TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Savunma Bakanlığı'nın 2015 yılı bütçesinin görüşülmesine başlandı.
Bakan Yılmaz, Milli Savunma Bakanlığı ve Savunma Sanayii Müsteşarlığının 2015 yılı bütçesine ilişkin sunumunda, 21. yüzyılda ülkelerin uluslararası tanınmış coğrafi sınırlarının değiştiğini belirtti.
"Ukrayna'da, Gürcistan'da, Azerbaycan'da, Ermenistan'da, Irak'ta, Suriye'de, Libya'da ve Yemen'de yarın ne olacağını kimse bilmemektedir" diyen Yılmaz, fırsatların ve tehditlerin iç içe geçtiği bu süreçte siyasal güç dengelerinin her gün değiştiğine dikkati çekti.
Türkiye'nin her şeye rağmen bu coğrafyanın barış adası ve güvenli limanı olma vasfını sürdürdüğünü vurgulayan Bakan Yılmaz, şunları söyledi:
"Bir taraftan Ortadoğu diğer taraftan Ukrayna'da Avrasya güvenlik mimarisini derinden etkileyecek, stratejik önemde gelişmeler yaşanmaktadır. Bu kapsamda Rusya Federasyonu'nun Ukrayna'da istikrarsızlığı körükleyen, ülkemizin ve bölgedeki diğer ülkelerin derin güvenlik kaygısı duymasına sebep olan tavırları, Suriye ve Irak başta olmak üzere Ortadoğu'daki gelişmelerin ortaya koyduğu tehditler, ülkemizin süratle değişmekte olan bu yeni güvenlik ortamında her türlü risk ve tehditlere karşı mücadeleye hazır olmasını gerektirmektedir. Sorunların etkin müzakere ve işbirliğiyle çözülmesi gerektiğine inanan Türkiye'nin yeniden yapılanmakta olan güvenlik ortamında gerek tek başına gerekse müttefikleriyle uluslararası konjonktürdeki gelişmeleri, sınırlarının ötesinde yönlendirebilecek stratejilere ve yeteneklere sahip olmasını gerektirmektedir. Bu amaç doğrultusunda ülkemizin güvenlik ve bölgesel politikaları yönlendirebilme kapasitesini geliştirmesi kaçınılmazdır. Yaşanan süreçte ülkemizin bölgesinde yaşanan uluslararası istikrarsızlık ve belirsizlikleri fırsata çevirebilme ve yönlendirebilme kapasitesinin geliştirilmesi ve idamesi ancak güçlü bir Türk Silahlı Kuvvetleriyle mümkündür."
- Barışçı, ilkeli ve etkin bir güvenlik politikası
Türkiye'nin ulusal güvenliği açısından NATO'nun siyasi ve askeri etkinliğinin muhafazasına büyük önem verdiğini dile getiren Bakan Yılmaz, "Avrupa ve çevresinde yeniden şekillenmekte olan güvenlik ortamında özellikle NATO üyesi ülkelerin askeri yeteneklerini geliştirmeleri ve buna yönelik olarak kapasitelerini artırmaları gerektiği görüşündeyiz" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin 2013'te gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 1,74'ünü savunma harcamalarına ayırdığını, bu konuda NATO ülkeleri arasında 7. sırada yer aldığını belirten Yılmaz, Türkiye'nin gerek tek başına gerekse üyesi olduğu kuruluşlar vasıtasıyla geniş yelpazede, barışçı, ilkeli ve etkin bir güvenlik politikası izlediğini söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin BM çatısı altında Lübnan'da, NATO kapsamında Afganistan, Kosova ve Akdeniz'de Avrupa Birliği şemsiyesi altında Bosna-Hersek'te yürütülen barışı destekleme görevlerine katkı verdiğini dile getiren Yılmaz, TSK'nın bu kapsamındaki diğer çalışmalarına ilişkin de bilgi verdi.
- Asker alma faaliyetleri
Bu yılın başından itibaren vatani görev kapsamında yerine getirilen 15 aylık askerlik süresinin 12 aya indirildiğini hatırlatan Bakan Yılmaz, askerlik durum belgelerinin askerlik şubelerine gitmeden e-Devlet üzerinden alınabildiğini belirtti.
Yılbaşından bu yana 2 milyon kişinin bu uygulamadan yararlandığını bildiren Yılmaz, "Verilen hizmetlere ilave olarak Adalet, İçişleri, Dışişleri ve Milli Eğitim bakanlıklarıyla Sosyal Güvenlik Kurumu, Yüksek Öğretim Kurulu ve Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi gibi kurumlarla merkezi veri paylaşımına başlanmıştır" dedi.
- Savunma sanayi projeleri
Savunma sanayinde yapılan çalışmalara ilişkin de bilgi veren Bakan Yılmaz, "12 yıl önce yüzde 80 oranında dışa bağımlı olan savunma sanayimiz kritik teknolojiye sahip savunma sistemlerinin, yerli sanayimiz tarafından tasarlanması ve üretilmesi sayesinde bugün binden fazla şirketimizin, KOBİ'lerimizin, araştırma kuruluşlarımızın ve üniversitelerimizin katılımını sağlayan, Türkiye'nin bu alanda bütün üretim gücünü seferber eden bir yapıya dönüşmüştür" diye konuştu.
2023 vizyonu kapsamında Türkiye'nin dünya savunma sanayi alanında en gelişmiş on ülke arasına girmesi için çalıştıklarını vurgulayan Yılmaz, yürütülen savunma sanayi projelerine ilişkin de bilgi verdi.
