Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından yurt içinden ve yurt dışından alanında marka olmuş ekonomist, gazeteci, sanatçı, akademisyen ve her alanda girişimcinin katılımıyla gerçekleştirecek "4. Uluslararası Ankara Marka Buluşmaları" başladı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, ATO Congresium'da gerçekleştirilen ve 3 gün sürecek etkinlikte yaptığı konuşmada, Arnavutluk'ta meydana gelen depremde hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diledi.
Buluşmayı alanında marka 250 ismi bir araya getirmesi, tecrübelerin gençlerle paylaşılması, yeni yerli ve milli markaların ortaya çıkarılması açısından son derece önemsediğini belirten Kurum, etkinlikte üniversitelerden genç girişimcilere, şirketlerden kamu kurumlarına, sanatçılardan sivil toplum örgütlerine kadar çok geniş bir kitleyle hitap edildiğini, fikir üretildiğini ve ülkeye katkı sağlandığını söyledi.
Kurum, herhangi bir ürün veya hizmette ekonomik değer oluşturmanın en önemli yolunun markalaşmadan geçtiğini, markalaşmanın bugünün dünyasında var olabilmenin en önemli koşullarından olduğunu dile getirdi.
Bir şehri marka yapan özelliklerin ihtiyaçlara cevap verebilmekten geçtiğini aktaran Kurum, "Yani insanımız bir şehirde özgünlüğü, kalıcılığı ve sağlamlığı arıyor. Can, mal, inanç, nesil, akıl emniyeti ve estetik gibi konularda eksiksiz bir şehir istiyor." diye konuştu.
Kurum, bir şehrin yaşanılabilir ve marka olabilmesi için gerekenleri şöyle sıraladı:
"Bir şehrin marka olmasının ilk koşulu, insanların can emniyetinin en yüksek derecede korunmasıdır, can ve mal konusunda insanın kendisini güvende hissetmesidir. Yine bir marka şehirde insanların inanışlarını, geleneklerini, komşuluk ilişkilerini en güzel ve kesintisiz şekilde yaşayabileceği bir düzen kurulmuş olmasıdır. Marka şehirde okullarıyla, parklarıyla, yeşil alanlarıyla, kreşleriyle, kütüphaneleriyle, havuzları, sportif, sosyal, kültürel ve tarihi alanlarıyla gelecek nesillerin yetişeceği ortam en iyi şekilde sunulmalıdır. Marka şehirler, insanların zihnine, aklına ve düşüncesine zarar verecek ses, gürültü, hava ve su kirlilikleri giderilmiş, bu gibi sorunlar çözülmüş şehirlerdir. Marka şehirde bir olmazsa olmaz daha var. O da güzellik. Marka şehrin estetik, silüet, tarihi ve kültürel doku, yeşil alan açısından son derece yetkin, güzel ve korunmuş olmasıdır."
- "Şehirlerimizin dijital dönüşümünü tamamlayacak adımlar atıyoruz"
Bakan Kurum, yaşanabilir çevre ve marka şehir vizyonu çerçevesinde projeler yapmaya gayret gösterdiklerini söyledi.
Tarımdan sanayiye, ulaşımdan yeşil alanlara kadar şehirlerin 100 yıllık planlamalarını yapmak amacıyla Türkiye Ulusal Mekansal Strateji Planı'nı gelecek yıl tamamlayacaklarını dile getiren Kurum, bu gerçekleştiğinde şehirlerin marka şehir olma yolunda atılacak adımın en önemli kısmının gerçekleşeceğinin altını çizdi. Kurum, bu çalışma tamamlandığında artık tarım, turizm ve lojistik alanların Ulusal Mekansal Strateji Planı'nda korunduğu bir sürece girileceğini, insan merkezli kentsel dönüşümle, afetlere hazır, kimlikli, kişilikli, engelli dostu marka şehirler inşa edileceğini anlattı.
Coğrafi Bilgi Sistemleri'ni geliştirdiklerini anlatan Kurum, "Şehirlerimizin dijital dönüşümünü tamamlayacak adımları tek tek atıyoruz. Yaptığımız projelerde enerji verimli, sıfır atık uyumlu ve akıllı teknolojilerle donatılmış binalar inşa ediyoruz. Millet bahçeleri ve iklim değişikliğiyle ilgili mücadele noktasında oluşturduğumuz ekolojik koridorlar ve yeşil alanlarımızı artırıyoruz. Ülkemizin doğal koruma alanı büyüklüğünü yüzde 9'dan OECD seviyesi olan yüzde 17'ye çıkaracak adımları atıyoruz." ifadesini kullandı.
Kurum, özellikle doğal, kültürel ve tarihi zenginliklere sahip olan marka şehirleri korumak için imara aykırı yapılaşmaya kesinlikle müsaade etmeyeceklerini vurgulayarak, ecdadın emanet ettiği değerleri gelecek nesillere bırakmak için bu çalışmalara kararlılıkla davam edeceklerini dile getirdi.
Tüm bu hedefleri aynı anda gerçekleştirme fırsatı buldukları bir proje olduğunu bildiren Kurum, şöyle devam etti:
"Şu an Esenler'de, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile Esenler Belediyemizle, 60 bin konutluk örnek bir şehir projesi yürütüyoruz. Az katlı yatay mimari ile şehrin kimliğini, kültürünü yansıttığı, içinde millet bahçeleri, yeşil alanların olduğu, enerjisinden atığına kadar akıllı şehir uygulamalarının içinde yer aldığı önemli bir projeyi hayata geçiriyoruz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ifade ettiği gibi 'Şehirlerimize kendimize nasıl özen gösteriyorsak öyle özen göstermeliyiz. Yaşanabilir şehirleri, marka şehirleri mutlaka kuracağız, kurmalıyız' hedefine giden yolda çok önemli adım attık. Tarihi kent merkezleri ve meydanların, ihya ve sağlıklaştırma çalışmalarına hız verdik."
Kurum, şehir merkezlerinin yeniden tarihi kimliklerine kavuşturulması amacıyla, Ankara Hergelen Meydanı gibi birçok ilde proje çalışmaları başlattıklarını, Ankara'da millet bahçeleri yapacaklarını, vatandaşların yeşil alanlarda vakit geçirebileceği, ekolojik koridorlar oluşturan önemli projeleri hayata geçirdiklerini aktardı.
"Medeniyetimizi Yaşatan Şehir Beratı" ve "Özgün Mahalle Sertifikası" verilmesine ilişkin çalışmalar yürüttüklerini aktaran Kurum, salondaki gençlere hitaben, "3 gün boyunca hocalarımız eğitim verecek. Yerli ve yabancı 250 konuşmacımızın tecrübesinden istifade edeceksiniz. Ülkemize değer katacak olan yeni markaların oluşturulacağı bu çalışmayı önemsiyorum. Tarihimizde olduğu gibi markalaşma kültürünün 81 ilimizde yaygınlaşmasını diliyorum." ifadesini kullandı.
'4. Uluslararası Ankara Marka Buluşmaları'
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum: 'Marka şehirde okullarıyla, parklarıyla, yeşil alanlarıyla, kreşleriyle, kütüphaneleriyle, havuzları, sportif, sosyal, kültürel ve tarihi alanlarıyla gelecek nesillerin yetişeceği ortam en iyi şekilde sunulmalıdır' 'Marka şehirler, insanların zihnine, aklına ve düşüncesine zarar verecek ses, gürültü, hava ve su kirlilikleri giderilmiş, bu gibi sorunlar çözülmüş şehirlerdir'.