Türk Dizi Sektörü Sempozyumu'nda 'Türk Dizileri Açiklamasi Sorunlar, Imkanlar, Türk Dis Politikasi' Konusuldu

Yapimci Timur Savci: 'Türk dizilerine özellikle son 6 yildir kamudan ciddi destegin baslamis olmasi sevindirici' 'Ben Muhtesem Yüzyil'i yapmasaydim, bugünkü manada, bu estetikte Osmanli dizileri yapilamayacakti. Burada alçak gönüllülük yapmayacagim. Çünkü ben 2,5 sene bilfiil bunun için çalistim' Gaziantep Üniversitesi Iletisim Fakültesi Ögretim Üyesi Doç. Dr. Gökhan Gökgöz: 'Tarih sadece liderler ya da kahramanlari anlatan bir sey degildir. Ayni zamanda küçük hikayeler, mikro dünyalar da vardir'

Diplomasi Vakfi tarafindan düzenlenen Türkiye'nin Yumusak Gücü: Türk Dizi Sektörü Sempozyumu'nda "Türk Dizileri: Sorunlar, Imkanlar ve Türk Dis Politikasi" baslikli oturum yapildi.

Türkiye'de dizi sektörünün sorunlarinin tanimlanmasi ve çözüm önerilerinin gelistirilerek, bu sorunlarin giderilmesi için bir yol haritasinin çikarilmasi hedeflenen sempozyum, Conrad Istanbul Bosphorus'ta düzenleniyor.

Sempozyumun "Türk Dizileri: Sorunlar, Imkanlar ve Türk Dis Politikasi" baslikli oturumunu Istanbul Medeniyet Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav yönetti.

Oturumda konusan yapimci Timur Savci, reklamcilik geçmisinin kendisi için filmleri nasil evrensellestirilecegine dair önemli bir rehber oldugunu anlatti.

Sanilanin aksine dönem dizilerinin yurt disi pazarinda satilmasinin daha zor oldugunu belirten Savci, Türk dizilerinin daha çok ask ve entrika türlerinin ilgi gördügünü ifade etti.

Savci, Türk yapimlarinin renkli isler yapmak zorunda oldugunun altini çizerek, "Bizim Türk kültürümüzü, tarihimizi dünyaya satmak istiyorsak yaninda öbürlerini de yapmaliyiz ki paket halinde kabul edilsin." dedi.

Türk yapimlarinin hepsinin dünyada ilgi görmedigini kaydeden Savci, "Özellikle dis politika bir sürü seyin kaderini çok belirleyen bir unsur olabiliyor. Bugün iyi niyetle bakan bir ülke yarin isine gelmedigi için üretilen içerikten hoslanmayabiliyor. Fakat Türk dizilerine özellikle son 6 yildir kamudan ciddi destegin baslamis olmasi sevindirici." diye konustu.

- "Muhtesem Yüzyil'i yapmasaydim, bu estetikte Osmanli dizileri yapilamayacakti"

Savci, Türk dizilerini yurt disi yolculugunda 100'ün üzerinde ülkenin kapisini ilk kez açan yapimin "Muhtesem Yüzyil" olduguna dikkati çekerek, söyle devam etti:

"Ben Muhtesem Yüzyil'i yapmasaydim, bugünkü manada, bu estetikte Osmanli dizileri yapilamayacakti. Burada alçak gönüllülük yapmayacagim. Çünkü ben 2,5 sene bilfiil bunun için çalistim. Bugün tüm izlediginiz Osmanli dizilerinde benim tasarlattigim kalkanlar, basliklar, kostümler, sakallar, saçlar, davranis biçimleri ve ritüeller kullaniliyor. Herkes zannediyor ki bir padisahin karsisina çikildiginda öyle durulur, öyle kapidan çikilir vesaire. Öyle bir sey yok, onlari biz öyle tasarladik seyircinin ilgisini çekmek için. Sonra benim tasarimlarimin aynisini devam ettirdiler ama bugün artik neredeyse tarih hocalari bile öyle yapildigina inaniyor. Saniliyor ki Osmanli'da kina ritüelleri böyle yapilir. Onunla ilgili bir belge yok. Her kültürün kendine göre bir kina kültürü varmis ama biz dogal olarak, reyting için en çok izlenecek, en estetik olmaya yatkin ve dikkat çekici olacak sekilde tasarladik."

Gaziantep Üniversitesi Iletisim Fakültesi Ögretim Üyesi Doç. Dr. Gökhan Gökgöz, tarih diye tüketilen seyin tarih yazicilarinin ögrettigi sey oldugunu söyledi.

Gökgöz, "Tarih sadece liderler ya da kahramanlari anlatan bir sey degildir. Ayni zamanda küçük hikayeler, mikro dünyalar da vardir. Onlari görmezden gelmemek lazim." dedi.

Dr. Evren Altay, Ingiltere'de egitim gördügü yillardan tanistigi Cezayirli bir kadinin hikayesini aktardi.

Süheyla isimli Cezayirli baska bir ögrencinin Türk dizilerinden Türkçe ögrendigini dile getiren Altay, böylece dizilerin dil ögrenmedeki etkisi üzerine akademik çalisma yapan biri haline geldigini belirtti.

Ankara Haci Bayram Veli Üniversitesi Ögretim Üyesi Dr. Suay Açikalin ise Türkiye'nin bugün 4 milyondan fazla mülteciyi agirlayan bir ülke oldugunu kaydederek, söyle devam etti:

"Simdi bu bilgi, Dirilis Ertugrul'u izlemis bir Latin Amerikali için veya Payitaht Abdülhamid'i izlemis bir Bosnali kardesimiz için sürpriz degildir. Türkiye bu kültürünü tarihten bugüne getirmis köklü bir devlet gelenegine sahip ülkedir. Tüm dünyanin krizde oldugu bir ortamda bile bu dis politikayi, degerleri koruyabilmis bir toplum görüntüsü çizmesi açisindan Türk dizileri dis politikamizda önemli bir rol oynuyor."

Sempozyumda, "Türk Dizileri ve Kültürel Diplomasi", "Türk Dizileri: Sorunlar, Imkanlar ve Türk Dis Politikasi" ile "Küresel Kültür-Milli Kültür Denkleminde Türk Dizileri" konulari ele aliniyor.

Dizi sektöründeki oyuncu ile yapimcilarin görüs ve önerilerinin konusuldugu sempozyumda konuyla ilgilenen akademisyenlerle durum analizi yapilarak sektörün gelecegi tartisiliyor.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile