1. Ulusal Hattuşa Taş Heykel Sempozyumu Sürüyor

Dünya sanat tarihine adını altın harflerle yazdıran Hitit Medeniyeti‘nin günümüze uzanan kültürel yaşam izleri sempozyuma katılan sanatçı, akademisyen ve öğrenciler tarafından çağdaş bir yorum sentezlenerek yeniden hayat buluyor. Çorum Valiliği, Çorum Belediyesi, Sanayi ve Ticaret Odası ile sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla yapılan sempozyum sonunda hazırlanan eserler için bir sergi düzenlenecek. Sempozyum kapsamında ayrıca Gazi Üniversitesi‘nin katkılarıyla, "Hitit uygarlığı eserlerinin, sanat

eleştirisi yöntemi kullanılarak, çağdaş plastik sanatlar teknik ve yöntemleriyle yorumlanması" konulu bir proje hayata geçirildi.

Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitim fakültesi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Osman Altıntaş, Çorum‘un sahip olduğu tarihi ve kültürel değerlerin tanıtıma ihtiyacının olduğunu söyledi.

Sempozyum kapsamında yapacakları çalışmalarla Hitit uygarlığını plastik sanatlar dalında yurt içi ve yurt dışında tanıtacaklarını dile getiren Doç. Dr. Altıntaş, "Bu çalıştayımızı Anadolu uygarlıkları adı altında diğer uygarlıklara da taşımayı düşünüyoruz. Osmanlı, Roma, Bizans uygarlığı gibi tüm uygarlıkları tanıtmak ve buna uluslararası boyut kazandırmayı düşünüyoruz. Gazi Üniversitesi olarak İtalya ve Romanya‘daki üniversitelerle birlikte beraber çalıştaylar düzenledik. Aynı ünriversitelerle işbirliği

yaparak Hititleri o ülkelere taşımayı düşünüyoruz" dedi.

Kültürel varlıklara taş eser olarak bakılarak değerlendirilmemesini isteyen Altıntaş, "Çorum sanayisiyle ekonomik anlamda gelişmiş. Ama bunun yanında dev bir uygarlığa ev sahipliği yapıyor. Hitit medeniyetinin sahip olduğu kültürel değerlerin bir kısmı başka bir Avrupa ülkesinde olsa çok farklı bir tablo ortaya çıkar. Çorumun tanıtım ve kültürel turizmin geliştirilmesine ihtiyacı var" ifadelerini kullandı.

"İNSANLARA ULAŞABİLMENİN EN KOLAY YOLU KÜLTÜR VE SANAT"

Hititlerin başkentine ev sahipliği yapan Boğazkale ilçesiyle ilgili olarak da değerlendirmede bulunan Doç. Dr. Altıntaş, "Boğazkale‘nin mevcut görüntüsünün ortadan kaldırılması lazım. Ankara ve Çorum‘un buraya katkı sunması lazım. Ulaşımda sorunlar var. Buraya yatırım yapılırsa ileride kent adına büyük kazanımlar elde edilir. Ayrıca Çorumluların kalkınmadaki öncelikleri neler olacak o düşünülmeli. Elimizde kültür turizmi gibi hazır bir hazine var. Bu yatırıma girmeden geçmişimizi tanıtarak hak ettiğimiz

yoldan da para kazanacağız. Resim yapmakla paramı kazanılır denilebilir. İnsanlara ulaşabilmenin en kolay yolu kültür ve sanat. Gelecek kuşaklarda bunun içerisine itilmeli. Eski fotoğraflara baktığımızda tarihi eserlerde yıpranma var. Bunda sadece tabiat şartları değil insan faktörü de etkili" diye konuştu.

Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi Necmettin Yağcı da, Çorum ve çevresinin Hitit uygarlığının merkezi olduğunu belirtti. Yağcı, Burada çıkan tarihi eser ve heykel formlarını akademisyen ve öğrencilerle birlikte daha çağdaş bir şekilde yorumlamaya çalıştıklarını belirtti.

Çorum Güzel Sanatlar Lisesi öğretmeni Fatih Mehmet Şahin ise, okul öğrencileriyle birlikte çalıştaya destek verdiklerini kaydetti. Hititlerin dünyanın en eski uygarlıklarından birisi olduğunu ifade eden Şahin, "Bazı Avrupa ülkeleri köklerini bu topraklara dayandırıyor. 7 bin yıldan daha fazla geçmişe sahip bir medeniyet. Dünyada devlet kuran ilk millet" ifadelerini kullandı.

Çalıştaya katılan Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitim Fakültesi öğrencilerin Ayşegül Doğru da, Çorum‘un sanat eserlerinden yoksun olduğunu söyledi.

İlk kez düzenlenen çalıştayın Çorum için bir kazanç olduğunu anlatan Doğru, "Gezdiğimiz yerler tarih kokuyor. Ancak Çorum içinde sanatla ilgili bir şey göremedik.Sadece Hitit uygarlığının olduğu yerlerde sanat var. Merkezde bunun devamını göremedik. İlk olan bu çalışmanın devam etmesini arzu ediyorum. Çorum çok güzel ama sanattan biraz yoksun" şeklinde konuştu.

Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitim Fakültesinde Öğretim Görevlisi Yar. Doç. Dr. Meltem Katrancı da, Hitit uygarlığı bütün uygarlıklara yön verdiğini belirterek, buradan hareketle sanata yön vermeye çalıştıklarını belirtti.

Katrancı, yapılan bu çalışmayı diğer medeniyetler içinde düşündüklerini sözlerine ekledi.