4. TÜGVA Gençlik Buluşması Programı
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1) 'Dünya üzerinde iyiye ve güzele dair ne varsa savunan, daima hakkın ve adaletin tarafında olan bir neslin ülkemize, hatta bütün insanlığa kazandırılması için gayret gösteriyoruz' Bizim arzumuz bu ülke gençliğinin elinde molotofla, taşla, silahla değil, kalemle, bilgisayarlar, kitapla dolaşan bir nesil olmasıdır. Onun için siz böyle bir ümmetin nüvesisiniz, çekirdeğisiniz. Gençler, insana sarf malzemesi gibi bakan, ölümü, öldürmeyi ve şiddeti kutsayan ideolojilere prim vermeyen bir gençlik yetişsin istiyoruz. Derdimiz o''Bu öyle bir gençlik olmalı ki; hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun, hangi fikri savunursa savunsun okumalı, araştırmalı, sorgulamalı, zihnini birilerine asla kiraya vermemeli. Pensilvanya'ya kiraya verenler gibi olmamalı. Adam profesör ama maalesef kiracı. Ondan bir şey olmaz'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abdi İpekçi Spor Salonunda düzenlenen 4. Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Gençlik Buluşması Programı'nda, etkinlikteki gençlerin şahsında, Gazze'nin, Halep'in, Bosna'nın, Rumeli'nin, Kudüs'ün ve Afrika'nın gençlerini gönülden selamladığını söyledi.
Erdoğan, 'Buradan acı vatan Almanya'yı sıla eyleyen, onuruyla, vakarıyla helal rızk mücadelesi veren genç gurbetçilerimize muhabbetlerimi yolluyorum. Hollanda'nın polis terörü karşısında hukuktan, demokrasiden asla taviz vermeyen gençlerimizi alnından öpüyorum. Tendürek'i, Amanos'u, Bestler Dereleri'ni, Kutu Deresi'ni, PKK'lı teröristlere mezar eden, El-Bab'ta, Cerablus'ta DEAŞ'a karşı destan yazan Mehmetçiklerimizi yürekten selamlıyorum.' dedi.
Bu ülkenin güvenliği için gözünü kırpmadan canlarını ortaya koyan polislere, koruculara, askerlere de bu salondan hep birlikte dualarını ve teşekkürlerini ilettiğini dile getiren Erdoğan, bu vesileyle yüz yıllardır bu toprakları kendilerine vatan kılmak için bir gonca gül gibi toprağa düşen tüm şehitleri rahmetle yad ettiğini aktardı.
Bu kutlu dava uğrunda yaralanan gazilere, ülke ve millet adına şükranlarını sunan Erdoğan, 'Rabbim hepsinin yar ve yardımcısı olsun.' ifadelerine yer verdi.
Gençlerle geçen yıl Uluslararası Öğrenci Buluşması vesilesiyle bir araya geldiklerini hatırlatan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
'Dünyanın her köşesinden gelen binlerce misafir öğrencimizle çok farklı bir atmosferi çok güzel bir kardeşlik ortamını hep beraber teneffüs etmiştik. Adeta bir Birleşmiş Milletler Genel Kurulunu andıran o muhteşem toplantının verdiği mesajları çok önemli görüyorum. Bugün siz genç kardeşlerimle bir kez daha kucaklaşmaktan, hasret gidermekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bugün burada bizleri bir araya getiren Türkiye Gençlik Vakfı'na, Sayın Başkan ve ekibine huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Türkiye'nin farklı yerlerinden, ülkemizin değişik üniversitelerinden programa katılan siz TÜGVA'lılara hoş geldiniz diyorum. Kurulduğu günden beri TÜGVA'yı, sizlerin yaptığı faaliyetleri çok yakından takip ediyorum. Türkiye Gençlik Vakfımız, maşallah adeta kendisiyle yarışıyor. Ülkemizin 81 vilayetinde ve 150 ilçemizde tesis ettiği temsilcilikleriyle, 40'ı bulan yurtlarıyla vatan sathının tamamında örgütleniyor.'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vakfın düzenlediği konferans, panel ve seminerleri gençlerin ufkunu açan, onlara farklı bakış açıları kazandıran çok kıymetli programlar olarak gördüğünü dile getirerek, yıl sonuna girmeden yeni açılacak genel merkeziyle TÜGVA'nın çok daha etkin, çok daha agresif çalışmalar içerisinde olacağına inandığını anlattı.
Erdoğan, 'Burada bir noktanın altını çizerek ifade etmekte fayda görüyorum. Dünya üzerinde iyiye ve güzele dair ne varsa savunan, daima hakkın ve adaletin tarafında olan bir neslin ülkemize, hatta bütün insanlığa kazandırılması için gayret gösteriyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.
Al-i İmran süresinin 110. Ayetini Arapça okuyan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Rabbimiz burada bize ne buyuruyor. Siz insanlık içerisinden çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz. Doğruyu emreder, kötüden men edersiniz. Karşımda şu an da ben böyle bir gençliği görüyorum. Bizim arzumuz bu ülke gençliğinin elinde molotofla, taşla, silahla değil, kalemle, bilgisayarlar, kitapla dolaşan bir nesil olmasıdır. Onun için siz böyle bir ümmetin nüvesisiniz, çekirdeğisiniz. Gençler, insana sarf malzemesi gibi bakan, ölümü, öldürmeyi ve şiddeti kutsayan ideolojilere prim vermeyen bir gençlik yetişsin istiyoruz. Derdimiz o. Bu öyle bir gençlik olmalı ki; hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun, hangi fikri savunursa savunsun okumalı, araştırmalı, sorgulamalı, zihnini birilerine asla kiraya vermemeli. Pensilvanya'ya kiraya verenler gibi olmamalı. Adam profesör ama maalesef kiracı. Ondan bir şey olmaz. Onlarla ilgili Peyami Safa'nın çok güzel bir tespiti var ama bu toplulukta o ifadeyi kullanmak istemem.'
(Sürecek)