“11 Yılda Sessiz Devrim” Kitabı Geliyor

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, “Hükümet olarak amacımız; farklılıkları zenginlik olarak nasıl görebiliriz, her etnik dini grubu bir arada nasıl yaşatmayı başarabiliriz, ret, inkar, asimilasyon politikalarını artık tamamen bir kenara nasıl koyarız, tarihteki yanlışlıkları varsa onları da düzelterek yeniden bütün bu zenginlikleri nasıl birada yaşatacağız, güçlü ülke nasıl olacağız, bunu sağlamak.

Onun mücadelesini veriyoruz. 11 yıl aslında bir demokrasi mücadelesidir” dedi.

Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi tarafından JW Marriott Otel’de düzenlenen “Avrupa’da Göç, İslam ve Çokkültürlülük” konferansına katılan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, uzun yıllardır Türkiye’nin özellikle Avrupa’da yaşayan vatandaşlarına dönük hem entegrasyonları, hem de asimile olmadan kendi değerleriyle yaşamalarının gündemlerinde olduğunu ifade etti.

Şuanda özellikle son dönemde yurt dışında yaşayan vatandaşlara dönük yeni bir kurum olduğunu belirten Atalay, bu kurum sayesinde çalışmaların daha derli ve toplu organize edildiğinin altını çizdi. Atalay, konferanstaki çokkültürlülük konusunun büyük olduğunu, sadece Avrupa’daki Türklerin, Avrupa’daki Müslümanların sorunları ve entegrasyonlarının değil, dünyanın önemli bir sorunu olduğunu vurguladı.

“İMPARATORLUK VARİSİ OLARAK BU KONUDA BÜYÜK TECRÜBELERİMİZ VARDIR” Çokkültürlülüğün, kültürleri bir arada yaşatmanın aslında tarih boyu daima tartışıldığını kaydeden Atalay, “Çok çatışmaların ve sorunların da kaynağı olmuştur. Tabi ki bizim aslında imparatorluk varisi olarak bu konuda büyük tecrübelerimiz vardır. Yani çokkültürlülüğü ve farklılıkları bir arada yaşatmayı en başarılı şekilde yürüten ülkelerden biri olmuşuzdur. Tolerans sınırlarını, bütünleştirme sınırlarını en iyi kullanan zenginliği tarihimde çok görüyoruz” diye konuştu.

“MEDENİYETLER İTTİFAKI PROJESİNE 132 ÜLKE SAHİP ÇIKIYOR” Çokkültürlülüğe çok önerler verilebileceğinin altını çizen Atalay, şuanda BM çatısı altında Medeniyetler İttifakı çalışmasının olduğunu hatırlattı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ve İspanya Başbakanın eşbaşkanı olduğu bir çalışma olduğunun vurgulayan Atalay, geçen ay 5. Forumun Viyana’da yapıldığını hatırlattı. Foruma çok büyük katılımın oludunu kaydeden Atalay, bu projeye sahip çıkan ülke sayısının 132 olduğunun altını çizdi. Dünyanın bu çalışmalara ihtiyacı olduğunu belirten Atalay, “Dünyanın pek çok huzursuzluk köşesinde bunların nerede önem taşıdığını hepimiz biliyoruz. Türkiye bu tarihin geçiş sürecinde böyle önemli bir Medeniyetler İttifakı Projesi’ne eşbaşkanlık yapıyor. Şuanda kabinemiz içerisinde sorumluluğu ben yürütüyorum. Başbakanımızın eşbaşkanı olduğu bu projeyi doğrusu çok iyi dokuyoruz. Pek çok ülkede bu konuda yürüyen çalışmalar var. Bunun bir boyutu da göçtür. Ana komisyonun 4 gündeminden birisi göçtür. Dünyanın her köşesinden 20 Akil İnsan bir araya geldi ve komisyon oluşturdu. Bir yıl kadar çalışmanın sonunda ana metin oluşturuldu. Şimdi onun uygulaması dünyanın her köşesinde devam ediyor. Bunu önemli ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.

“AVRUPA’DAKİ TÜRKLERE KARŞI IRKÇILIK POLİTİKALARI GÜNDEMİMİZDEDİR” Avrupa’da özellikle hem Türklere karşı ırkçılık politikalarının, Avrupa’nın kendi içinde yaşadığı sorunların daima gündemlerinde olduğunu dile getiren Atalay, “Medeniyetler İttifakı Projesi’nin zaten ortaya çıkışının en önemli nedeni de doğrusu İslamafobiya’dır. Batı dünyasında Müslümanlarla ilgili yoğunlaşan ön yargılardır. Özellikle çatışmacı yaklaşımları bertaraf etmek ve onlara karşı tezler geliştirmek için çalışmalar yapılmaktadır” dedi.

“11 YILDA SESSİZ DEVRİM” KİTABI GELİYOR” Görev geldikleri 2002 yılından itibaren yeni bir süreç başlattıklarının altını çizen Atalay, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu bir demokratikleşme sürecidir. Şimdi hazırlatıyorum ’11 Yılda Sessiz Devrim’ diye bir kitap. Yani bu 11 yılda Türkiye neleri başardı, hangi değişimleri gerçekleştirdik. Burada tartışılacak özellikle farklılıkları bir arada yaşatma yönünde hangi çabaları gösterdik. Türkiye bu konuda iyi bir dönem yaşıyor. Bunu da özellikle ifade etmek istiyorum. Aslında bizim Milli Birlik ve Kardeşlik Projemiz, Çözüm Süreci, terörle mücadele, terörle vatandaşı ayırma ve ülkemizde uyguladığımız son zamanlardaki bütün demokratikleşme adımları bunların adımlarıdır. Biz şunu yapmak istiyoruz aslında ve Türkiye bunu çok iyi yaptı. Farklılıkları zenginlik olarak nasıl görebiliriz daha fazla, her etnik dini grubu bir arada nasıl yaşatmayı başarabiliriz, ret, inkar, asimilasyon politikalarını artık tamamen bir kenara nasıl koyarız, tarihteki yanlışlıkları varsa onları da düzelterek yeniden bütün bu zenginlikleri nasıl birada yaşatacağız, güçlü ülke nasıl olacağız onun mücadelesini veriyoruz. 11 yıl aslında bir demokrasi mücadelesidir. Özlüklerin, ifade özgürlüğünü daha fazla olmasını, gelişmesini ve sağlama mücadelesidir. Ben kendim sonuna kadar inanıyorum; bu başaran ülkeler büyük ülkelerdir. Bütün farklılıkları bir arada yaşatanlar büyük ülkeler oluyor. Ulusal darlıklara düşen ülkeler küçülmeye mahkum ve küçük ülke oluyor. Türkiye şuanda büyük ülke olma çabası içinde bu çalışmalarını sürdürüyor.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile