'10 Bin Hatim, 100 Bin Dua' Programı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: 'Bir daha asla bu ülkenin genç yüreklerinin umutlarını, heyecanlarını sokak kavgasına kurban veremeyiz. Bir daha asla milletimizin arasına mezhep, meşrep ve etnik köken üzerinden fitne tohumlarının ekilmesine müsaade edemeyiz. Bir daha asla demokrasimizin üzerine vesayetin gölgesini düşüremeyiz. Bir daha asla birilerinin Türkiye'nin deneme tahtasına çevirmesine, ülkemizi kendi operasyon alanlarına dönüştürmesine izin veremeyiz' 'Coğrafyamızın farklı bölgelerinde her gün 5 kez aynı kıbleye yönelen, aynı safta birbirine kenetlenen, aynı peygambere, aynı İslam'a, aynı yaratıcıya inanan insanlar, çoğu zaman bir hiç uğruna birbirlerinin kanını döküyor' 'Filistin'de, ilk kıblemiz Kudüs'e yönelik devlet terörü, tüm dünyanın gözleri önünde pervasızca sürdürülüyor. Tüm bu çatışmaların ortasında Türkiye istikrarıyla, iç barışıyla, demokrasisiyle, vatandaşlarının birlik ve beraberliğiyle hamdolsun bir huzur adası olarak göz dolduruyor' 'Bakın emaneti ehline vermemiz lazım. Burada, bu emanetin ehli Binali Yıldırım kardeşimizdir ve uluslararası camiada yeri olacak ve uluslararası ülkelerde en önemli şehirlerden bir tanesi İstanbul'a yakışacak bir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak biz Binali Yıldırım kardeşimizi belirledik ve oylar biliyorsunuz çalındı' '(Af talebi) Herkesi serbest bırakmak gibi bir şey olmaz. Bırakılması gerekenler noktasında Adalet Bakanlığımızın çalışması var. İnşallah bu çalışma neticesinde bırakılabilecek olanları dediğim gibi inşallah seçimlerden sonra Meclis açıldığında tekrar oralarda bunlar görüşülecek'
Erdoğan, Esenler Dörtyol Meydanı'nda Kadir Gecesi dolayısıyla düzenlenen "10 Bin Hatim, 100 Bin Dua" programına katıldı.
Katılımcıların Kadir Gecesi'ni tebrik eden Erdoğan, "Türkiye'nin ve dünyanın farklı köşelerinde ramazanı idrak etmenin bahtiyarlığını yaşayan tüm kardeşlerimize muhabbetlerimi sunuyorum. Suriye'de bombaların altında oruçlarını açan kardeşlerimize, Yemen'de bir kuru ekmeği dahi bulamayan masum çocuklara, Afganistan'da, Irak'ta, Pakistan'da, Libya'da çatışmaların gölgesinde ramazanı geçirmek zorunda kalan mazlumlara, 70 yıldır vatan hasretiyle yürekleri kavrulan Filistinli mültecilere, buradan dualarımızı gönderiyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, yurt içinde ve yurt dışında vatanın bekası için nöbet tutan Mehmetçiklere selamlarını gönderirken, "Şu an Irak'ın kuzeyinde canlarını hiçe sayarak bölücü terör örgütüne Türk milletinin pençesini indiren tüm yiğitlere, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Rabbim güvenlik görevlilerimizin hepsini korusun, onları şer niyetlerden muhafaza buyursun, her daim muzaffer kılsın diyorum." ifadelerini kullandı.
Ramazanın, oruçla nefsi terbiye etme ve ibadet ayı olduğunu anlatan Erdoğan, indirilen hatimlerin kabul olmasını diledi.
Erdoğan, bayrama kavuşmak kadar, ramazan ayını ruhuna ve temsil ettiği değerlere mütenasip yaşamanın önemine işaret ederek, yarın Yenikapı Meydanı'nda Türkiye Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen programda 313 bin kişiyle enderun teravihi kılınmasının planlandığını söyledi.
- "Benzer acılar yaşamaya tahammülümüz yok"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Müslümanların meşakkatli bir dönemin içinden geçtiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir tarafta iç savaşlar ve çatışmalar, diğer tarafta terör örgütleri eliyle yürütülen çıkar kavgaları, maalesef ramazan sevincimize gölge düşürüyor. Komşumuz Suriye'de 8 yıldır aralıksız süren zulüm ve katliam, her gün yeni canlar almaya devam ediyor. Coğrafyamızın farklı bölgelerinde her gün 5 kez aynı kıbleye yönelen, aynı safta birbirine kenetlenen, aynı peygambere, aynı İslam'a, aynı yaratıcıya inanan insanlar, çoğu zaman bir hiç uğruna birbirlerinin kanını döküyor. Filistin'de, ilk kıblemiz Kudüs'e yönelik devlet terörü, tüm dünyanın gözleri önünde pervasızca sürdürülüyor. Tüm bu çatışmaların ortasında Türkiye istikrarıyla, iç barışıyla, demokrasisiyle, vatandaşlarının birlik ve beraberliğiyle hamdolsun bir huzur adası olarak göz dolduruyor.
Biliyorsunuz bazı şeylerin kıymeti ancak kaybedilince anlaşılır. Sağlığın değeri hastalıkta, gençliğin değeri yaşlılıkta, varlığın değeri yoklukta idrak edilir. İstikrarın önemi kaosta, barışın önemi savaşta, huzurun, sükunetin önemi çatışmada daha iyi kavranır. Bizler Türk milleti olarak geçmişte bu sıkıntıların hemen hepsini yaşadık, bugünlere sınana sınana, imtihanlardan geçe geçe geldik. Evlatlarımızın sağ-sol diyerek bölündüğü, aynı mahallenin çocuklarının birbirine kurşun sıktığı dönemlere şahit olduk. Demokrasimizin askıya alındığı, darbe mahkemelerinin uyduruk kararlarıyla körpe fidanların darağaçlarında analarından kopartıldığı yürek dağlayan sahneler gördük. Çorum'da, Sivas'ta, Kahramanmaraş'ta mezhepçilik fitnesiyle komşunun komşuya düşman edilmek istendiği kirli provokasyonlara maruz kaldık. İnsanlarımızın kılık kıyafetinden, sakalından, dış görünüşünden dolayı eziyet çektiği, kızlarımızın baş örtüsünden dolayı üniversitelere alınmadığı günleri yaşadık. Ağaç bahanesiyle sokaklarımızın ateşe verildiği, bölücü terör örgütünün vatandaşlarımızın mahremine el uzattığı dönemler oldu. DEAŞ'lı canilerin ülkemizin üzerine salındığı, operasyonlara maruz kaldık. İşte en son 15 Temmuz'da aklını ve kalbini Pensilvanya'daki şarlatanın eline vermiş bir ihanet çetesinin darbe girişimiyle karşılaştık."
Son 17 yılda vesayet girişimlerinden sokak olaylarına kadar her türlü provokasyonun yaşandığını anlatan Erdoğan, "Mehmet Akif'in dediği gibi 'Tarih ancak ibret almayanlar, hatalarından ders çıkarmayanlar için tekerrür eder. Millet olarak bir daha benzer acılar yaşamaya artık tahammülümüz yok. Bir daha asla bu ülkenin genç yüreklerinin umutlarını, heyecanlarını sokak kavgasına kurban veremeyiz. Bir daha asla milletimizin arasına mezhep, meşrep ve etnik köken üzerinden fitne tohumlarının ekilmesine müsaade edemeyiz. Bir daha asla demokrasimizin üzerine vesayetin gölgesini düşüremeyiz. Bir daha asla birilerinin Türkiye'nin deneme tahtasına çevirmesine, ülkemizi kendi operasyon alanlarına dönüştürmesine izin veremeyiz. Bunun için hepimizin uyanık olması, basiret ve ferasetle hareket ederek kardeşliğine sahip çıkması gerekiyor. Hiçbir şey bizim şu dayanışmamızdan daha önemli değildir. Hiçbir şey komşumuzun, dostumuzun sevinci ve hüznü paylaştığımız, her gün yüzüne baktığımız, selam verdiğimiz ahbabımızın gönlünü kırmaktan daha değerli değildir." değerlendirmesinde bulundu.
- "Milletimizi hedeflerine ulaştırmaktan alıkoyacak hiçbir güç yoktur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiçbir şeyin Türkiye'nin istiklalinden, Türk milletinin istikbalinden daha mühim olmadığını kaydederek, "Ramazanın bize öğrettiği en büyük haslet, sabırdır, hoşgörüdür, saygıdır, nefsimize zor gelse de affetmeyi bilmektir." dedi.
Gençlere "Pehlivan rakibini yenen değil, öfkesini yenen, hırsının esiri olmayandır" diye seslenen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ticaretten siyasete, aile ilişkilerinizden sosyal yaşamımıza kadar hayatımızın hemen her safhasına bu hassasiyette hareket etmemiz şarttır. Biz, ayrıştırmanın değil kucaklaştırmanın, kavganın değil, barışın tarafında yer alacağız. Birileri ne yaparsa yapsın biz, 82 milyonun her bir ferdini Türkiye ortak paydasında buluşturmanın mücadelesini vereceğiz. Selamı yaygınlaştıracağız. Muhabbeti güçlendireceğiz. Ebedi ve ezeli kardeşliğimizin üzerine titremeye devam edeceğiz. Bunu başardığımızda Allah'ın izniyle ülkemizin önünü kesebilecek, milletimizi hedeflerinden ulaştırmaktan alıkoyacak hiçbir güç yoktur. Bu prensiplerimize sahip çıktığımızda Türkiye, büyümeye, güçlenmeye, bir barış ve huzur abidesi olarak yücelmeye devam edecek. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Rabbim bu mübarek gece hürmetine indirdiğiniz 10 bin hatim ve yaptığınız 100 bin dua hürmetine kardeşliğimizi muhafaza buyursun."
Erdoğan, "Rabbim Fatih'in emaneti bu aziz şehrin semalarından ezanları, ay-yıldızlı al bayrağımızı eksik etmesin. Bu vesileyle dünyanın dört bir yanında Türkiye'nin başarısı için dua eden yurt içinden ve dışından gönderdikleri dayanışma mesajlarıyla bizlere destek olan tüm kardeşlerime en kalbi selamlarımı gönderiyorum. Esenler Belediyemize, Kadir Gecesi'nde Dörtyol Meydanı'nı dolduran siz kardeşlerime, hemşehrilerime tekrar teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Yarın Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından İstanbul'un fethinin yıl dönümü anısına düzenlenecek enderun teravih namazını hatırlatan Erdoğan, 23 Haziran'ın da unutulmamasını istedi.
Erdoğan, katılımcılardan 23 Haziran'a kadar kapı kapı dolaşarak çalışmalarını isteyerek, şunları söyledi:
"Yol arkadaşım Binali Yıldırım kardeşimizi, İDO'nun genel müdürü, daha sonra Ulaştırma Bakanı, daha sonra Başbakan, daha sonra Meclis Başkanı... Bütün tecrübesiyle, deneyimiyle gerek ulusal, gerek uluslararası camiada edindiği yerle İstanbulumuza layık olan, İstanbulumuz için önemli bir fırsat olacak Binali Yıldırım kardeşimizi, inşallah 23 Haziran'da İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı yapmaya hazır mıyız? Kardeşlerim, bakın emaneti ehline vermemiz lazım. Burada, bu emanetin ehli Binali Yıldırım kardeşimizdir ve uluslararası camiada yeri olacak ve uluslararası ülkelerde en önemli şehirlerden bir tanesi İstanbul'a yakışacak bir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak biz Binali Yıldırım kardeşimizi belirledik ve oylar biliyorsunuz çalındı. Oylar çalındığı için de maalesef böyle bir seçime şu anda ihtiyaç duyuldu. Öyleyse hanım kardeşlerim, kaleleri içeriden fethedelim. Gençler çok koşalım. Ana kademe çok çalışalım, 23 Haziran inşallah Binali Yıldırım kardeşimizle beraber Esenler'de Tevfik kardeşim, Büyükşehir'de Binali kardeşim, Ankara'da devlet başkanı olarak da bu hizmetkarınız üçlü olarak, güçlü olalım yola devam edelim."
- Af talebi
Katılanlara teşekkür eden Erdoğan, kalabalıktan af taleplerinin dile getirilmesi üzerine, "Değerli kardeşlerim; konuyu bilmeden, konunun teferruatına hakim olmadan sizlere ayak üstü vereceğim cevap aldatıcı olur. Ben sizleri aldatamam. Ancak şu anda Adalet Bakanlığımızın bu konularla ilgili bir çalışması var. Temenni ederim ki bu çalışmada sizlerin yakınları da bunun içine dahil olur. Çünkü herkesi kusura bakmayın, herkesi serbest bırakmak gibi bir şey olmaz. Bırakılması gerekenler noktasında Adalet Bakanlığımızın çalışması var. İnşallah bu çalışma neticesinde bırakılabilecek olanları, dediğim gibi inşallah seçimlerden sonra Meclis açıldığında tekrar oralarda bunlar görüşülecek." şeklinde konuştu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katılımcıların gecesini tebrik ederek konuşmasını tamamladı.