Prof. Dr. Yazıcı: Türkiye’Nin En Büyük Sorunu Askeri-Sivil Vesayettir

Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Serap Yazıcı, "Türkiye‘nin en büyük sorunu askeri-sivil vesayet mekanizmalarından kurtulabilme sorunlarıdır." dedi.

Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Serap Yazıcı, "Türkiye‘nin en büyük sorunu askeri-sivil vesayet mekanizmalarından kurtulabilme sorunlarıdır." dedi.

Prof. Dr. Serap Yazıcı, Yeni Anayasa’nın tartışıldığı Abant Platformu‘nda Oturum Başkanlığını Prof. Dr. Mehmet Altan’ın yaptığı 3. oturumda konuştu. Serap Yazıcı, "Türkiye‘nin en büyük sorunu askeri-sivil vesayet mekanizmalarından kurtulabilme sorunlarıdır. Bu kurumların kendilerini sonsuza kadar yaşatabilecek zihinsel kalıpları var. Türkiye 1961 anayasasıyla, iddia edildiği gibi özgürlükçü bir anayasa devralmadlı. Belki en büyük günahın sahibi. Birtakım vesayet mekanizmaları yaratılmış, çoğulcu demokrasinin modeli olarak sunulmuştur. MGK, ilk defa bu anayasayla yaratıldı. Asker, adeta Bakanlar Kurulu‘nun hükümet ve parlamentonun yanında daha güçlü bir kurum gibi ortaya çıkmıştır. 27 Mayıs generallerinin yargılanmayacağına dair güvenceler sunulmuştur. Kendisi bir vesayet makamı olan Cumhuriyet Senatosu içinde Milli Birlik Komitesi üyelerine yasama üzerinde söz söyleme hakkı verildi. TSK, Sayıştay‘ın denetiminin dışına çıkarılmıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemeleri ile DGM bu dönemde kuruldu. AYİM hala işlerlik halinde." değerlendirmesinde bulundu.

Yazıcı, bu durumun 1982 Anayasası ile kurulan askeri vesayet mekanizmalarını daha da güçlendiğini kaydetti. Yazıcı, bu dönemde MGK’nın, Cumhurbaşkanı Konseyi haline geldiğini, 1982 Anayasası, Cumhurbaşkanı yasama yürütme ve yargının tepesine yerleştirilmiş ve bir güçle donatıldığını ifade etti. Yazıcı, "Bu kurumlar devletin resmi ideolojisini yüklenmiştir. HSYK da, yargının bağımsızlığı için tasarlanmadı. Üye seçimi, kararların iç itiraz denetimine açık olmaması, yargı denetiminin olmaması gibi durumlar ortaya çıktı." dedi.

"PARTİLER MÜPHEM İFADELERLE KAPATILMAMALI"

Gelişmiş ülkelerde partilerin kapatma kararlarının çok istisna olduğunu ifade eden Yazıcı, "Şiddet kapatma sebebi olmalıdır. Bugün olduğu gibi müphem ifadelerle kapatılmamalı. Yine daha yeni kurulan bir parti tüzüğündeki ifadelerinden dolayı kapatma davasına maruz kalmamalıdır. Bir partinin kapatılması durumda ülkenin maruz kalacağı sosyal ve ekonomik sonuçlara katlanabilen kurumlar yapmalıdır. Avrupa ülkelerinin çoğunda bu durum böyledir. Yargıtay başsavcısı delil toplar anayasa mahkemesi ise bunu hemen kapatır. Maddi delillere bakılmıyor. Yargıtay Başkanlığı, Anayasa maddi delil toplamalı. Gerekirse dava açmamalıdır.”





Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile