12 Eylül Darbesinde İşkence Gören Yaşar Okuyan'ın 'Hayır' İnadı

12 Eylül 1980 döneminde işkence gören eski bakanlardan Yaşar Okuyan ile "Faşist bir ağabeyim olduğu için utanıyorum" diyen kardeşi Arif Ekim, halk oylamasında 'Hayır' propagandası yapmak için yollara düştü

12 Eylül 1980 döneminde işkence gören eski bakanlardan Yaşar Okuyan ile "Faşist bir ağabeyim olduğu için utanıyorum" diyen kardeşi Arif Ekim, halk oylamasında 'Hayır' propagandası yapmak için yollara düştü.
Samsun'dan sonra Ordu'ya gelen 'ülkücü kökenli' Yaşar Okuyan ile 'TKP kökenli' kardeşi Arif Ekim, Gazeteciler Derneği'nde düzenledikleri toplantıda, 12 Eylül'de vatandaşların 'hayır' oyu kullanmalarını istedi.
12 Eylül döneminde MHP Genel Sekreteri olan, daha sonra Mesut Yılmaz'ın ANAP liderliğinde bu partiden Meclis'e giren, 28 Şubat sürecinde Demokrat Türkiye Partisi'nin başına geçen, 2007 yılında Cumhuriyet Mitingleri'ne iştirak eden ve 2008 yılında katıldığı Halkın Yükselişi Partisi'nden ihraç edilen Yaşar Okuyan, 12 Eylül'deki halk oylamasında Orduluları 'Hayır' oyu kullanmaya davet etti.
1980 döneminde işkence gören Okuyan, 12 Eylül'deki referandumda özellikle Anayasa Mahkemesi ile Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun mekanizmalarını bozan maddelerin önemli olduğuna dikkat çekerek, "Askeri personelin sivil mahkemelerde yargılanmasına imkan veren her şey anayasal suçtur. Bu hükümet anayasayı ihlal etmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Anayasayı ihlalden AK Parti kapatılma davası konusunda gereğini yerine getirme mecburiyeti vardır benim şahsi kanaatime göre" dedi.

"MAMAK'I UNUTMAM KATİYEN MÜMKÜN DEĞİL"
"12 Eylül'deki halk oylamasında 'Evet' çıkması durumunda demokrasiye paydos denilmek istenmesine 'evet' denildiğini müşahede ediyorum" diyen Okuyan, 12 Eylül darbesi döneminde yaşadıklarını da anlattı. Okuyan, Mamak'ta 5.5 ay işkence gördüğünü belirterek, şunları belirtti:
"Mamak'ta küçük bir salon ve etrafı demir kafesle çevrili. Aslanların kafesi olur ya aynı onun gibi. 150 kişi öyle bir salona alındık. En az 24 saat kalıyorsunuz. Bazıları 20-25 gün kalıyor. Küçücük bir salona 150 kişi alınıyor. Bir komut geliyor: Çök. Çöküyorsunuz. 3-5 dakika değil. Kıpırdarsanız dayak yiyorsunuz. Komuta uymadın mı pestilini çıkarıyorlar. Yüzünü duvara çevireceksin veya tavana bakacaksın. Eğer subayla göz göze geldiğiniz anda yandınız. O zaman demokrasinin bütün kuralları uygulanıyor.
24 saat orada kalıyorsunuz. 24 saatte siz bir hiçsiniz, insan değilsiniz, siz yaşamıyorsunuz. Düşünün ben MHP'nin genel sekreteriyim bilmem neyim yok sıfır. Biz o daracık yerde 24 saat kaldık. Ben Mamak'ta 5.5 ay kaldım. Yargılanmam 2.5 yıl sürdü. Mamak'ta gördüğüm yaşadığım, bana yapılan muamele yüzde 1. Bana yine de kıyak yapmışlar ihtilalciler. Benim gördüğüm yaşadığımın yüz misli oradaki gençlere yapıldı. Ben yüzde 1'e tahammül edemedim. Tahliye oldum ama 5.5 yıl daha devam etti mahkemem. Mamak'ı
unutmam katiyen mümkün değil."
Okuyan, özellikle gündeme Diyarbakır Cezaevi'nin getirildiğini de hatırlatarak, "Sürekli Diyarbakır Cezaevini gündeme getiriyorlar. Neymiş Kürtlere orada işkence yapmışlar. Yani Mamak'ta bize, Metris'te solculara yapmadılar mı? O darbe döneminde solcu sağcı, Türk Kürt hiç fark etmiyordu hepsine işkence yaptılar. Aynı şerefsizliği hepsine yaptılar. Neden Diyarbakır'ı gündeme getiriyorlar hep" dedi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile