Tarihi Kentler Birliği Malatya Semineri Sona Erdi

Tarihi Kentler Birliği Malatya Seminerleri sona erdi.

Anemon Otel‘de gerçekleştirilen ve genel bir değerlendirmenin yapıldığı seminere; Malatya Valisi Doç. Dr. Ulvi Saran, Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır, ÇEKÜL Vakfı Başkanı ve Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen ile İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik‘in yanı sıra belediye başkanları ve akademisyenler katıldı.

Seminerin son gününde Vali Doç. Dr. Ulvi Saran, "Malatya Bütününde Her Ölçekte Koruma" konulu bir sunum yaptı. Saran, "Gerek işlevsel gerekse yapısal olarak Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu‘nun (KUDEB) kuruluşu ve Malatya merkez ve ilçeler ölçeğinde tarihi eserleri ve kültürel mirasımızın korunmasına yönelik olarak yaptığı faaliyetler esasen tarihi kentlerin gelişimi ve tarihi mirasın korunmasıyla ilgili uygulamalara örnek teşkil edecek mahiyettedir. Malatya, gerek kent merkezi gerekse ilçe ve

beldeleriyle zengin bir tarihi miras ve kültürel birikime sahiptir" dedi.

Malatya‘nın çok yönlü tarihi ve kültürel mirasıyla dikkat çektiğini vurgulayarak, "Koruma bilincinin geliştirilmesi yönünde faaliyetlere başladık. Doğal varlıklar, arkeolojik alanlar ve tarihi eserlerin korunmasına yönelik envanterimizi çıkarttık. Bu anlamda ciddi çalışmalar yapmaktayız" diye konuştu.

Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır ise, "Doğa ve Kültür Zengini Malatya" konulu bir sunum yaptı. Çakır, sunumunda yaptığı konuşmada, "Malatya bugün genelde 750 bin ve merkezi 400 bini aşan nüfusu ile geçmişten bugüne çok sayıda tarihi esere tanıklık etmekte, oldukça zengin bir doğa ve kültür varlığına ev sahipliği yapmaktadır. Yetişmiş insan kaynağı bakımından oldukça zengin bir il olan Malatya‘mız, İsmet İnönü ve Turgut Özal gibi yakın tarihte iki Cumhurbaşkanı çıkarmış, onlarca fikir ve sanat adamı

yetiştiren bir ildir" şeklinde konuştu.

Malatya‘nın tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını kaydeden Çakır, "Malatya‘yı daha yaşanılabilir bir kent yapma adına ekibimizle yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Birçok tarihi yapıyı Valiliğimiz öncülüğünde gelecek nesillere taşımak için gayret ediyoruz" ifadelerini kullandı.

ÇEKÜL Vakfı Başkanı ve Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen ise, seminerle ilgili olarak genel bir değerlendirme yaptı. Sözen, "Kaybettiklerimizi yeniden bulmak istiyoruz" dedi.

Sözen, kültür öncelikli bir siyaset olmadığı sürece Türkiye‘nin geleceğinin olamayacağını savunarak, "Çok dikkat ettiyseniz, Valimizin ve Belediye Başkanımızın sunumları bize bir farklı şeyi daha getiriyor. Türkiye‘de merkezi hükümetle, merkezi hükümetin yerel temsilcisi ve seçilmişiyle ilgili yeniden düşünülmesi gereken farklı bir yeni bir örgütlenme kaçınılmazdır. Düne kadar valilerimizin sınırlı yetkileri ve belediye başkanlarımızın sınırlı yetkileri artık yerelde daha farklı bir düzen daha farklı bir

kategoride yetki donatısıyla devreye girmesini gerektiriyor" diye konuştu.

Malatya‘da yeniden başlayan bir durum gördüğünü kaydeden Sözen, "Artık akla, birikime, planlamaya ve onun içinde yer alan uygulayıcılara biraz dikkat etmelerini, bu arkadaşlarımızın bu yereldeki büyük dinamiğin doğru kullanılacağı bir ortamın oluşturulması kaçınılmazdır. O yüzden Tarihi Kentler Birliği ve ÇEKÜL gibi kuruluşlar bugüne kadar kurulduğumuzun sürecini unutmadan geliyoruz. Hiçbir parti ayrımı yapmadan her yerin kutsal olduğunu kanıtlamak istiyoruz. Bu bizim aradığımız, yitirdiğimiz ama şimdi

bulduğumuz, bundan sonrada sürekliliğinin altını çizerek, kaybetmemek üzere bir irade oluşturmak istiyoruz. Malatyalılara sesleniyorum. Ne olur biraz sarsılın. Biliyorum vakıf olarak eğitime yardım ediyorsunuz. Hemşerilik duygularında Malatya için söylemiyorum, her yerde bir sıkıntı var. Ama bunu aşan kentlerde var. Bugüne kadar ki sıkıntımız; buradan gücünü almış, para kazanmış, özel kesimde ağalık kurmuş her Anadolu çocuğunun kendi kentine dönmesini istiyoruz" şeklinde konuştu.

Düzenlenen seminerle bilincin başladığını belirten Sözen, "Bu dayanışma çok önemlidir. Bunun tarihi yazılmalıdır. Merkezi hükümetimiz ve özel kesim, bizim açtığımız kapılardan doğruları buraya doğru akıtmalarıdır. Merkezi hükümette karşılığımız olan kimliklerin iyi yetiştirilmesini istiyoruz. Kültür öncelikli bir siyaset olmadıkça Türkiye‘nin geleceği olamaz" dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile