2'nci Uluslararası Ekonomi Konferansı Kktc'deki Acapulco Otel'de Başladı

Türkiye Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2004 yılında yapılan referandumda Annan Planı'nı Rum tarafının reddetmesine rağmen Güney Kıbrıs'ın Avrupa Birliği (AB) üyesi olması, Kuzey Kıbrıs'ın ise ambargo ve izolasyonlar altında bırakılmasının adil olmadığını vurguladı.
Türkiye Ekonomi Kurumu tarafından organize edilen "2'nci Uluslararası Ekonomi Konferansı"nın açılışında konuşan Türkiye Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, adanın halen bölünmüş olduğunu ancak 1974 yılından beri barış içinde olduğunu belirterek bunda Türkiye'nin de katkılarının yadsınamayacağını söyledi.
Adanın yeniden birleşmesi için çabaların sürdüğüne işaret eden Şimşek, adada geçerli, yaşayabilir ve kalıcı bir anlaşmanın hedeflendiğini vurguladı.
2004 yılında yapılan referandumda Annan Planı'na Kıbrıs Türk tarafının "evet"demesine karşın Rum tarafının "hayır" dediğini anımsatan Şimşek, buna rağmen Güney Kıbrıs'ın AB üyesi olduğuna, Kuzey Kıbrıs'ın ise ambargo ve izolasyonlar altında sıkıntılar içinde yaşamaya devam ettiğine dikkat çekerek, "Bu adil değil" dedi.
Şimşek, AB'nin bu yanlışını fark ederek düzeltmesi ve ilerleyen dönemlerde yapılacak düzenlemelerle Kuzey Kıbrıs ekonomisinin de büyüyüp gelişmesi temennisini dile getirdi.
Türkiye'de bu ay içinde yapılacak referandum konusuna da değinen Şimşek, Türkiye'nin ekonomik alanda olduğu kadar siyasi ve anayasal alanda da reformlarını sürdürdüğünü anlattı. Şimşek, Türkiye'nin Avrupa'ya ihtiyacı olduğu kadar, Avrupa'nın da Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu belirterek, Türkiye'nin bölgenin güvenliği yanında global ekonomik ilişkiler açısından da kilit bir ülke olma yolunda ilerlediğini kaydetti.
Global ekonomik krizin ABD gibi ülke ekonomilerine etkileri, artan işsizlik ve farklı ülkelerin buna yönelik tedbir ve girişimleri üzerinde duran Şimşek, Türkiye'ye etkileri ve ekonomik çalışmalarından da örnekler verdi.
Şimşek, Türk ekonomisinin, yakaladığı momentumu koruyarak kalıcı hale getirme çabası içinde olunduğunu ifade ederek uzun vadede doğru yapısal reformlarla çok daha iyi noktalara gelineceğine olan inancını dile getirdi.
Uluslararası Ekonomi Birliği Başkanı Masahiko Aoki ise küresel ekonomik zorluklar ve fırsatlar üzerine yapılan tartışmaların sürdürüleceğine, bu konferansın da ortaya konulacak farklı görüşlerle yararlı sonuçlar doğuracağına inandığını belirtti.
Aoki, Uluslararası Ekonomi Birliği'nin bir sonraki Dünya Konferansı'nın ise gelecek temmuz ayında Pekin'de yapılacağını söyledi.
Japonya'nın son 20 yıldaki finansal ve mali sorunlarla baş etme deneyimlerinden önemli dersler çıkarılabileceğini ifade eden Aoki, Türkiye'de bu yılın Japon yılı ilan edilmesi çerçevesinde düzenlenen konferansa ev sahipliği yapan Türkiye Ekonomi Kurumu'na da teşekkür etti. Aoki, konferansta yapılacak konuşmalardan kendisinin de öğreneceği çok şey olacağını kaydetti.
Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ercan Uygur, Uluslararası Ekonomi Birliği tarafından desteklenen ve "Bunalım Sonrasında Küresel Ekonomi: Zorluklar ve Fırsatlar" teması ile 3 Eylül'e kadar sürecek konferansta global krizin, başladığı günden bugüne geçirdiği sürecin çeşitli boyutlarıyla ele alınacağını kaydetti.
Türkiye'de 2010 yılının Japon yılı olarak ilan edildiğini anımsatan Prof. Dr. Uygur, bu çerçevede, Japon bilim adamının katılımıyla Japon ekonomisinin de ele alınacağı oturumlar olacağını anlattı.
Prof. Dr. Ercan Uygur, konferansın hayata geçirilmesinde emeği geçenlere, sunacakları bildirileriyle katkıda bulunacak konuşmacılara ve tüm katılımcılara teşekkür etti.