Prof. Dr. Çalikusu Açiklamasi 'Kalinbagirsak Kanseri Erkeklerde Üçüncü, Kadinlarda Ikinci Sirada Görülüyor'

Prof. Dr. Çalikusu Açiklamasi 'Kalinbagirsak Kanseri Erkeklerde Üçüncü, Kadinlarda Ikinci Sirada Görülüyor'

Tibbi Onkoloji Uzmani Prof. Dr. Züleyha Çalikusu, kolon (kalinbagirsak) kanserinin kanser hastaliklari arasinda Türkiye’de erkeklerde üçüncü, kadinlarda ise ikinci sirada yer aldigina dikkat çekti.

Acibadem Adana Hastanesi Tibbi Onkoloji Uzmani Prof. Dr. Züleyha Çalikusu dünyada her yil yaklasik bir milyon, Türkiye’de ise 6 bin kisinin yakalandigi kolon kanserinin ülkemizde erkeklerde akciger ve prostat kanserinden sonra üçüncü sirada, kadinlarda ise meme kanserinden sonra ikinci sirada geldigini belirtti.

Kolon ve rektum kanserlerinin çogunlukla bu bölgelerdeki poliplerden kaynaklandigini ifade eden Prof. Dr. Çalikusu bu hastaliklardan korunmanin baslica sartinin, gerekli tarama tetkiklerini ihmal etmemek oldugunu, bununla birlikte sigara ve alkolden uzak durmak, spor ve egzersiz açisindan aktif bir yasam tarzi benimsemek, yag ve kirmizi et tüketiminde asiriya kaçmamak ve tam tahillar ile lifli gidalar açisindan zengin bir beslenme programi benimsemek gerektigini vurguladi.

Hastaligin ortalama görülme yasinin 63 oldugu bilgisini veren Prof. Dr. Çalikusu, kesin sebebi bilinmese de kiside kolorektal kanser gelismesini artiran risk faktörlerinin “ileri yas, bagirsak polipleri, genetik faktörler, ülseratif kolit ya da Crohn gibi bagirsak hastaliklari, kadinlarda yumurtalik, meme ve rahim kanseri hikayesi, islenmis ve hayvansal gidalarin asiri, meyve ve sebzenin ise az tüketilmesi ve sigara kullanimi” oldugunu söyledi.



Hastaligin belirtileri ile ilgili Prof. Dr. Çalikusu, “Yeni baslangiçli kabizlik ya da tam tersi diskinin kivaminda (ishal lehine) veya kokusunda degisiklik, demir eksikligi ile ortaya çikan kansizlik, diskinin kalinliginin incelmesi, diski ile karisik kan gelmesi ya da tuvalete çiktiktan sonra makattan kan gelmesi, karin agrisi, istahsizlik ve istemsizce olan kilo kayiplaridir” dedi.



“Erken tani için kolonoskopi gerekir”

Kolon kanserinin erken taranmasi için kolonoskopi, diskida gizli kan bakilmasi, bilgisayarli tomografi (BT) kolonografisi, fleksible sigmoidoskopi ve diskida DNA testleri gerektigini kaydeden Çalikusu, “Ailesinde bagirsak kanseri olmayan ve bagirsaga ait hiç yakinmasi olmayan kisilerde kolonoskopi taramasi günümüzde 50 yasinda baslatilmaktadir ve herhangi bir polip görülmedigi durumlarda her 10 yilda bir tekrarlanmalidir. 1. derece yakinlarinda 65 yas öncesi gelismis bagirsak kanseri ya da meme, rahim ve yumurtalik kanserleri olan kisilerde ise kolonoskopi ile tarama yasi 40’tir. Kisinin 1. derece yakininin kanser oldugu yastan 10 sene öncesi 40 yasindan önceye denk geliyorsa, erken yasta tarama yapilmalidir. Ülseratif kolitli hastalarda, hastalik yasi 10 yili geçtiginde, her sene kolonoskopi kontrolü gerekmektedir. Ailede genetik geçisli polipoizis sendromlari olan kisilerde tarama yasi 15-18 yas itibariyla baslamalidir. Hastanin kolonoskopi yapilmasini tercih etmedigi durumlarda 5 yilda bir BT kolonografiler yapilabilir Ancak BT kolonografilerde sadece tani konulabilir, herhangi bir polip ya da kütle görüldügünde o lezyonlardan biyopsi almak için kolonoskopinin yapilmasi gerekecektir” diye konustu.



“Tedavi yöntemlerinin basinda cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi geliyor”

Kolon ve rektum kanserlerinin çesitli yöntemlerle tedavi edildigini de belirten Çalikusu, cerrahi, kemoterapi (ilaç tedavisi) ve radyoterapinin (isin tedavisi) bu tedavilerden en sik kullanilanlari oldugunu dile getirdi.

Kalin bagirsak kanserinin erken evrede teshis konulup ameliyat ile tamamen vücuttan temizlense dahi, bazi tümör hücrelerinin lenf ve kan damarlari yoluyla vücudun çesitli yerlerine gidebildigini ifade eden Çalikusu, “Yapilan tüm görüntüleme ve teshis yöntemlerine ragmen ’mikrometastaz’ denilen bu hücreler saptanamayabilir. Bu hücreler yok edilmedigi takdirde zaman içinde çogalip büyüyerek hastaligin vücudun herhangi bir yerinde yeniden ortaya çikmasina (metastaz) neden olurlar. Bu nedenle kalin bagirsak kanserlerinde evreye bagli olarak ameliyat sonrasi koruyucu (adjuvan) kemoterapi uygulanir. Hedefe yönelik ilaçlar kalin bagirsak kanserinin tedavisinde çok sik olarak kullanilmaktadir. Bu ilaçlar sadece evre IV hastalikta kullanilirlar, erken evre hastaligin koruyucu tedavisinde etkileri yoktur. Kemoterapi gibi damar yoluyla uygulanirlar ve tüm vücutta etkilidirler. Birçok kemoterapi ilacinin kullanilmasina ragmen ilerlemeye devam eden, dirençli kalin bagirsak kanserlerinde yeni gelistirilen bazi hedefe yönelik ilaçlarin yasam süresini uzattigi ve hastaligin seyrini yavaslattigi bulunmustur” diyerek sözlerini tamamladi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile