35 bin silah dağıttım

İkinci Ergenekon davasının dün yapılan 97'nci duruşmasında emekli Albay Arif Doğan, çapraz sorguya alındı.

Doğan, JİTEM'in 1990'lı yıllardaki faaliyetlerine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Dönemin başbakanı Turgut Özal'ın Suriye ziyaretinden önce sınırdaki Cemşeref köyüne baskın yaptığını ve ardından olay yerine "Müslüman Kardeşler" bildirisi attıklarını kabul etti. Bölgede 3 bin ruhsatsız silah dağıttığını söyledi. Doğan'ın bu itirafları tutuklu sanıklar Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ı rahatsız etti. Balbay'ın, Ergenekon davası ile JİTEM faaliyetlerinin bağlantısı olmadığı yönündeki çıkışına ise savcı şöyle karşılık verdi: "Ergenekon iddianamesinin her yerinde JİTEM'den bahsediliyor."

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri'de görülen 110 sanıklı davanın 97'nci duruşması yapıldı. Duruşmaya tutuksuz sanık emekli Albay Arif Doğan'ın çapraz sorgusuyla devam edildi. Savcı Pekgüzel, 1993'te öldürülen Binbaşı Cem Ersever'in JİTEM'de çalışıp çalışmadığını sordu. Doğan, Ersever'in kendi kurduğu JİTEM'de değil, Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele Komutanlığı'nda (JİTEM) çalıştığını söyledi. Dönemin başbakanı Turgut Özal'ın Suriye başkanıyla görüştüğü gün Cemşeref'te yapılan operasyonu JİTEM'in yaptığını kabul etti. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, "Sorgu sırasında JİTEM'in hiç yurtdışı operasyon yapmadığını söylediniz." hatırlatması üzerine Doğan, "Cemşeref, Dicle'ye sıfır km bir köy. Ben gidip orada eylem yapamaz mıyım? Oraya girmek sınır dışı baskın değil ki." diye konuştu.

Arif Doğan'ın, eski eylemleri kabul eden açıklamalarının ardından aynı davada sanık olan Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve Özkan'ın avukatı Celal Ülgen tepki gösterdi. Ülgen, "Burada Ergenekon yargılanıyor. Ancak yandaş basın bunları yazacak. Kamuoyu baskısı olacak." diyerek, 1990'lı yıllara ait soruların sorulmamasını istedi. Savcı "İddianamenin her yerinde JİTEM var, JİTEM'in Ergenekon'la bağı var." diye cevap verdi. Balbay'ın itiraz etmesi üzerine Savcı Pekgüzel, "JİTEM'de görev yaptınız mı Sayın Balbay? Ergenekon'da ayrı hücreler var, her birim ayrı." diye konuştu. Pekgüzel'in "Hasan Atilla Uğur'u tanır mısınız?" demesi üzerine Doğan, "Kendisini 'Kürşat Albay' olarak tanırım. Benden sonra Jandarma İstihbarat'ta çalıştı." diye konuştu. Pekgüzel, Doğan'a ait depoda ele geçirilen evraklar arasındaki 1997 tarihli bir evrakta "JİTEM" ibaresi olduğunu, ancak ifadesinde JİTEM'in 1990'da dondurulduğunu anlattığını kaydetti. Doğan, yanlış yazmış olabileceğini söyledi. 30 JİTEM elemanının da deşifre olduğu için öldürüldüğünü açıkladı. Çavuşbaşı'ndaki deposunda bulunan 8 büyük çuval dolusu evrak soruldu.

JİTEM ile ilgili 8 çuval belge olmadığını, 5-6 belge bulunduğunu, bunların fotokopi ile çoğaltıldığını kaydetti. Emekli olduktan sonra askeri evrakın neden kendisinde bulunduğu sorusuna karşılık Arif Doğan, "Bunlar arşivdir. JİTEM'in belgesi yoktur, arşivi vardır. Bunlar kayıtlı 10 bin muhbir ve ajanlardır. JİTEM'in kanunsuz işlemi yoktur.'' şeklinde konuştu. Doğan, OHAL valisinin, halka silah dağıtmalarını söylemesi üzerine kendisinin de eşeklerle bu silahları dağıttığını söyledi. Sivil JİTEM olduğu iddia edilen birimdekilere paranın kimler tarafından ödendiği yönündeki soruya şöyle cevap verdi: "Size ne, ne ilgilendirir sizi?''

Arif Doğan'ın bağırarak konuşması Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün tepkisine sebep oldu. Bu sırada Savcı Pekgüzel, Doğan'a JİTEM arşivini neden tuttuğunu sordu. Sanık Doğan, bağırarak, "Ben o belgeleri bulundurma hakkına sahibim, 40 yıl hizmet etmişim. Ben OHAL'de yüz bin ruhsatsız silah dağıttım. Hakim, savcılara da verdim." ifadelerini kullandı.

VELİOĞLU'NA MAĞARADA DİN DERSİ VERDİK

Arif Doğan, soru üzerine öldürülen Albay Temel Cingöz'ün Hüseyin Velioğlu ile tanıştığını açıkladı. Cingöz'le görüşerek "Bilin ki, sizin bölgede silahsız bir güç var. PKK'ya karşı." diye uyardığını anlattı. Daha sonra Velioğlu'nun da tanıdık oldukları için Cingöz'ü Adana'da ziyaret etmiş olabileceğini kaydetti. Doğan, "Albay Cingöz öldürülmeden 1 ay önce kendisini uyardım. Ancak bu uyarıyı dikkate almadı. PKK tarafından öldürüldü." açıklamasında bulundu. Savcı Nihat Taşkın'ın, "DHKP-C üstlenmişti." hatırlatması üzerine Doğan, "PKK'nın merkezinin aldığı karar benim elimde vardı. PKK öldürdü." dedi. Hizbulkontra'yı kendisinin kurduğu yönündeki açıklamaları dünkü duruşmada da tekrarladı. Başındaki Hüseyin Velioğlu ve ekibinin kırsalda din eğitimi aldığını söyledi. Mahkeme Başkanı Şengün, "Din eğitimi almak için mağaraya neden gidiliyor?" diye sordu. Doğan, PKK'nın öğrenmemesi için mağaralarda gizli yapıldığını anlattı.

Tutuklu sanık Mustafa Dönmez'in, "Dün silahları bazen savcılığın adlî emanetinden temin ettiğinizi söylediniz, açıklık getirir misiniz?" sorusuna karşılık Doğan, "Savcı dalga geçer gibi soru soruyordu. Espri amaçlı söyledim.

Ama adlî emanette suç olmayan silahlar Silahlı Kuvvetlere gönderiliyordu. Bir keresinde Suriye'den gelen iki kamyon dolusu silah yakalamıştık. Adalet Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı anlaşarak Silahlı Kuvvetlere devretti." dedi.













Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile