4/C'yi C4 yapıp işçilerin başında patlattılar

4/C'yi C4 yapıp işçilerin başında patlattılar

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında 2009 yılını değerlendirirken, hükümete ağır eleştirilerde bulundu.

Deniz Baykal'ın konuşmasının satır başları şöyle:

2009 YÜREKLERİ SARSAN BİR YIL OLDU


Öncelikle 2009 yılı acı bir yıl oldu. Türkiye'de hukuk siyaseti alışılmadık bir yere geldi. Çok büyük acılar haksızlıklar yaşandı. Vatan için hayatlarını feda etmiş insanlarımızın yüreklerinin sarsan bir yıl oldu. Ergenekon ve kriz Türkiye'yi çok fazla yıprattı. Türkiye yüzde 6'nin üzerinde bir daralmanın ve en yüksek işsizliği yaşamamış olmamız, işsizlikte rekor, Ergenekon krizi, daralmada rekor ve açılımla, etnik ayrışmayı devlet talebi gibi ortaya koyan Türkiye'nin kardeşliğini çıkmaza sokan süreç. Devleti krize sokan bu sürecin devlet erkanının sınırlarda karşılayamaması ve milli kabullerimizin sorgulanıyor olması Türkiye'yi derin şekilde sarstı.

Sokaklarda her gün yaşanan güvenlik güçlerine karşı sergilenen tavır, vitrinlerin yıkılması yakılması, polisin sadece izliyor olması, savunmada olması olayları çığırından çıkarmıştır.

4/C DEĞİŞTİRİLİP C4 OLDU

Güneydoğu'da bağımsız bir yapılanma şekilleniyor. Türkiye'yi bu tablo çileden çıkarıyor. Demokratik tepkilerle sindirme hareketlerinin yürürlüğe koyulması. İşçi sınıfının dertleri bütün bunlar demokratik toplumun doğal siyasi süreç içerisinde yer alıyor ama iktidar sindirme denemeleri yapıyor. Başaramıyor. İnsanların gaz sıkarak yüzlerine gözlerine bu noktadayız. Bunun iktidarca anlaşmasına imkan yok.

Tekel işçilerine yatarak para yok diyor yetim hakkı korunacak diyor Başbakan yetim bırakılan tekelcileri görmüyor. Bunu sana teslim etmeyiz. Kediyi ciğere emanet etmeyiz. Ciğeri kediye teslim etmeyiz. Ciğer ayrı kedi ayrı. Sayın Arınç bir konuşmasında tekel işçilerine sahip çıkarım dedi. Ama şimdi nerede? Değerli arkadaşlar yanlış özelleştirme yaptınız. Siz 100 milyon dolarlara sattınız, alan 900 milyon dolardan sattı. Tütün ithalatı arttı. İhracatını düşürdünüz. 4/C diye bir şey çıkardılar. Sonra onu C4 yapıp işçinin başında patlattılar. Ürküterek korkutarak bir yere varamazsınız. Herkes hakkını savunacak.

BORÇLAR İKİ KAT ARTTI

2010'da zam furyası ile girdik. Yüzde 40'a 48'e çıkan zamlar yapıldı. Her şeye yaptı doğal gaza yapmadı. Nedeni Baykal'ın doğal gaza zam geliyor demesi diye Ocak'ta yapmadılar. Maden biz dedik diye yamadılar o zaman şubatta ve 2010;'un diğer aylarında gaza zam geliyor diyorum. O aylarda da yapılmasın. Bütçe bir sürü açık verdi. İş için mi istihdam için mi maaşlara zam için hayır. Seçim için yapıldı. Bu zamların arkasında yanlış maliye politikaları yatmaktadır. AKP iktidarı döneminde iç borç da dış borç da iki kat arttı. Bu tablolar AKP'nin kaynakları savuran anlayışla yönettiğinin göstergesidir.. Türkiye'deki en büyük zararı verdiği dönem oldu. Dünyadaki işsizlik ve daralma rekorunu gördük. Bizi buraya getiren politikalarla 2010'u gözlemlemeye çalışıyoruz.

En pahalı akaryakıtı kullanıyorduk şimdi ise bize yetişemez duruma geldi. Bu tabloya acil çözüm bulmalıyız. Eczacılarla ilgili büyük bir çatışma ortamı yaratılmak isteniyor. Ortada 10 milyar dolarlık bir ilaç pazarı. Bunlar AKP'nin bizi getirdiği noktanın son aşamasıdır. Bu proje 10 milyar doların kavgası bu. Her türlü ittifak hazır fırsat bekleniyor. Bu AKP'nin kadrolaşma anlayışını devlet dışına taşıma girişimidir. Sağlık bir devlet görevi olmaktan çıkmaya başlamıştır. Bu planlanan değişiklerle yeni sorunları da beraberinde getirecek bu iş. Hükümet hastanın cebine el atmıştır. SGK ilaç fiyatlarını düşürürken eczacıya hesap oyunuyla, yanlış ilaç kullanımının gittikçe artmasına hizmet eden tablodur. İktidarı inatlaşmaktan vazgeçmeye çağırıyorum.

SUİKAST İDDİALARI ASILSIZ

Şubat ayında öğretmen atamalarının yapılmayacağı iktidar tarafından söylendi. Eğer kariyer anlamında sahip çıkılacak bir meslek varsa bu öğretmenliktir. Geride bırakılan hafta heyecan verici bir hafta oldu. Bugün en iyi niyetli kişinni bile ağzından çıkan Türkiye'nin böyle devam edemeyeceğidir. Türkiye kurumları çekişen bir tabloya dönmüştür. Emniyet istihbaratla karşı karşıya. Böyle bir olay normal karşılanamaz. Asker askere, asker sivile suikast yaptı diye iddilar var. Bir bakıyorsunuz tam bir ciddiyetsizlik.

Bir Albay komutana suikast şüphesi ile yakalanıp bırakılıyor intihar ediyor. Suikas düzenleyeceği iddia edilen komutanı cenazede ailesini teselli ediyor. Bugüne kadar bir sürü olay yaşanmış ne oldu .Bu kabul edilebilir tablo değildir. Bütün bunların arkasında Ergenekon davası var. Bunu en iyi niyetli olan da anladı. Önce siyasi karar veriyor sonra mahkeme kuruluyor.

Bu Ergenekon olayı binlerce insanı yaprattı. Bir tarafta ben tekel işçilerini diğer tarafta Ergenekon sanıklarını ve ailelerini düşünüyorum. Hukuk davasında Atabeyler davasında polis zarf dağıttı. Dursun Çiçek orjinal imza işi ne oldu. Han ine oldu. Şu belgeyi bir inceletttiriverin ne oldu bu ihbarcı zat. Nerde bu kişi. Siz suikastı bırakın bunları takip edin. Böyle bir manzara olur mu bu kaos değil mi? Böyle hukuk devlet böyle iktidar olur mu?

Bu acıları feryatları duymazdan mı geleceğiz. İşte Kafes davası da bu. Yakın bir tarih Tokat olayları kimse bunun PKK tarafından yapıldığını kondurmak istemedi. Sayın Cumhurbaşkanı yer zamanla ve şekile dikkat çekti. Arınç farklı diyor. Çelik başka diyor. Sanayi Bakanı Danıştay saldırısında da böyle oldu diyor. Evet o zaman Danıştay'ı da siz yapmıştınız.. Bunu makul karşılamak lazım. Evet o zaman 33 askerin ölümünde de böyle idi. PKK kabul etti diyor ama Başbakan taktik olarak diyor.

Fos çıkan iddialar, iktidarın açıkça görünen anlayışı zihniyeti yansıyan, kabul ettirilemeyen boş çıkan boş çıktığı görülen iddialar. İntihar eden askerlerin mektupları bunlar ortadaki tabloya bakın. Ortada ABD üstünden geldiği zannedilen ihbarlar var 8 asker gözaltına alınıyor ve serbest bırakıyor. Başbakan yardımcısı diyor ki tevil yoluyla itiraf. Albaylar subaylar tutuklanıyor. 8 kişi tahliye oluyor ama bunların çalıştığı yere girmeliyiz diye karar alıyorlar şimdi o çalışma devam ediyor.

ARAÇTAN KOZMİK PATATES ÇIKIYOR

Bir kozmik bir soruşturma suikast iddiası ile ortaya atılan bir süreç. Bu soruşturmanın 125'e mi 119'a göre mi yapılacak bu tartışılmaya başlandı. Hakim kendinin izlendiğinden şüpheleniyor sonuçta ortaya ne çıkıyor. Araçlardan kozmik patatesler çıkıyor. Hükümetin bilgi ve himayesi olmasa bu saldırılarda emniyet MİT'e gidecek gereksiz heyecan yaratılacak.

Herkes susarsa da Deniz Baykal susmayacak söyleyecek. Hukuk işliyor diyorlar nasıl işliyor hukuk? Soruşturmaya yapan savcıya vazgeç diyorlar. Böyle bir iddia ortada. Erzincan savcısına bu işi takip etme diye telefon açtın mı açmadın mı? Kurumlar arasında çatışma yok hegemonya alma çabası var. Şimdi onları denetim altına almak için sindirme hareketi götürülüyor.



Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile