Dr. Mumcu, 3 Mart’ın tüm dünyada Kulak ve İşitme Günü olarak kutlandığını kaydetti.
“Bunun amacı kulak hastalıklarına ve işitme engellilere toplumsal duyarlılık oluşturmak, geniş halk kitlelerini bilgilendirip bilinçlendirmektir” diyen Mumcu, “Böylece duyarlı, bilgili her bireyin çözümün bir parçası olmasını sağlamaktır. Neden 3 Mart? Graham Bell’in annesi işitme engelliydi. Dedesi ve babası yıllarca işitme engellilerin iletişim kurmaları için çabalamışlardı. Babasının çalışmalarını devam ettiren Graham Bell’in amacıda işitme engellilerin iletişim kurmalarını sağlamaktı. Bu çabası sırasında telefonu icat etmiş oldu. İşitme engelliler için yaptığı çalışmalarından dolayı doğum günü olan 3 Mart kulak hastalıklarına ve işitme engellilere dikkat çekmek için kutlanmaya başlandı.
Tüm canlılar, yaşamlarını sürdürebilmek için diğer canlılar ve yaşadıkları biyolojik çevrelerle iletişim kurmak zorundadır. Arı, karınca gibi küçük canlıların kolonileri birbirleriyle iletişim kuramasalar o bilinen üretkenlikleri, hayran olunan işbirlikleri mümkün olmazdı. İnsanoğlu da bilinen tarihin ilk anlarından itibaren küçük ya da büyük gruplar halinde birbirleriyle iletişim içinde olmuşlardır. Böylece doğanın zor şartlarına rağmen yaşamlarını sürdürdükleri gibi her açıdan gelişerek bugünkü çağdaş toplumları oluşturmayı başarmışlardır. Çok daha kısa söylemek gerekirse iletişim yoksa yaşamda yok denebilir” ifadelerini kullandı.
İnsanoğlunun çeşitli iletişim yolları kullandığını hatırlatan Mumcu, şöyle devam etti:
“Ama hepimizin bildiği gibi insanlar için en etkili iletişim yöntemi konuşmayla olanıdır. Doğan her sağlıklı bebek ait olduğu, içinde yaşadığı toplumun dilini konuşmayı öğrenir. Peki nasıl? Dil öğrenmenin, konuşmanın ilk koşulu duymaktır. İşitmek, duymak için de sağlıklı kulağa gereksinim vardır. Sağlıklı doğan ve işitmesi iyi olan her bebek anadilini sorunsuzca öğrenir ve konuşur. Bu nedenle ülkemizde de 2004 yılında başlayan ve 2008 yılında tüm ülkeye yaygınlaşan yenidoğan işitme taraması programı üniversiteler, devlet hastaneleri ve özel hastaneler tarafından uygulanmaktadır. Doğumdan 12 saat sonrasında daha bebek hastanede iken ilk işitme taraması yapılmaktadır. 3. ayın sonuna kadar gereken tüm testler bitirilmeye çalışılır. Eğer bebekte işitme kaybı saptanırsa 6.ayını geçirmeden işitme rehabilitasyonuna başlanır. Böyle erken tanı ve yardım alan bebekler işitmesi normal olan yaşıtları gibi anadillerini sorunsuz öğrenir ve konuşurlar. 2 yaştan sonra saptanan işitme engellerinde rehabilitasyon yapılsa bile konuşma doğal olmayacaktır.
Olayı sadece işitme ve devamında konuşmanın sorunlu olması gibi dar düşünmemek gerekir.Bu çocuklarda iletişimin kötü olması nedeniyle psikolojik, sosyal gelişme de bozulmaktadır. Çocuk iletişimden kaçınmaya yaşıtlarından ve diğer insanlardan uzak durmaya, öğrenme sorunları yaşamaya başlamaktadır. Toplumun çekirdeği olan ailelere düşen sorumluluk çocuklarının kulak ve işitme sağlıklarını önemsemek, uygun tanı ve tedavi almalarını sağlamaktır. Sağlıklı iletişim içinde olabilen bireyler sağlıklı ve mutlu toplumları oluşturur.’’
3 Mart Dünya Kulak Ve İşitme Günü
Eskişehir İl Sağlık Müdürü Dr. Ali Mumcu, 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü ile ilgili açıklama yaptı.