Gaziantep'te, 4 yıldır diyalize giren ve haziran ayında kendisini büyüten ailesinin gerçek ailesi olmadığını öğrenen Ümit Ayaz, 26 yıl önce kendisini çocuk yuvasına veren babasının böbreğiyle sağlığına kavuştu.
Ordu'da Kerim-Fikriye Keskin çifti, maddi imkansızlıklardan dolayı 1 buçuk yaşındaki oğullarını çocuk yuvasına bırakarak, boşandı. Gaziantep'te ikamet eden ve 12 yıldır çocuk özlemi çeken Mustafa-Dursun Ayaz çifti de yaptıkları başvuru sonucunda, Giresun'daki çocuk yuvasında kalan Cafer Keskin'in koruyucu ailesi oldu.
Ayaz çifti, bir süre sonra mahkeme kararıyla evlat edindikleri ve Ümit adını verdikleri çocuğu büyüttü. Yaklaşık 4 yıl önce kronik böbrek yetmezliği hastası olduğunu öğrenen Ümit Ayaz, dört yıl boyunca diyaliz tedavisi gördü. Haziran ayında ailesinin Ordu'da yaşadığını öğrenen Ayaz, 26 yıl sonra anne ve babasına kavuştu.
Oğlunun hastalığının ilerlediğini öğrenen baba Kerim Keskin, böbreğini vereceğini belirterek, oğlundan bir an önce nakil olmasını istedi. Antalya Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi'ne başvuran Ayaz'a, babasından alınan böbrak, Merkezin Müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı başkanlığındaki ekip tarafından başarıyla nakledildi.
Yıllar sonra gerçek ailesine kavuşan Ayaz, babasının verdiği böbrekle ikinci kez hayata tutundu. Ayaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ocak ayında kalp krizi geçirince, haziran ayında kendisini büyüten ailesinin gerçek anne ve babası olmadığını öğrendiğini söyledi.
Gerçeği öğrenince Giresun'a gittiğini ve nüfus kayıt örneği çıkarttığını belirten Ayaz, 'Babamın ve annemin Ordu'nun farklı ilçelerinde yaşadığını öğrendim. Babamın ev adresini buldum, evine gittiğimde hayvanları otlatmaya gitmiş. Kız kardeş ve üvey anne vardı, onlarla görüştüm. Gaziantep'ten geldiğimi söyleyince zaten bilgileri varmış, daha önce araştırmışlar. 'Sen Cafer misin' dediler, 'evet' dedim. Hemen içeriye aldılar, babamı çağırdılar. Biraz burukluk vardı, sarıldık. İster istemez tanımadığın bir insanla karşılaşıyorsun.' diye konuştu.
- 'Ben esmerim, babam beyaz'
Ayaz, babasının beyaz, kendisinin ise esmer olduğunu belirterek, 26 yıl önce Giresun'daki bir yuvaya neden bırakıldığını öğrendiğini anlattı.
Bir hafta babasında kaldığını, akrabalarıyla annesiyle de tanıştığını ifade eden Ayaz, 'Babamın 5 çocuğu, annemin de 4 çocuğu var. Benim ailemden kız kardeşim var, geniş bir aile olduk.' dedi.
İlk gittiğinde babasının, kollarındaki yaralardan hastalığını öğrendiğini dile getiren Ayaz, 'Böbreğini vermek istediğini söyledi. 'Seni bu saatten sonra kaybetmek istemiyorum' dedi. Başta kabul etmedim, ısrarla böbreğini vermek istediğini söyledi. 'Sen benim oğlumsun, sen bu rahatsızlığı çekerken ben rahat duramam' dedi.' ifadesini kullandı.
Kendisini büyüten ailesiyle kan grubunun uymadığını anlatan Ayaz, 'Ailemle benim kan grubum farklıydı. Hep esprisini yapıyordum, 'benim kan grubum niye tutmuyor, yoksa beni evlatlık mı aldınız' diyordum. 'Yok oğlum olur mu öyle şey' diyorlardı, yıllar sonra gerçek çıktı.' dedi.
- 'Ümit'i aldıktan üç ay sonra hamile kalmışım'
Hastanede oğlunun başından bir an bile ayrılmayan anne Dursun Ayaz da çocuk esirgeme kurumuna gittiklerinde iki çocuk gösterdiklerini, ancak Ümit'in, Mustafa'nın boynuna sarıldığını anlattı.
Çocuğu görünce kendi evladı gibi etkilendiğini belirten Ayaz, '12 yıl boyunca çocuk özlemi çektik, Ümit ilk oğlumuz oldu. Ümit'i aldıktan üç ay sonra hamile kalmışım, bel ağrısı şikayetiyle gittiğim hastanede 7 aylık hamile olduğumu öğrendim. Sora kızım dünyaya geldi, iki çocuğum oldu.' dedi.
Ayaz, kendisi ve eşi Hepatit B ve şeker hastası olduğu için böbreğini veremediğini, kızının da kan grubunun uymadığını anlattı.
26 Yıl Sonra Bulduğu Gerçek Babasının Böbreğiyle Hayata Tutundu
Diyaliz hastası olan ve haziran ayında kendisini büyüten anne babasının gerçek ailesi olmadığını öğrenen Ümit Ayaz, 26 yıl önce kendisini çocuk yuvasına bırakan babasının böbreğiyle sağlığına kavuştu Evlat edinen ailesiyle yaşayan Ayaz: 'Ailemle benim kan grubum farklıydı. Hep esprisini yapıyordum, 'benim kan grubum niye tutmuyor yoksa beni evlatlık mı aldınız' diyordum. 'Yok oğlum olur mu öyle şey' diyorlardı, yıllar sonra gerçek çıktı'