33. Ulusal Bilişim Kurultayı
Başbakan Yıldırım: (1)'(FETÖ'nün darbe girişimi) Şimdi dönüp bakıyorum o geceye, 11 saat boyunca 600 civarında telefon görüşmesi yapmışım' 'O gün başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, milletin geleceğine sahip çıkması yönünde ortaya koyduğu irade, hükümetimizin kararlı duruşu, doğrusu MHP Genel Başkanı'nın, Sayın Kılıçdaroğlu'nun o gün tercihini milletten yana, milletin geleceğinden yana, demokrasiden yana ortaya koyması ve her türlü desteği açık bir şekilde o gece bize göstermeleri, Türkiye demokrasi tarihinde altın harflerle yazılacak bir konudur. Bu hakkı teslim etmemiz lazım' 'Hiç şüpheniz olmasın ki Allah'ın izniyle bu terör belasını ortadan kaldıracağız. Buna kararlıyız. Terör yolunu seçenler hangi güçlerin, hangi istihbarat örgütlerinin, hangi emperyalist odakların maşası olursa olsun, onlara asla aman verdirmeyeceğiz'
Yıldırım, Türkiye Bilişim Derneğince (TBD) bir otelde düzenlenen 33. Ulusal Bilişim Kurultayı'na katılarak bir konuşma yaptı.
Dün Fırat Kalkanı Harekatı'nda şehit olan askere Allah'tan rahmet, yaralı askerlere de şifa dileyen Yıldırım, 'Hiç şüpheniz olmasın ki Allah'ın izniyle bu terör belasını ortadan kaldıracağız. Buna kararlıyız. Terör yolunu seçenler hangi güçlerin, hangi istihbarat örgütlerinin, hangi emperyalist odakların maşası olursa olsun, onlara asla aman verdirmeyeceğiz. Adı ne olursa olsun bütün terör örgütleriyle mücadele de aynı kararlılıkla sürüyor.' diye konuştu.
Teröristlerin insani bir davası olmadığını vurgulayan Yıldırım, onları tetikçi olarak kullanan, ölüme hazırlayan, onları canlı bomba olmaya azmettiren güçlerin de hiçbir insani kaygısı olmadığını ifade etti.
Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin bütün gücüyle demokrasi yolunda yürüyerek ekonomik refah ve huzurunun sağlamayı da sürdürdüğünü dile getirerek, şöyle konuştu:
'Türkiye Bilişim Derneği, internetin henüz ticarileşmeye başlamadığı dönemlerden itibaren vardı ve çalışmalarına başlamıştı. 45 yıl. İnternetin Türkiye'de veya bütün dünyada yaygınlaştırılmasına bakalım, Türkiye Bilişim Derneğinin farkındalık oluşturduğu tarihten çok sonradır. Her yıl programım müsait olduğu sürece, geleneksel hale gelen TBD'nin Bilişim Kurultayı'na katılıyorum. Birçok kurultaya katıldım. Bugün de hemen Rusya ziyaretimizin ardından buradayız. Kurultayın arkasından Ekonomi Koordinasyon Kurulumuzun aldığı kararlarını kamuoyuyla paylaşmış olacağız.'
- 'Bilişimin gücünü biz 15 Temmuz gecesi gördük'
Bilişim ve demokrasinin çok anlamlı ve önemli bir tema olduğuna dikkati çeken Yıldırım, bilişimin gücünü 15 Temmuz gecesi gördüklerini hatırlattı.
Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz gecesi hain darbecilerin aslında her şeyi yaptıklarını düşündüklerini belirterek, şöyle devam etti:
'Silahlı Kuvvetlerin, askerin elbisesi içine girmişler, o şanlı, şerefli ordumuzun mensubu gibi kendilerini göstererek, tankları, helikopterleri, uçakları, silahları gasp etmişler, 'Artık her şey elimizde, önümüzde kim durabilir' dercesine aymaz bir şekilde, alçak bir şekilde meydanlara inmişlerdi. Ancak her şey hesap edilmişti de hesap etmedikleri bir şey vardı. Hesap edemedikleri o şey, bu milletin istiklal ve özgürlük aşkıydı. O gün başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, milletin geleceğine sahip çıkması yönünde ortaya koyduğu irade, hükümetimizin kararlı duruşu, doğrusu MHP Genel Başkanı'nın, Sayın Kılıçdaroğlu'nun o gün tercihini milletten yana, milletin geleceğinden yana, demokrasiden yana ortaya koyması ve her türlü desteği açık bir şekilde o gece bize göstermeleri, Türkiye demokrasi tarihinde altın harflerle yazılacak bir konudur. Bu hakkı teslim etmemiz lazım.'
- 'Bu işin gizli kahramanları medya mensupları, basındır'
15 Temmuz gecesi yaşananların sadece bununla sınırlı olmadığını söyleyen Yıldırım, 'Bana göre bu işin gizli kahramanları medya mensupları, basındır. Çünkü basın ve medya burada tarihi bir görev üstlenmiştir. Bir telkinle değil, bir talimatla değil, bu çağrıyı durumdan vazife çıkarmak suretiyle özel, kamu bütün medya kuruluşları darbenin karşısında vaziyet almış ve vatandaşı zamanlı bir şekilde bilgilendirmeyi sürdürmüşlerdir.' değerlendirmesinde bulundu.
- '11 saat boyunca 600 civarında telefon görüşmesi yapmışım'
'Bizim 22.00 civarında yaptığımız açıklama ve takip eden açıklamalar aslında darbecilerin moralini bozan, darbecilerin bütün kimyasını değiştiren önemli bir başlangıç olmuştur.' diyen Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:
'Ben şimdi dönüp bakıyorum o geceye, 11 saat boyunca 600 civarında telefon görüşmesi yapmışım. Gece boyunca bütün darbeye karşı yapılması gereken operasyonlar neler olmalı, havadan saldırılara karşı dost kuvvetlerin harekete geçirilmesi ve onları bastırması, bu terör gruplarının yuvalandığı bölgelerin, Akıncı Üssü başta olmak üzere, buralara karşı vatansever askerimizin, polisimizin sevk edilmesi dahil bütün bu işler iletişimle oldu.
Gecenin karanlığında yoldasınız ve her türlü işinizi rahatlıkla yapabiliyorsunuz. İstediğiniz insanla temas kurabiliyorsunuz, görüntülü, görüntüsüz konuşabiliyorsunuz, mesajlarınızı verebiliyorsunuz ve gelişen durumlara göre neler yapılabileceğine karar veriyorsunuz. Adeta ofisinizden, makamınızdan bağımsız olarak işleri tıkır tıkır yürütüyorsunuz. Bunu Cumhurbaşkanımız da yaptı, biz de yaptık, parti liderleri de bunu yaptı. Bunu bir hakkı teslim etmek için söylüyorum. Ama bunların yapılmasının arkasındaki gerçek güç iletişim gücüdür.'
- 'Basın kuruluşlarımızın katkılarını teslim etmemiz lazım'
İletişimin olmadığı yerde hiçbir şeyin olmayacağına dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti:
'Eskiden darbeleri insanlar bir gün sonra iki gün sonra öğrenirdi. Yukarıda neler oluyor, kim kimle karşı karşıya geliyor, öğrenme şansları yoktu. Bunlar TRT'ye yöneldiler, Çankaya'ya yöneldiler. TRT'ye gittiler, kısmen girmeyi başardılar ama oradan hemen sonra TÜRKSAT. Şehit verdi ama bir şeyi vermedi, TÜRKSAT'ın ele geçirilmesine, yayınların susturulmasına izin vermediler. Oradaki kahramanlarımız, onlar gittiler, analog sistemden kalma, 'Çok büyük bir çanak, olsa olsa TÜRKSAT'ı susturacak budur.' diye onu bombaladılar. O orada sadece semboldü. 1990'lı yıllardan kalan bir şey ama hiçbir görev ifa etmiyordu. Arkadaşlarımız ölüm tehdidi altında onları saatlerce meşgul etmeyi başardılar. Hiçbir zaman onların dediğini yapmadılar. Kısa bir süre sonra yedek sistemi devreye sokarak tekrar TRT'yi de yayına soktular. Özel sektörde, CNN'e gittiler, orada da başarılı olamadılar. Dolayısıyla bilişimin bu darbenin bastırılmasındaki gücünü, hakkını teslim etmemiz lazım. Basın yayın kuruluşlarımızın, medya kuruluşlarımızın vatanseverlik anlayışıyla ortaya koydukları yayınlarıyla söylemleriyle katkılarını teslim etmemiz lazım.'
(Sürecek)