20 Haziran Dünya Mülteciler Günü

İltica ve Göç Araştırma Merkezi: 'Türkiye, 2017 yılı sonu itibarıyla art arda 4 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Şu anda 3,6 milyon Suriyeli ve 400 bin kadar başka ülke vatandaşı sığınmacı ve mülteci, ülkemizin koruması altındadır' 'Hükümet, kamu kurum ve kuruluşları, uluslararası kuruluşlar, yerli ve yabancı sivil toplum örgütleri, mültecilerin sosyal kabulü, eğitimleri, başta sağlık olmak üzere temel hizmetlere erişimi ve çalışma imkanları için büyük çabalar sarf etmektedir'

İltica ve Göç Araştırma Merkezi, Türkiye'nin , 2017 yılı sonu itibarıyla art arda 4 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yaptığını, 3,6 milyon Suriyeli ve 400 bin kadar başka ülke vatandaşı sığınmacı ve mültecinin Türkiye'nin koruması altında olduğunu bildirdi.

İltica ve Göç Araştırma Merkezi'nden 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla yapılan yazılı açıklamada, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin, son yayınladığı Yıllık Zorunlu Göç Eğilimleri Raporu'nda savaşlar, şiddet olayları ve zulüm nedeniyle yerinden edilen kişi sayısının 2017'de 68,5 milyona ulaştığı belirtildi.

Geçen yıl dünyada her 110 kişiden birinin, evini, yurdunu terk etmek zorunda kaldığı aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Her iki saniyede bir kişi yaşadığı yerden uzaklaşmak zorunda bırakıldı. Evlerini ve ülkelerini terk etmek zorunda bırakılan 25,5 milyon mültecinin büyük çoğunluğu sadece beş ülkeden; Suriye, Afganistan, Güney Sudan, Myanmar ve Somali. Tüm bu gelişmeler karşısında maalesef mülteci ve sığınma alanının insanlık tarihi kadar eski olan ve uluslararası mülteci hukuku belgelerince pekiştirilen ilkeleri, değerleri ve kuralları yakın tarihte görülmemiş biçimde tehdit altında bulunuyor. Dünyanın pek çok köşesinde ülkeler sınırlarına çitler, dikenli teller ve duvarlar örüyor. Çocukları anne-babalarından ayırıyor. Mülteci ve göçmen teknelerini limanlarına yanaştırmayıp tehlikeli açık sulara terk ediyor. Kamuoylarında da ırkçı, şovenist nefret söylemleri giderek yaygınlaşıyor."

Mülteci haklarını savunmanın ve onları misafir eden ev sahibi ülkelere destek vermenin büyük bir ihtiyaç ve küresel bir sorumluluk haline geldiği vurgulanan açıklamada, mültecilere sığındıkları ülkelerde yeni bir hayat kurmaları, eğitim olanaklarına erişmeleri, yaşanabilir bir konut sahibi olabilmeleri ve ayrıca çalışıp ev sahibi toplumun bir parçası olmaları için çaba sarf edilmesi gerektiği ifade edildi.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda onaylanması beklenen Küresel Mülteci Mutabakatı'nın geniş çaplı mülteci hareketlerine karşı daha kapsamlı ve öngörülebilir yaklaşımlar için bir fırsat oluşturacağına işaret edilen açıklamada, şu bilgiler paylaşıldı:

"Türkiye, 2017 yılı sonu itibarıyla art arda 4 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Şu anda 3,6 milyon Suriyeli ve 400 bin kadar başka ülke vatandaşı sığınmacı ve mülteci, ülkemizin koruması altındadır. Hükümet, kamu kurum ve kuruluşları, uluslararası kuruluşlar, yerli ve yabancı sivil toplum örgütleri, mültecilerin sosyal kabulü, eğitimleri, başta sağlık olmak üzere temel hizmetlere erişimi ve çalışma imkanları için büyük çabalar sarf etmektedir.

Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine çok az bir süre kala özellikle sosyal medyada, Suriyeli ve diğer mültecilere yönelik hız kazanan ırkçı, nefret söylemli kampanyalar endişe vericidir. Seçimler sonrasında başta devlet kurumları olmak üzere tüm paydaşların, mülteci ve göçmenlerin ülkedeki varlıklarını birer fırsata dönüştürecek politik, hukuki, ekonomik ve kültürel adımlar atmalarını, kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan düşmanca bakış açılarının yerine birlikte yaşama ve kaynaşma kültürünün yeşermesini ümit etmekteyiz."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile