Galatasaray olağan mali genel kurulda açıklamalarda bulunan sarı-kırmızılı kulübün eski başkanı Ünal Aysal, kendi başkanlığı dönemine getirilen eleştirilere cevap verdi. Aynı borç yükünü kendinin de aldığını belirten Aysal, “Bugün salona girerken, 3-4 tane basın mensubu köşede sıkıştırdı, Galatasaray’ın durumu ne olacak dediler. Ben de kendilerine bir cevap verdim. Dedim ki, 2011 Mayıs ayında Galatasaray neredeyse ve ondan sonra ne olduğuysa bugün de aynı şekilde çıkarız. Genellikle biliyorsunuz 15 senenin retoriği şudur; paramız yok borcumuz çok. Aynı borç yükünü ben geldiğimde kucağımda bulmuştum. 3,5 sene taşıdım ve her zaman Galatasaray’ın marka değerinin her şeyin üstesinden geleceğine ikna etmeye çalıştım. Büyük kulüplerin büyük sorunları olur. Sizlerden rica ediyorum; 4 sene evvel olduğu gibi rakam aynıdır, bu sizi korkutmasın. Bütün borçlarımızı zamanında ödeyip karşıladıysak bundan sonra da yapabiliriz. Bugün yönetimdeki arkadaşlarım biraz ciddi bir çalışmayla bunları çözerler. Onun için hepimizin buna güvenmesi lazım. Bir tek şeyde mutabık değilim. Geçmiş dönemin rakamlarını sileceğiz diye gelerek, marka değerlerinin silinmesine karşıyım. Marka değerinin korunması ve yükseltilmesi lazım. En büyük yatırımımız Galatasaray’ın marka değeridir. En büyük gelir kapısı budur. Geçtiğimiz 3,5 sene içerisinde en büyük getiriyi markamız sağlamıştır. Drogba ve Sneijder markaya yapılan yatırımın bir simgesi, bir parçasıydı” diye konuştu.
“EN ÖNEMLİ GEREKSİNİM, İNANÇLI, ERDEMLİ VE CESUR OLMAK”
Galatasaray’daki algı operasyonu hakkında konuşan Aysal, “Geçen seneki mali genel kurulda sizlere hitap ederken Galatasaray’ın tek bir alternatifi var demiştim, bu küçülmek değil sadece büyümekten geçer. Vizyonla ve çözümler getirmekle büyüyeceğiz. Sorunlar karşımızda üredikçe biz de yönetim olarak çözümler üretmek zorundayız. 1 sene içinde hiçbir TV’ye çıkmadım. Son 1 sene içinde algı operasyonu sürdürülüyorsa yine kendi camiam içinde cevap vermek istedim. Bazı algı operasyonları ile medyayı yanıltabilir, kendiniz de inanabilirsiniz. Bu makam şikayet değil çözüm üretme makamıdır. Galatasaray kulübünü yönetmek için milyarlar, milyonlar ihtiyaç değil en önemli gereksinim inançlı, erdemli ve cesur olmaktır” şeklinde konuştu.
“EN BÜYÜK SORUMLU TUTULDUĞUMUZ KONU UEFA”
En büyük sorumlu tutuldukları konunun UEFA konusu olduğunu vurgulayan Aysal, “Galatasaray gibi büyük şirketlerde zarar aynı sebeplerden oluşur. Yanlış operasyon yapar para kaybedersiniz. Yani pahalıya alınmış ucuza satılmış bir oyuncu yok. Demek ki futbolcu alım-satımından dolayı edilmiş bir zarardan bahsetmiyoruz. 2011 yılında aldığımız borç stoğunun ağırlıklı döviz cinsinden olmayı artı her sene faiz üretmesinden bahsediyoruz. Bu zararı önleme ancak borç yükünü kaldırmaktan ve karlılıktan geçmekte. Ben 2014 Eylül ayında gayrimenkullerimizi likit hale getirmemiz lazım demiştim. Bunları projeye çevirelim, süratle nakite döner, borçları öderiz demiştim. Ama o gün sayın divan kurulumuz bana böyle bir tavsiyenin zamanı olmadığını söylediler. Bunun dışında çözümler de üretemeyeceğimiz için hatırlarsanız aynı divan kurulunda görevi bırakmak istediğimi söyledim. Çözüm için önünüzde engeller varsa en haysiyetlisi görevi bırakmaktır” ifadelerini kullandı.
“BÖYLE BİR İMKAN VARDI DA BİZ Mİ YAPMADIK”
“Bize 5 yıl verdiler, biz niye 2 yılı kabul ettik suçlaması var bir de” diyen Ünal Aysal, “Biraz tanışıyorsak, böyle bir tercihi, bizim yapmamış olmamızı kimsenin düşüneceğini zannetmiyorum. 5 yıl diye bir süre zaten yok. Yani UEFA’da yok. Telefonlar edin, internete girin, ne yaparsanız yapın 5 senelik bir süre yok hiç kimseye de verilmedi. Bizim dönemimizde 2014, ya 2 sene ya 3 seneydi. Ama bu da bedava değildi. Biz aşağı yukarı 7 kulüp o gün masaya çağırıldık. 7 kulübün içinde Manchester Unted, PSG, Zenit gibi güçlü kulüpler de vardı. Bazıları 3 seneyi, bazıları ise 2 seneyi seçti. Neden? Çünkü Manchester United gibi kulüplerin cebinde 60’ar milyon bulunuyordu. Onlar o cezayı ödediler, 1 sene uzatma aldılar. Ama sadece onunla kalmadı bu tercih. Futbolcu sayılarını 21’e indirmeyi ve futbolcu satarak para üretemedikleri takdirde futbolcu transfer etmeyeceklerini garanti ettiler. Galatasaray’ın böyle bir imkanı vardı da biz kullanmadık mı? Demek ki 2 sene tercihimiz bu kadar basit sebeplere dayanıyordu” diye konuştu.
“EV ÖDEVİMİZİ CİDDİYETLE YAPMAYA ÇALIŞTIK”
“Bazıları, ‘Sen geldiğin vakit biz uyumluyduk, sen bozdun’ diyorlar” diyen eski başkan Aysal, şunları söyledi:
“2011’den önce Fair-Play kuralı yoktu. Olsaydı dahi bizden önceki yönetim bunu sağlayamazdı. Çünkü 2009-2010 yılında 43 milyon Euro, 2010-2011 yılında ise 76 milyon zarar etmişti kulüp. Bunlarla bu kriterlere uygun olabilir misiniz? Biz 200 bin Euro’yu ödedik, 2 yıl süre aldık ama sırt üstü yatmadık. Biz derhal çalışmaya başladık. 9 ayrı formül ürettik. Bu tedbirler, bu seneki cezayı önlemeye dönüp tedbirlerdi. Bu tedbirlerin bir kısmı tuttu, bir kısmı bazı yerlerden döndü. UEFA bize dedi ki; futbol gelirlerini Sportif A.Ş’ye devredeceksiniz. ‘Emredersiniz’ dedik, loca, VIP koltuk ve kombine haklarının 442 milyon Euro bedelle kulüpten Sportif A.Ş’ye devrettik. UEFA dedi ki, eğer siz 2 adet sermaye artı 1 adet sermaye artışı yaparsanız, biz 5 milyon değil, size 30 milyonluk zarar istisnası sağlarız. Hiçbir şeye hayır demiyoruz. Oturduk 5 yıllık plan hazırladık. Şampiyonlar Ligi yayın hakları bedellerini arttırmak için ihaleye katıldık. Londra’da bir TV’de açık oturum oldu. Orada yakındım. ‘Benim aldığım 3 milyon, sizin aldığınız 40 milyon. Burada bir haksızlık var. Bu devam ederse, biz de UEFA’dan ayrılmak üzere diğer takımları organize ederiz’ dedik. Bu yüzden UEFA’da bir telaş ve çalışma. O yüzden bu sene 5.3 milyon Euro’dan, 30 milyon Euro’ya çıktı. 2015 senesinde kulübün aldığı 170 milyon artı değerin 30 milyonu budur. Baktık ki zararımızın temeli ağırlıklı olarak kur farkı, bankalarla oturduk anlaştık, yüzde 73’lük kısmını TL olarak yapılandırdık. 11 futbolcunun kontratını da 31 Ağustos kuruyla sabitledik ve TL’ye çevirdik. Demek ki ev ödevimizi ciddiyetle yapmaya çalışmışız.”
“6 AYDA 3 KUPA ALMIŞ…”
Galatasaray başarıya endeksli bir kulüptür. O dönem yukarıdan aşağı başarılıydı. Galatasaray 4 yılda 42 oyuncuya 110 milyon Euro harcamış, karşılığında ise 3 lig şampiyonluğu, 2 Türkiye Kupası, 3 Süper Kupa, 2 Şampiyonlar Ligi tur atlama başarısı göstermiş. En yakın rakibimiz 24 oyuncuya 100 milyon Euro ödemiş ve sadece 1 lig şampiyonluğu, 2 Türkiye Kupası ve 1 Süper Kupa elde etmiş. Bizden evvelki yönetim de başarı için gayreti göstermiş ama olmamış. Demek ki yönetimimiz, Galatasaray’a yakışır ve hedefe giden bir politika izlemiş. Basında eski başkan Yarsuvat’ın, ‘1 lira harcamadım, hiç futbolcu almadım ama 3 kupa aldım’ sözünü gördüm. 6 ayda 3 kupa almış, takdir edilecek bir şey. Bir çocuk bile 9 ayda yapılıyor” dedi.
CAS İÇİN TAVSİYE
Galatasaray Kulübü eski başkanı Ünal Aysal, sözlerini şöyle tamamladı:
"Galatasaray Mağazacılık’ın, Sportif A.Ş’den kulübe satış olayına değinmek istiyorum. Bunun getirisi 58 milyon Euro kar. Bugün bizi UEFA’nın kestiği cezayı önleyecek bir tedbirdi. Her şey yapıldı bir Allah’ın kulu da bize yapmayın demedi. Gelen yönetim de bunu devam ettirdi ve ne hikmetse geçen sene Ekim ayında bu işlem iptal edildi ve böyle UEFA’nın kucağına düştük. Sadece bu konuyu savunsaydık 1 sene değil hiç ceza almayacaktık. Ben sayın başkanı aradım, ikaz etmek istedim. Yok dedi, biz o kararı alırken UEFA’dan tavsiye aldık dedi.
Araştırdım böyle bir tavsiye yok. Hala CAS’a gidiyorlarsa bu konu üzerinde durulursa iyi olur.”
Ünal Aysal konuşmasının sonunda, hiçbir yönetimin, bu kulübe zarar vermek için burada olmayacağını vurguladı.
'6 Ayda 3 Kupa Almış, Çocuk Bile 9 Ayda Yapılıyor'
Galatasaray eski başkanı Ünal Aysal, eski başkan Duygun Yarsuvat’ın ‘1 lira harcamadım, hiç futbolcu almadım ama 3 kupa aldım’ sözünü hatırlatarak, “6 ayda 3 kupa almış, takdir edilecek bir şey. Bir çocuk bile 9 ayda yapılıyor” dedi.