44 Yil Biriktirdigi Tarihi Eserler, Evine Sigmayinca Hayali Olan Müzeyi Kurdu

44 Yil Biriktirdigi Tarihi Eserler, Evine Sigmayinca Hayali Olan Müzeyi Kurdu

Antalya’da yasayan 66 yasindaki turizmci, 44 yil boyunca biriktirdigi tarihi eserler evine sigmaz olunca, hayali olan müzeyi Akseki ilçesinde olusturmaya karar verdi. Mustafa Kavasoglu tarafindan 2015 yilinda açilan Türk Etnografya Müzesi, Kültür ve Turizm Bakanligindan tescil alarak “Mustafa Kavasoglu Türk Etnografya Müzesi” ismini aldi ve yasal bir müze statüsü kazandi. Irili ufakli 5 binden fazla tarihi eserin yer aldigi müzeye yerli ve yabanci turistler büyük ilgi gösteriyor.

Tarihe merakli turizmci, 2015’te açtigi Mustafa Kavasoglu Türk Etnografya Müzesi’ne yasal statü kazandirmak için Kültür ve Turizm Bakanligi’na müracaatta bulundu. Bakanligin geçtigimiz ay tescilledigi müzede, yillara meydan okuyan müzik enstrümanlari, saat, radyo, silahlar, besik, kiyafet, telefon, gaz lambasi, tarti aletleri, mutfak esyalari ve tarim aletleri gibi 5 binden fazla materyal sergileniyor. Ziyaretçilerini zamanda yolculuga çikaran müze, yerli ve yabanci turistlerin de ilgisini çekiyor.

“Dedesinden kalan esyalarla sark kösesi kurdu”

Akseki ilçesi Bademli Mahallesinde dünyaya gelen ve 1,5 yasindayken ailesiyle Istanbul’a tasinan Mustafa Kavasoglu, 1978 yilinda evlendikten sonra esi ile birlikte evinin bir kösesinde dedesinden, ninesinden kalan eski esyalarla Istanbul’daki evinde sark kösesi kurdugunu söyledi.



Zaman içerisinde kendisinde ve esinde bu merakin ilerledigini söyleyen Kavasoglu, “Bu merak hem esimde hem bende ilerledi. Gittigimiz her yerden eski etnogratif objeler toplamaya basladik. Bir baktik ki evimiz bunlara yetmedi. Bunlari bir depo, iki depo, üç depo derken yedi depoya kadar büyüklü küçüklü bir sürü esya topladik” dedi.

“Müze kurmaya 2009 yilinda karar verdi”

2009 yilinda bir proje için yolunun dügmeli evleriyle ünlü tarihi Sarihacilar Mahallesine düstügünü söyleyen Kavasoglu, “Tarihi Sarihacilar köyünün dokusu bozulmamis orijinal bir köy oldugu için müzeyi buraya kurmaya karar verdim. 2009 yili sonunda bu mülkleri edindim. 2011 yilinda müzenin insaatina basladim. Insaat yaklasik 4 yil sürdü. 2015 yilinda ise müzeyi açtim. Müzede yaklasik 5 binden fazla etnografik obje yer aliyor. Diyebilirim ki burasi Türkiye’nin en zengin müzelerinden birisi. 22 Haziran tarihinde ise Kültür ve Turizm Bakanligindan tescil alarak “Mustafa Kavasoglu Türk Etnografya Müzesi” ismini aldi ve yasal bir müze statüsü kazandi. Buradaki materyaller yaklasik 50 yil öncesinden baslayip 2 bin yila öncesine giden malzemeler var. Örnegin biz farkinda olmadan burada bulunan bal küpü buraya gelen arkeologlarin incelemesi sonucunda ortaya çikti. Bu küpün Romalilardan kaldigi ve 2-3 bin yila kadar tarihinin olduguna karar verdiler"diye konustu.

Yörenin dokusuna uygun iki katli bir bina yapan Kavasoglu, müzede bulunan objeleri söyle anlatti: “Müze birkaç bölümden olusuyor. Açik alanda tarim aletleri var. Bahçe bölümümüzde mesleklerle ilgili materyaller mevcut. Ana binamizda ise silahlar, mutfak esyalari, özel zati kullanim esyalari, Türkiye’de kullanilan müzik aletleri, radyolar, radyo teypler, telefonlar, silahlar, giysiler ve halk kültürünü anlatan yün dokuma tezgahlarindan tutun da her türlü meslek aletleri var. Yine tavan islemeleri, kapilar, hayvancilikla ilgili malzemeler, hayvan tuzaklari, silah üretiminde kullanilan malzemeler, barut üretiminde kullanilan malzemeler, kasikçilik yapimindan ekmek yapimi ile ilgili malzemeler, degirmen malzemeleri, semercilik ile ilgili malzemeler, çok maksatli küpler, teraziler, çan yapimi, çarik yapimi, demirci aletleri, kalayci malzemeleri, yün çikriklari, urgan çikrikliklari, marangoz aletleri gibi akliniza gelebilen her türlü malzemelerin görülmesi mümkün. Dolayisi ile küçük bir Anadolu cografyasini, Türk tarihini müzemizde görebilirsiniz."

“3 bin yillik küp”

Bali ve peyniri ile meshur olan Akseki’nin Çimi köyünden bir kisinin atalarindan kalan ve zamaninda bal koyduklari küpü müzeye hediye ettigini söyleyen Kavasoglu, "Çimi köyü peyniri ve bali ile ünlü bir köyümüz. Bu tarihi küp Çimi köyünde bal küpü olarak kullanmislar. Bal küpü müzeyi ziyarete gelen arkeologlarin dikkatini çekti. Bu küpün 2-3 bin yillik bir küp oldugunu ve Roma döneminden kalan bir küp oldugunu tespit ettiler. Müzeden geldiler, tescillediler ve tekrar bize zimmetlediler" dedi.

Anadolu’daki Yörük giysilerini de sergilediklerini hatirlatan Kavasoglu, " Akdeniz, Ege, Marmara Bölgesi ve Trakya Bölgesi Yörük giysilerini sergiliyoruz. Aralarinda ise Anadolu’da bindalli denilen yani gelinlikler ve takilar mevcut. Türkiye’de kullanilan müzik aletlerinin sergilendigi bölümde kaval, dilsiz kaval, zurna, kaba zurna, klarnet, kanun yani Türkiye’de halk kültürünün sarkilari ile türküleri ile icra edildigi müzik aletleri, onlarca radyo, radyo teyp ve gramofonlar ile ülkemizde kullanilan saat çesitleri mevcut" diye konustu.

Kavasoglu, bölgeye gelen yerli ve yabanci turistlerin müzeye çok ilgi gösterdigine deginerek, her geçen yil ziyaretçi sayisinin artmasini bekledigini sözlerine ekledi.

"Turistlerin övgüsü"

Müzeyi ziyaret eden Hollanda uyruklu Pascal Keuren, "Müzeyi çok güzel buldum. Bu müzede eski tarihin sergilenmesi çok mükemmel bir sey. Buraya geldigim için mutluyum. diye konustu.

Mezeyi ziyaret eden Isviçre’li Hiidegard Egli, "Her sey çok güzel. Eski tarihin bu güzel müzede sergilenmesi harika bir olay. Bu kültür turizmi turuna katildigim için çok mutluyum. Çok keyif aldim" ifadelerini kullandi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile