'28 Şubat'ın Suç Ortağı Medya' Paneli

'28 Şubat'ın Suç Ortağı Medya' Paneli

Gazeteci yazar Kenan Kıran: '28 Şubat süreci bal gibi de darbeydi. Seçilmiş bir hükümet, iktidar indirildi ve inançlı insanlara baskı uygulandı. 71 yaşında kanser hastası bir annemizin yani Medine Bircan'ın, başörtülü fotoğrafı olduğu için tedavisine başlamadılar. O dönemde medya neredeydi?' '15 Temmuz'da da özgür medya olduğu için başarılı olamadılar. Bugün özgür medya olduğu için darbe girişimleri başarılı olmuyor'

Aksaray'da Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) ile Aksaray Üniversitesi (ASÜ) İletişim Topluluğu'nca açılan Medya Akademisi'nde "28 Şubat'ın Suç Ortağı Medya" konulu panel düzenlendi.

Gazeteci yazar Kenan Kıran, ASÜ Merkez Derslikler Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü ASÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Şahin'in yaptığı panelde 28 Şubat'ın bir darbe olduğunu söyledi.

Bir başbakan eşinin 28 Şubat süreci nedeniyle başörtülü olduğu için GATA'da tedavi gören Nejat Uygur'u ziyarete gidemediğini belirten Kıran, "28 Şubat süreci bal gibi de darbeydi. Seçilmiş bir hükümet, iktidar indirildi ve inançlı insanlara baskı uygulandı. 71 yaşında kanser hastası bir annemizin yani Medine Bircan'ın, başörtülü fotoğrafı olduğu için tedavisine başlamadılar. O dönemde medya neredeydi? O dönemin merkez medyası Medine Bircan'ın durumunu yazmadı. Medya, nasıl Yakup Köse'ye sahip çıkmadıysa ona da sahip çıkmadı." ifadelerini kullandı.

- "Şu an medya sonuna kadar özgür"

Kıran, 28 Şubat döneminde seçilmiş bir başbakana hacca gittiği için bir general tarafından hakaret edildiğini söyledi.

"O dönemde başörtüsü yasağı uygulanıyordu." diyen Kıran, şunları kaydetti:

"Çevik kuvvet ve keskin nişancılar okullarda bekliyordu ve imam hatip lisesilerine giden öğrenciler okula alınmıyordu. Şu an medya sonuna kadar özgür. 1960'ta özgür medya olsaydı Adnan Menderes asılmazdı. 28 Şubat'ta darbeciler seçilmiş hükümeti düşürdü, medya da destek verdi. 15 Temmuz'da da özgür medya olduğu için başarılı olamadılar. Bugün özgür medya olduğu için darbe girişimleri başarılı olmuyor."

Gazeteci yazar Kemal Gümüş de Yakup Köse'nin o dönemde özgürlüğü gasbedilmiş binlerce masum çocuktan sadece biri olduğunu söyledi.

FETÖ'nün her dönemde medyayı toplumu manipüle etmek için kulandığına dikkati çeken Gümüş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Toplumda medya milli olmazsa ülkenin geleceğini hassas değer olarak benimsemezse ve dışardan emir alırsa bu kaotik ortamlar her zaman devam eder. Türkiye'de medya patronları genelde iş adamları olmuştur. İş adamları içinde de yapılanan FETÖ'nün yöntemi de buydu. FETÖ, muhafazakar medya üzerinden bunu yapamazdı çünkü o dönemde ulusalcı kesimi inandıramayacakları için merkez medyayı, Doğan Medya Grubu'nu kullandılar. Yine o dönemde TRT'ye bile itibar edilmezdi. Sağlıklı bir toplum inşa edilecekse medyanın toplumun milli ve manevi değerlerine düşman olmaması gerekiyor."

- "Ezan okuduğum için tekerrür suçundan mahkemeye çıkarıldım"

Gazeteci yazar Yakup Köse de 14 yaşında cezaevine girdiğini anlattı.

Küçük yaşta 18 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edildiğini belirten Köse, "Bugün Mısır'da yaşananlar, Türkiye'de de 28 Şubat döneminde yaşandı. Ben cezaevindeyken o dönemde koğuşlarında 'Kur'an-ı Kerim ele geçirildi' diye haberler yaptılar. Kendi düşüncelerini kabul etmeyen herkese o dönemde zulmettiler. İnancım gereği ezan okuduğum için tekerrür suçundan mahkemeye çıkarıldım ve ikinci kez hapis cezasına mahkum edildim." diye konuştu.

Panele Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) Başkanı Aslan Değirmenci'nin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile