KKTC'nin kuruluş sürecinde özel görevlerde bulunan Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs işlerinden sorumlu eski müsteşar yardımcısı ve emekli büyükelçi Tugay Uluçevik, Kıbrıs meselesini çözebilmek için gerçeklerden oluşan şifreleri iyi bilmek gerektiğini belirterek, "Kıbrıs sorunu, kozmik oda şifresi gibidir. Birkaç rakamı bilip, sağa sola çevirmekle açılmaz. Çoklu bir şifreyi oluşturan tüm gerçekleri iyi bilmek ve uygulamak gerekir" dedi.
Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Topluluğu'nun "15. Hariciye Haftası" dolayısıyla düzenlediği konferansta Kıbrıs meselesi ve Avrupa Birliği'nin tutumu ele alındı. Emekli büyükelçi Tugay Uluçevik, KKTC'nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın sevgilerini getirdiğini belirterek başladığı konuşmasında, öncelikle gençleri internetteki bilgi kirliliği konusunda uyardı ve bilgiyi doğru kaynaktan almalarını istedi. Avrupa için her görüşmeye gidildiğinde Kıbrıs konusunun Türklerin önüne engel olarak çıkarıldığını anlatan Uluçevik, "Sanki problem çıkaran bizmişiz gibi davranıyorlar. Oysa Rumlar Kıbrıs'ta çözüm istemiyor. Avrupa Birliği potasında Enosis hedefine doğru yürüyorlar. Bu yüzden Türkiye'nin AB dışında kalmasını istiyorlar. Söylemlerinde 'milli dava' ve 'anavatan' kavramları bulunmayan KKTC eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, çözüm için her şeye razıydı, ama işte gördüğümüz gibi ona bile razı olmadılar" diye konuştu.
Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının 1974'ten sonraki dönemde Kıbrıs politikasını adadaki gerçekler kavramı üzerine oturttuklarını, 15 Kasım 1983 tarihinde KKTC'nin kurulmasıyla bunun daha da belirgin hale geldiğini kaydeden Uluçevik, "gerçekler" kavramına da şöyle açıklık getirdi:
"Kıbrıs'ta sorunu çözmek için gerçeklerden hareket etmek gerekir. Gerçeklerden yola çıkmayan hiçbir uluslararası mesele çözülemez. Adadaki gerçekler ise iki ayrı halkın ve demokrasinin varlığı, iki kesimlilik, iki tarafın siyasi eşitliğidir. Çözüm de bunları koruyan biçimde yeni bir ortaklık devletidir. Gerçeklerden birini göz ardı ederseniz sorunu çözemezsiniz. Kıbrıs meselesi, kozmik oda şifresi gibidir. Birkaç rakamı bilip, sağa sola çevirmekle açılmaz. Çoklu bir şifreyi oluşturan tüm gerçekleri iyi bilmek ve uygulamak gerekir. Gerçeklerden biri de Rauf Denktaş'ın milli kahraman olduğudur."
Tarih boyunca Akdeniz'i kontrol etmek isteyenlerin Kıbrıs adasını ele geçirmek istediklerini, bugün de petrol için aynı şeyi yapmaya çalıştıklarını belirten Uluçevik, "Çünkü Kıbrıs, sabit bir uçak gemisi gibi bölgede stratejik bir öneme sahiptir. İngiltere ve Almanya için önemliyse Türkiye için daha da önemlidir. Dikkat edin, hiçbir çözümün içinde adadaki İngiliz üslerine dokunulmaz. Peki, AB bütçesinin yüzde 80'ini oluşturan Almanya, Kıbrıs konusunda çözüm olmadığı halde Rum kesimini niye AB'ye almıştır? Demek ki Kıbrıs onlar için de önemlidir. Türkiye, 70 kilometre güneyindeki bu adayla ilgilenmek zorundadır. Kıbrıs, Türkiye için bir milli davadır, uğruna ölmek şereftir. Atatürk de, 'Kıbrıs yabancı güçlerin elinde olursa Türkiye büyük sıkıntıya düşer' diyerek adanın önemini ortaya koymuştur" dedi.
Adada yaşayan Türklere çeşitli dönemlerde yapılan katliama da değinen Uluçevik, "Kötü günlerin bir daha geri gelmemesini sağlamak Türkiye'nin boynunun borcudur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde de son seçimlerde milli bir çizgide buluşulmuştur. Sizler yarın hariciyeci olacaksınız. Bu milli davamıza iyi sahip çıkın. Türkiye'nin istikbali sizlersiniz" dedi.
15. Hariciye Haftası
KKTC'nin kuruluş sürecinde özel görevlerde bulunan Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs işlerinden sorumlu eski müsteşar yardımcısı ve emekli büyükelçi Tugay Uluçevik, Kıbrıs meselesini çözebilmek için gerçeklerden oluşan şifreleri iyi bilmek gerektiğini belirterek, "Kıbrıs sorunu, kozmik oda şifresi gibidir