellikle Hizbullahçıların tahliye edilmelerinin iflas eden yargı sistemini gözler önüne serdiğine dikkat çekti. Hasgür, Yargıtay'ın, istemesi durumunda zaman aşımına uğrayacak dosyaları öne alabileceğini ve karara bağlayabileceğini ifade etti.
Yıllardır gerek yerelde gerekse yüksek yargıda devam eden ve bitirilemeyen davalardan herkesin şikayetçi olduğunu ifade eden Hasgür, "Davaların hızlandırılması için bizim iktidarımız döneminde Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sistemi kurularak yargının hızlandırılması bir nebze de olsa sağlandı. Fakat esas çözülmesi gereken Türkiye'deki yetersiz hakim ve savcı miktarıydı. Söz gelimi gelişmiş bir ülkede 2 bin 500-3 bin kişiye bir hakim ve savcı düşerken bizde ancak 6 bin kişiye bir hakim ve savcı düşmektedir. Hükümet, bu sorunu çözmek ve hakim-savcı sayısını artırmak için defalarca sınavlar açmasına rağmen bu sınavlar, maalesef yine bugün sorunun kaynağında yer alan yüksek yargı tarafından engellendi." diye konuştu.
2004 yılında yasa çıkarılarak yüksek yargının yükünü hafifletecek istinaf mahkemelerinin kurulması gündeme geldiğinde de yüksek yargının "Bizim istinaf mahkemelerine ihtiyacımız yok. Yargıtay'daki daire sayısını artıralım yeter." diyerek, karşı çıktığını anlatan Hasgür, şöyle konuştu: "Tabii maksatları kontrollerinde tuttukları HSYK sayesinde yeni kurulacak dairelerde de mevcut kast sistemini güçlendirmeyi hedefliyorlardı. Şimdi ise HSYK'da çoğunluğu kaybettikleri için yeni dairelerin kurulmasını istemiyorlar."