Altay Ana Muharebe Milli Tankı'nın kritik tasarım sürecinin bu yıl Mayıs ayında tamamlandığını ifade eden Yılmaz, "Altay tankımızın seri üretiminin 2017 yılından itibaren başlanması ve Kara Kuvvetleri Komutanlığımızın hizmetine sunulması öngörülmektedir" ifadesini kullandı.
Askerlerin mayın tehdidinden korunmasını amaçlayan "Kirpi Projesi" kapsamında toplam 614 araçtan 473'ünün kabulünün yapıldığını belirten Yılmaz, 141 aracın ise teslimatının en kısa zamanda bitirilmesinin planlandığını kaydetti.
Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi Projesi kapsamında TCSG Dost, TCSG Umut, TCSG Güven ve TCSG Yaşam arama kurtarma gemilerinin Sahil Güvenlik Komutanlığına teslim edildiğini ifade eden Yılmaz, milli savaş gemileri TCG Heybeliada ve TCG Büyükada gemilerinin donanmanın envanterine girdiğini, proje kapsamında üçüncü gemi olan Burgazada'nın inşasının ise devam ettiğini söyledi.
- Özgün savaş uçağının geliştirilmesi
Deniz Karakol ve Sahil Güvenlik uçakları Projesi kapsamında Sahil Güvenlik Komutanlığının 3 uçağıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığının 5 deniz karakol uçağının teslim edildiğini bildiren Yılmaz, 6'ncı deniz karakol uçağının ise test, kabul faaliyetlerinin sürdüğünü belirtti.
Lojistik Destek Gemisi ile Havuzlu Çıkarma Gemisi projelerinde sözleşme görüşmelerine devam edildiğini ifade eden Bakan Yılmaz, "Ülkemizde özel sektörümüzün ürettiği mini insansız hava aracı sistemlerinden bugün kadar TSK envanterine 164 insansız uçak, 4 insansız helikopter alınmıştır. Ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğümüz için 15 mini İHA teslim edilmiştir. Bu mini İHA'lar yurt dışına da ihraç edilmiştir. Katar'da faaliyet göstermektedir"ifadesini kullandı.
Bakan Yılmaz, Türk tasarımı ilk eğitim uçağı Hürkuş'un ilk uçuşunu gerçekleştirdiğini ve 15 adetlik seri üretimi için karar alındığını belirterek, "Proje kapsamında üretilen 2 numaralı prototip uçağın uçuş testleri 10 Eylül 2014'te başlamıştır" dedi.
ATAK Projesi kapsamında 5 helikopterin teslim edildiğini, proje kapsamında 59 uçağın üretileceğini ifade eden Yılmaz, projeyi ihracat potansiyeli yüksek bir proje olarak nitelendirdi.
TSK'nın ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının hafif sınıf genel maksat helikopteri ihtiyacının karşılamak ve helikopter ihtiyacının özgün ürünlerle karşılanmasını sağlamak için Özgün Helikopter Programı'nın başlatıldığını anımsatan Bakan Yılmaz, "Özgün bir savaş uçağı geliştirilmesi de yine hedeflerimiz arasındadır. Bu kapsamda başlatılan proje kapsamında kavramsal tasarım çalışmalarında 3 konfigürasyon belirlenmiştir. Çalışmanın sonuçları toplanacak ilk İcra Komitesine sunulacak olup, projenin bir sonraki aşaması olan mühendislik geliştirme ön tasarım fazına geçilecektir" diye konuştu.
F-35 uçaklarının uluslararası katılımla tasarımı, geliştirilmesi, üretimi ve lojistik desteğini kapsayan Müşterek Taarruz Uçağı Programında uçağın geliştirme ve test faaliyetlerinin sürdüğü bilgisini paylaşan Yılmaz, "Milli mühimmatlarımızın da entegre edileceği F-35 savaş uçağının bilgi füzyonu, görünmezlik ve ileri algılayıcı teknolojileri gibi gelişmiş yetenekleriyle 2020'li yıllarda Türk Hava Kuvvetlerinin önemli bir muharip unsuru olması öngörülmektedir. Hali hazırda bu uçağın ilk iki tanesinin de siparişleri verilmiş durumdadır" diye konuştu.
- Milli Piyade Tüfeği
Milli piyade tüfeğinin üretimi gerçekleştirilen ilk kafilesinin TSK'ya teslim edildiğini, A 400 M Ulaştırma Uçağı Programı'nda ilk uçağın teslimatının gerçekleştirildiğini hatırlatan Yılmaz, füze sistemleri projelerine ilişkin de bilgi sundu.
Bakanlığının 2015 yılı bütçe teklifinin 22 milyar 764 milyon 255 bin lira olduğunu belirten Bakan Yılmaz, söz konusu bütçenin yüzde 57'sini personel giderleri, yüzde 41'ini ise mal ve hizmet alım giderlerinin oluşturduğunu söyledi.
2015 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "12 yıl önce yüzde 80 oranında dışa bağımlı olan savunma sanayimiz kritik teknolojiye sahip savunma sistemlerinin, yerli sanayimiz tarafından tasarlanması ve üretilmesi sayesinde bugün binden fazla şirketimizin, KOBİ'lerimizin, araştırma kuruluşlarımızın ve üniversitelerimizin katılımını sağlayan, Türkiye'nin bu alanda bütün üretim gücünü seferber eden bir yapıya dönüşmüştür" dedi.