2. Biyoteknoloji Vizyon Zirvesi

2. Biyoteknoloji Vizyon Zirvesi

GTÜ'de düzenlenen zirvede, hücreyi çoğaltarak doku, organ gibi biyolojik ürünler üretilmesini mümkün kılan biyofabrikasyon ile biyoekonomi konuları ele alınıyor.

Hücreyi çoğaltarak doku, organ gibi biyolojik ürünler üretilmesini mümkün kılan biyofabrikasyon ile biyoekonomi konularının ele alındığı 2. Biyoteknoloji Vizyon Zirvesi, Gebze Teknik Üniversitesi'nde (GTÜ) başladı.

GTÜ Biyoteknoloji Enstitüsü tarafından, Elektronik Mühendisliği Amfisi'nde düzenlenen zirveye katılan TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şaban Tekin, enstitünün birçok alanda çalışmalar yürüttüğünü söyledi.

Enstitünün 64 Ar-Ge personeliyle çalıştığını aktaran Tekin, son yıllarda medikal biyoteknoloji alanına odaklandıklarını kaydetti.

Tekin, biyoteknolojik ilaç geliştirme ve Ar-Ge projelerinin çalışma alanlarından bazıları olduğunu dile getirdi.

Kanser Tedavisine Yönelik Yerli Biyobenzer İlaç Geliştirilmesi ve Üretimi (BİOSİM) Projesi'ne değinen Tekin, projeyle baş ve boyun kanserinin tedavisine yönelik ilaç geliştirilmesinin amaçlandığını anlattı.

- "Orijinal ilaç da geliştirmeye çalışıyoruz"

Prof. Dr. Tekin, BİOSİM Projesi'nin Türkiye'de bu alandaki 5-6 projeden ilki olduğunu aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Arkasından yeni projeler geldi. Şimdi değişik üniversite ve firmalarla 5 projeye daha devam ediyor. TÜBİTAK'tan duyduğumuz, böyle çağrılar devam edecek. İşin ilaç geliştirilmesi kısmında DNA'dan başladık, DNA'dan proteine doğru giden bir sorumluluk aldık. Hücre geliştiriyoruz. Burada yaptığımız bir biyobenzer, orijinal molekülün benzerini yapıyoruz. DNA'dan başlayıp bunu üreten hücreye kadar bunu geliştirmek bizim sorumluluğumuzda. Şu anda hücre yüzde 99,9 saflıkta ve biyobenzer molekül üretildi. Bunun miktarını arttırmaya çalışıyoruz, benzerlik oranını yükseltmeye çalışıyoruz. Kilogramı yaklaşık 1 milyon dolar olan bir ürün bu. Daha da fazla aslında, biz ortalama fiyatları söylüyoruz. Ama bugünkü piyasada kilogramı 20, 30, 50 milyon dolarlık biyoteknolojik ürünler var. Bu alan boş bırakmamamız gereken bir alan. Aynı zamanda orijinal ilaç da geliştirmeye çalışıyoruz. Bunlar çok kıymetli. Diğer biyobenzerleri 20 yıl patent korumasından sonra satabiliyorsunuz ama orijinal ilaçlar tamamen size ait. Başarılı olursanız gerçekten 20 yıl sizin korumanızda ve çok ciddi gelir sağlayabiliyorsunuz. Bu amaçla çalıştığımız 2 ürünümüz var. Bunlar patentli ürünler."

GTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nilay Coşgun da biyoteknoloji alanında geçen yıl ilki düzenlenen zirvenin, özellikle biyoteknolojik ilaç ve biyomedikal cihaz alanına odaklandığına işaret ederek, bu yıl ise biyofabrikasyon ve biyoekonomi kaynaklı konulara yoğunlaşıldığını söyledi.

Bu alanda ilgili enstitülerinin çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Coşgun, "GTÜ Biyoteknoloji Enstitüsü, yerli ve milli üretim konusunda araştırmalar yürütürken, öğrencilerini de bu doğrultuda başarılı girişimciler olma konusunda destekliyor." dedi.

Zirveye katılan diğer konuşmacılar da kendi alanlarındaki gelişmeler hakkında sunum gerçekleştirdi.

Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden ve sektörde yer alan önemli firmalardan çok sayıda bilim insanı ve yetkilinin katıldığı zirve, öğleden sonra düzenlenecek, "Biyoekonomi" temalı sempozyumun ardından sona erecek.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile