2,5 Milyon Olan Küçükbas Hayvan Sayimiz 3,5 Milyona Ulasti

2,5 Milyon Olan Küçükbas Hayvan Sayimiz 3,5 Milyona Ulasti

Van Ticaret Borsasi (VANTB) Yönetim Kurulu Baskani Nayif Süer, tarim ve hayvanciligin bölge insani için vazgeçilmez oldugunu ifade ederek, “Tarim ve hayvancilik noktasinda bölgemize pozitif ayrimcilik istiyoruz” dedi.

2021 yilinin tüm dünyada oldugu gibi Türkiye’de de sikintili geçtigini ifade eden VANTB Yönetim Kurulu Baskani Nayif Süer, Van olarak ise daha çok sikintilara maruz kaldiklarini söyledi.

Tüm dünyayi etkisi altina alan korona virüs pandemisinin yaninda kuraklik, çig ve sel felaketleri ile sikintili bir yili geride biraktiklarinin altini çizen Süer, “Insallah 2022 yili hem ilimiz için hem ülkemiz için çok daha iyi geçer” dedi.

Hayvan borsasini 20 yilligina VANTB olarak devraldiklarini belirten Süer, gelir gelmez buralarda yasanan sikintilara el attiklarini söyledi.

Ilk olarak hayvan satis yerlerini ayirdiklarini dile getiren Baskan Süer, “Daha önce hepsi açik olan ayni yerde satiliyordu. Giris çikislari tekti ve büyükbas ile küçükbas hayvanlarin disariya çikarilmasi durumlarinda sikintilar yasaniyordu. Bizde ilk olarak giris ve çikis yerlerini ayirdik. Ondan sonra yine açik alanda satis yapildigi için insanlar sikinti yasiyordu. Bir proje hazirladik ve bu proje çerçevesinde 8 bin metrekareye yakin ayri padoklar yaptik. 40, 30 ve 20 metrekareden olusan padoklar yaptik. Insanlar hayvanlarini getirdikleri zaman o padoklara birakip, satislarini yapabilirler, hayvanlarini orada bekletebilirler. Ben bu anlamda ilk günden bu güne kadar belediye olarak yanimizda olan Vali ve Büyüksehir Belediye Baskan Vekilimiz Mehmet Emin Bilmez’e tesekkür ediyorum” ifadelerini kullandi.

VANTB olarak ‘Gübre yönetimi’ adi altinda ikinci bir proje hazirladiklarini belirten Süer, “Padoklarin arasinda 5 metrelik yürüyüs yollari var. Bu yollarin içine kanal kazacak, üzerini izgaralarla kapatip, içine de siyiricilari birakacagiz. Böylece hayvanlar burada yürüdügü zaman gübreleri izgaralardan kanal içine düsecek ve orada siyiricilar vasitasiyla bir yerde toplanacak. Bu gübreler daha sonra çukurlardan araçlarla alinip, arazilere nakledilecek. Insallah bu projeyle bir yandan çevre temizlenirken bir yandan da gübreler degerlendirilmis olacak. Ayrica hayvan satislarinin gerçeklestigi alanda sosyal tesis sikintimiz var. Lokanta olsun, kahve olsun, market olsun, mescit veya lavabolar olsun sikintilarimiz var. Günde yaklasik bin 500 kisi orayi ziyaret ediyor. Bu nedenle Insallah ‘Gübre yönetimi’ projesi ile birlikte o sosyal tesis sikintisini da çözecegiz. Projemiz suanda DAP’ta. Insallah en kisa zamanda hayata geçirecegiz” diye konustu.

Küçükbas hayvan sayisi bakiminda birinci sirada olan bölgenin alt yapi bakimindan zayif olduguna dikkat çeken Süer, sözlerini söyle sürdürdü:

“Alt yapimiz zayif oldugu için çiftçilerimiz sezon sonunda hayvanlarini çevre illere götürüp satmak zorunda kaliyorlar. Tüccarlar Van’a gelemiyor. Çünkü bizim dogru dürüst bir hayvan borsamiz, bir yerimiz olmadigi için insanlar Van’i tercih etmiyorlar. Hayvanlarimiz kaliteli ama ne yazik ki Van’da biz bu hayvanlari satamiyoruz. Ancak farkli illere götürüp satiyoruz. Insallah yetkililerin destegi ve borsanin çabasiyla biz bu sikintiyi çözecegiz.”

“Yetkililerden bölgemize pozitif ayrimcilik istiyoruz”

Korona virüsün tarim ve hayvancilik için adeta bir firsata dönüstügünü vurgulayan Baskan Süer, “Bizde bu firsattan az da olsa faydalandik. Daha önce küçükbas hayvancilikta geriye gidiyorduk ama son 1,5 yildir bu çitayi yükselttik. Su anda bölgede 3,5 milyona yakin küçükbas hayvanimiz var. Insallah bu çitayi daha da yükseltecegiz. Eskiden tarim ve hayvanciliktan uzaklasan insanlar artik tarim ve hayvanciligin degerini bilmeye basladi.

Ancak suanda bizim yem bitkileri noktasinda sikintimiz var. Yem olsun, arpa olsun, saman olsun, ot olsun bunlarin fiyatlari çok yükseldi. Burada yetkilerden bölgemize pozitif bir ayirimcilik istiyoruz. Çünkü yilin 7-8 ayi hayvanlara içerde besliyoruz. Kisimiz çok çetin geçiyor. Bunun yaninda bu sene kuraklik geçti. Insanlarimiz hem merada hem tarlada istedigi verimi alamadi. Bu noktada destek istiyoruz. Suanda TMO çiftçilere arpa veriyor. Ama bu bölge için bu kota yeterli degil. Biz bu kotanin arttirilmasini istiyoruz. Eger biz hayvanciliga, tarima destek vermesek, yükselen bu çita yeniden düsebilir. Çünkü suanda insanlar artik anaç hayvanlarini kesime getirmek zorunda kaliyorlar. Eger böyle bir destek olursa ve meralar, yaylalar açilana kadar insanlar içerde hayvanlarini besleyebilseler, her sey çok daha güzel olacak” dedi.



“50 soguk tanki çiftçilerimize verecegiz”

Bölgede süt üretiminin daha saglikli ve daha profesyonel yapilmasi noktasinda proje hazirladiklarini ifade eden Baskan Süer, “Süt projemiz onaylandi ve ihalesi yapildi. Alinan 50 soguk tank ve 3 aracimizi Tarim ve Orman Il Müdürlügümüzden devraldik. Insallah biz bu sogutucu tanklari çiftçilerimize verecegiz. Çiftçilerimiz sagilan sütlerini bu tanklara aktaracaklar. Disariyi görmeden, bozulmadan bu tanklara aktarilan sütleri bizlerde araçlarimizla çiftçilerimizden alip, isletmelerimize teslim edecegiz. Böylece ne çiftçilerimiz magdur kalacak ne de isletmelerimiz sütü disaridan almak zorunda kalacaklar. Bu projenin ilimizdeki hayvanciliga ciddi bir katkisi olacagina inaniyor, bu projenin çiftçilerimize hayirli olmasini diliyorum” ifadelerini kullandi.

“2,5 milyon olan küçükbas hayvan sayimiz 3,5 milyona ulasti”

Korona virüs pandemisi nedeniyle batidan doguya olan göç ve bölge insaninin tekrar tarim ve hayvanciliga yönelmesi ile birlikte sayisi 2,5 milyona düsen küçükbas hayvan sayisinin 3,5 milyona ulastigina vurgu yapan Süer, “Batidan tarim ve hayvanciliga tekrar dönen göçlerin yaninda ilimizde hayvanciligi terk eden insanlar tekrar tarim ve hayvanciliga döndüler. Alt yapimiz bu konuda biraz zayiftir bu nedenle hayvan borsamizi güçlendirmemiz, bu insanlara destek olmamiz, onlara yol göstermemiz lazim. Hayvancilik zor bir istir ama insanlara destek olunmasi halinde herkes bunu yapabilir. Tarimin olmadigi bir yerde hayvancilik çok zordur. Bu nedenle ildeki tarimi güçlendirmemiz lazim. Bu da desteklerle olur. Suanda farkli bölgeler yilda iki ürün alabiliyor ve iki ürüne devlet destek veriyor. Iklimden dolayi kaliteli ürün aliyorlar. Bizim mevsim sartlarindan kaynakli böyle bir sansimiz yok. Biz iki yilda bir ürün aliyoruz ve iki yilda bir destek aliyoruz. Farkli bölgeler yilda iki defa destek alirken biz iki yilda bir destek alabiliyoruz. Onun için çiftçiler zor durumda kaliyor. Eger tarim desteklenirse, tarim iyi bir yere gelirse, hayvancilik ta çok daha iyi yerlere gelecektir diye düsünüyorum. Bu anlamda yetkililerden bölgemiz için israrla pozitif ayrimcilik istiyoruz. Bu duygu ve düsüncelerle 2022 yilinin ilimize, ülkemize ve tüm insanliga saglik, baris ve huzur getirmesini diliyorum” seklinde konustu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile