19 Madencinin Öldüğü Davada Savcı, Sanıkların 15 Yıla Kadar Hapsini İstedi

19 Madencinin Öldüğü Davada Savcı, Sanıkların 15 Yıla Kadar Hapsini İstedi

Bursa`nın Mustafakemalpaşa ilçesinde, 10 Aralık 2009`da 19 kişinin hayatını kaybettiği maden kazası davası, karar duruşmasına kaldı.

Ölen işçi ailelerinin avukatları, maden ocağı sahiplerinin de kusurlu olduğunu savunarak, ‘bilinçli taksirle adam öldürmekten’ yargılanmalarını istedi.
Cumhuriyet savcısı ise mütalaasında, kusurlu oldukları gerekçesiyle Bükköy Madencilik AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Ercan`ın da aralarında bulunduğu 6 sanık hakkında 15 yıla kadar hapis istedi.
Mahkeme heyeti, duruşmayı, sanık avukatlarının savunma yapmaları için Aralık ayına ertelerken, savcının istemini sevinçle karşılayan kazada ölen maden ocağı işçilerinin yakınları, “Biz iki senedir yanıyoruz, onlar da 20 sene yansın.” diye gözyaşı döktü.

Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek’ suçundan yargılanan Maden Ocağı İşletme Müdürü Hayrettin Çelik, taşeron firmanın sahibi Fahrettin Şolpan, Ocak Vardiya Şefi Bayram Erdoğan, Bükköy Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Ercan ile diğer yönetim kurulu üyeleri Orhan Latif Ercan ve Kasım Karataş, bugün yeniden hakim karşısına çıktı. Maden ocağı patlamasında hayatını kaybeden işçilerin yakınlarının büyük ilgi gösterdiği duruşmada, işçi ailelerinin avukatı Ercan Sümer, ocakta gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığını savundu.

BAHÇE SULAMA HORTUMUYLA HAVALANDIRMA YAPILMIŞ
Maden ocağında havalandırmanın, bahçe sulama hortumuyla yapıldığını ileri süren Avukat Sümer, bilirkişi raporlarında da ocaktaki kusurların ele alındığını kaydetti.
Ocakta gerekli önlemlerin alınmadığının altını çizen Sümer, "Davaya konu olan ocak, grizulu ocaktır. Bu özelliğiyle sanıklar, uyulması gereken tedbirleri yerine getirmemiştir. Bahçe sulama hortumlarıyla yapılan havalandırma tam bir rezalettir. Gaz ölçüm dedektörleri çalışmamaktadır. Üç dedektörden biri bir buçuk ay arızalıymış. Bükköy şirketi yetkilileri de bu olayda asli kusurludur. Havalandırmanın sağlanmadığı, ateşleyici unsurlar ile ilgili güvenlik önlemleri alınmadığı ortadadır. Bükköy Madencilik anonim Şirketi yetkililerinin işletici olduğu, olayda bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.

"EHLİYETSİZ SÜRÜCÜNÜN 15 TON KAPASİTELİ KAMYONA 50 TON YÜK TAŞIMASINA BİNZİYOR"
Diğer müdahil Avukatı Mehmet Çetin ise 96 kişi adına davaya katıldıklarını anlattı. Çetin, sanıkların bilinçli taksir suçunu işlediklerini ileri sürdü. Bunun, basit bir kaza olmadığını ifade eden Avukat Çetin, "Bu maden kazası, ehliyetsiz bir sürücünün idaresinde, fren tertibatı çıkarılmış, 15 ton kapasiteli kamyonun, 50 ton yükle, otoyolda 150 kilometre hızla kırmızı ışık ihlali yaparak 19 kişiyi öldürmesine benziyor. Çok vahim bir durumdur." diye konuştu.
Duruşmada mütalaasını veren Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aybek, Bükköy Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Ercan, şirketin diğer yönetim kurulu üyeleri Orhan Latif Ercan ve Kasım Karataş ile ocak şefi Bayram Erdoğan, taşeron firmanın sahibi Fahrettin Şolpan ve işletme müdürü Hayrettin Çelik`in hakkında TCK 85/2 gereği ‘Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak’ suçundan 15`er yıla kadar hapsini istedi. Savcı Aybek, sanıklardan ocağa işçi bulan ve işçi olarak çalışan Ahmet Yalvaç`ın ise meydana gelen kazada bir kusurunun olmadığı için beraatini istedi.

Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, sanık ve müdahil avukatlarına esas hakkında son savunmalarını hazırlamaları için duruşmayı 22 aralık 2011’e erteledi.


"KÜÇÜK YAVRUM HALEN BABASINI SAYIKLIYOR"
Dava çıkışında maden ocağı kazasında hayatını kaybeden işçi Ali Kazan`ın eşi Naile Kazan, üç çocuğunu, maden ocağı sahibi Nurullah Ercan’ın yaptığı yanına kar kalmasın diye okuttuğunu söyledi. Bir yavrusunun 3. sınıfta, diğerinin 5. sınıf, birinin de üniversitede okuduğunu anlatan gözü yaşlı kadın, şunları söyledi: “Küçük yavrum Van`daki deprem görüntülerinde hayatını kaybedenleri görünce `Benim babam da bunlar gibi mi öldü. Artık geri gelmeyecek mi?` diye soruyor. Bizim acımız hala dinmedi. Adalete güveniyoruz. Bizim canımız gitti. Onlar da hapiste çürüsün. Biz iki senedir karadayız, onlar da 20 sene kara yaşasın. 15 yıl az, 15 yıla 15 yıl daha koysunla. Bizim yanımızda yer almadı o.”

"EŞİM NASIL ÖLDÜYSE O DA ÖYLE ÖLSÜN"
Patlamada ölen işçilerden Murat Hanay`ın eşi Leyla Hanay da maden ocağı sahiplerine tepki gösterdi. Adalet istediğini belirten Hanay, “Benim yüreğimin sızısı dinmez. Onlar da aynı şekilde can versin İnşallah." dedi. Murat Hanay`ın ağabeyi Nihat Hanay da sanıkların layık oldukları cezayı almaları halinde yaralarının bir nebze azalacağını kaydetti.

BU DAVA MİLAT OLSUN
Adliye çıkışında, gazetecilere açıklamalarda bulunan müdahil avukatlardan Mehmet Çetin, davanın dünyada milat olmasını istediklerini dile getirdi. Avukat Çetin, şunları kaydetti: “Biz iki senedir maden ocağı sahibi ve yönetim kurulu üyelerinin bilinçli taksirden yargılanmalarını istiyoruz. Maden ocağının yönetim kurulu başkanı ve üyelerinin bu faciada sorumlu olduklarını, bizim gibi savcı mütalaasında da ortaya koyulmuştur. İddia makamının mütalaasında 6 sanık için ‘taksirle adam öldürmek’ suçunun üst limiti olan 15 yıla kadar hapsi istenildi. Biz bunun mahkeme tarafından 22 yıla kadar çıkarılacağını düşünüyoruz. Bu cezayla, 96 kişinin acıları bir nebze de olsa dinecektir. Mahkemenin sanıklara hak ettikleri cezayı vereceğini düşünüyoruz. Bir sonraki celseye karar çıkacaktır. Bugün Türkiye`de hale ölümcül eksikliklerle çalışan ocaklar varsa bile bunun engellenmesi lazım. Asgari ücretlerle yerin metrelerce altında çalışan kişiler en azından eksiklikleri olmayan ocaklarda çalıştırılmalıdır. Bu bugünün Türkiye`sinde olmamalı. Alkollü araç kullanan sürücüye bilinçli taksir hükümleri uygulanmaktadır. Siz grizulu ocakta kablolar sarkar vaziyette herhangi bir tedbir almıyorsanız burada patlama olması normaldir.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile