İSMAİL ERSAN - İstanbul Büyükşehir Belediyesi personel eğitim daire başkanlığı yaparken 28 Şubat sürecindeki baskılar nedeniyle görevinden alındığını belirten eski AK Parti Yalova Milletvekili Temel Coşkun, 'O günleri, süreçleri hatırladığımız zaman insanlığımdan utanıyorum. O günleri utanarak üzülerek hatırlıyorum' dedi.
Coşkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun süre bürokraside görev yaptığını, eğitimcilik hayatından sonra 1994'ten 1997'ye kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesinde personel eğitim daire başkanı olarak hizmet verdiğini söyledi.
Baskı ve zorlamalarla geçen 28 Şubat sürecini asla unutamadığını vurgulayan Coşkun, şöyle devam etti:
'Esasen bu dönemi milletimiz de unutmuyor. Çok onurlu, yüce bir görevdi ama o onurlu, yüce görev adeta bize zehir edildi. Hep hedef oldum, sıkıntıların da bir taraftan odağında oldum. Çok acılar, sıkıntılar yaşadık. Personelimiz büyük sıkıntılar yaşadı. Belediye adeta her gün bir arama taramanın, bir sıkıştırmanın, mengenenin içerisinde kaldı. Hedef ne, aranan ne, belli değil. Aranan inancımız, amelimiz, aranan başörtülü çalışanlarımız, sakallı çalışanlarımızdı. Tabii ki minareyi çalan kılıfını bulur misali mevzuata dayandırılmak suretiyle 'Kılık kıyafet yasasına aykırı davranıyorsunuz' diyorlardı. Rastgele insanlardan aldıkları derme çatma bilgilerle belediyeyi çökertmeye çalıştılar.'
- 'Bunlar bizi üzdü ama yıkmadık'
Coşkun, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde bir günde genel sekreter ve yardımcıları, daire başkanları dahil üst düzey 19 kişi ile çok sayıda çalışanın görevden alındığını anlattı.
Görevden el çektirmelerle bir anlamda belediyenin çatısının yıkıldığına dikkati çeken Coşkun, 'Suçumuz, çalışanlarımızdan bazılarının başörtülü olması, sakallı olması, namaz kılmasıydı. Bunlar bizi üzdü ama yıkmadık. İnancımızı, irademizi korumaya çalıştık. Kocaman binada bir seccadelik yeri çok gören, başörtüsünden dolayı o çalışanlarımızı ihanetle suçlayan, türlü gerekçelerle bizi görevden alan zihniyet çok şükür bin yıl değil 10 yıl bile sürmedi, iflas etti' diye konuştu.
- 'Üç gün evimden işe gider gibi çıktım'
Belediyede görevden alınan arkadaşlarıyla zor günler geçirdiğini aktaran Coşkun, eşine ve çocuklarına işten el çektirilmesinin gerekçesini söyleyemediğini belirtti.
Temel Coşkun, şunları kaydetti:
'Bir hafta boyunca göreve gidiyormuş gibi evinden işe gidenler oldu, aileleri öğrenmesin diye. Bu durumda çok arkadaşım vardı. Soğukkanlı olmak zorundaydım çünkü personelden sorumlu noktadaydım. Arkadaşlarımı teskin ederek bu mücadeleden başarılı çıkacağımızı söylüyordum. Bu normal bir görevden alınma değildi. Suçlamayla ama suçlandığınız şeyi de yapmadığınız bir suçlama. Görevden alındıktan sonra üç gün evimden işe gider gibi çıktım. Daha sonra etrafta kötü haberler çıkınca aileme anlatmak zorunda kaldım. O günleri, süreçleri hatırladığım zaman insanlığımdan utanıyorum. O günleri utanarak üzülerek hatırlıyorum.'
O zor günlerin geride kaldığını vurgulayan Coşkun, bugünün Türkiye'sinde bazı kesimlerin 'Kutuplaşma, ötekileşme yapıldığı' iddialarını asla kabul etmediğini dile getirdi.
Hangi dönem olursa olsun, milletin her ferdini aziz bildiklerini ifade eden Coşkun, '28 Şubat sürecinde esas kutuplaştırma, ötekileştirme hatta yok sayma dönemi yaşadık. O günleri unutmak mümkün değil. Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızı rahmetle anıyorum. Ona yapılan o baskıları, zulümleri unutmak mümkün değil' değerlendirmesinde bulundu.
'28 Şubat'ı Hatırlayınca İnsanlığımdan Utanıyorum'
Baskı ve zorlamalarla geçen 28 Şubat sürecinde İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki daire başkanlığı görevinden alınan eski AK Parti Yalova Milletvekili Coşkun, bir çok arkadaşının da maruz kaldığı ayrımcılığı anlattı Coşkun: 'Belediye adeta her gün bir arama taramanın, bir sıkıştırmanın, mengenenin içerisinde kaldı. Hedef ne, aranan ne, belli değil. Aranan inancımız, amelimiz, aranan başörtülü çalışanlarımız, sakallı çalışanlarımızdı' 'Kocaman binada bir seccadelik yeri çok gören, başörtüsünden dolayı o çalışanlarımızı ihanetle suçlayan, türlü gerekçelerle bizi görevden alan zihniyet çok şükür bin yıl değil 10 yıl bile sürmedi, iflas etti'