7. Perakende Teknolojileri Konferansı 7 Ekim'de Başlıyor

KMD Yönetim Kurulu Başkanı Serhan Tınastepe: “Perakende sektörü ile teknoloji çözümlerini buluşturan konferansımızın dijitale taşınan oturumları 7 Ekim 2020 Çarşamba günü saat 15.00’da başlayacak. İlk oturumun ardından webinar serimiz 10 hafta sürecek ve her çarşamba günü bir canlı yayınımız olacak” “Dövizle kiralama yasağı konusunun, ekim ayında süresi sona ermekle birlikte bunun devam ettirileceği konusunda inancımız tam. AVM’lerle kira konusunda sürekli görüşmeler halindeyiz. Perakendeciler olarak kiraların ciro üzerinden yansıtılmasını talep ediyoruz” “Müşteri trafiğinde görülen azalma bizim işlerimizi de olumsuz etkiliyor. Bu dönemde, sepet ortalamasının arttığını, müşterilerimizin doğrudan ihtiyaçlarını karşılamak üzere mağazalarımıza geldiğini söylemek mümkün. Sepetin büyümesinde, biz her ne kadar fiyat artışlarını ötelemeye çalışsak da döviz dalgalanmasının da etkisi var” “Hem stoklu çalışıyor olmamız hem de tüketicinin talebini birden ertelememesi için biz olabildiğince kur artışlarını geç yansıtmaya çalışıyoruz”

Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD) Yönetim Kurulu Başkanı Serhan Tınastepe, perakende sektörü ile teknoloji çözümlerini buluşturan 7. Perakende Teknolojileri Konferansı’nın dijitale taşınan oturumlarının 7 Ekim 2020 Çarşamba günü saat 15.00’da başlayacağını, ilk oturumun ardından webinar serisinin 10 hafta süreceğini ve her çarşamba günü bir canlı yayının olacağını söyledi.

7. Perakende Teknolojileri Konferansı, yeni konsepti ve “Perakende Teknolojiyi Konuşuyor” temasıyla sektörü bir araya getirmeye hazırlanıyor.

Konferansın online olarak gerçekleştirilen tanıtım toplantısında konuşan KMD Yönetim Kurulu Başkanı Serhan Tınastepe, KMD’nin başta teknoloji, yapı market, mobilya, ev geliştirme, kişisel bakım, kozmetik, takı-aksesuar, hobi, oyuncak-kırtasiye, optik ve büyük mağazacılık olmak üzere modern perakendenin farklı alt kategorilerindeki öncü oyuncularını temsil ettiğini anımsattı.

Türkiye genelinde yaklaşık 40 bin satış noktasında, 200 bin kişilik istihdamı ve 150 milyar TL’nin üstünde bir ciroyu temsil eden KMD’nin bu büyüklüğü ile gerek ekonomik gerekse sosyal alanda önemli bir konumda yer aldığını ifade eden Tınastepe, şunları kaydetti:

“Perakende sektörü doğrudan son tüketiciye dokunan, üretici ile tüketici arasındaki köprü vazifesini gören, dolayısıyla ekonomideki her türlü dalgalanmadan ilk etkilenen sektör konumunda. Hepimizin bildiği üzere 2020 yılında zor bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizin dinamik yapısı bu günleri atlatmada en önemli kaynak halini alıyor. Gündemimizin en önemli maddesi Kovid-19 ile mücadele kapsamında, sağlık sektöründen sonra en önemli mücadeleyi perakende oyuncularının verdiği bir gerçek.

Halkımızın ihtiyaçlarının karşılanması noktasında perakendenin tüm kategorileri canla başla çalıştı. Gerekli tüm önlemleri alarak, hem ihtiyaçların karşılanması hem de ekonomik çarkların aksamadan dönmesi için önemli çaba sarfettik. Sarfetmeye devam ediyoruz. KMD olarak perakendenin çok farklı alt kategorilerini temsil ediyoruz. Bazı kategorilerimizde geçen yılın cirolarını yakalamış olabiliriz, ancak kategorilerimizin önemli bir kısmı geçen yılın gerisinden geliyor. TÜİK verilerine de baktığımızda mart-haziran arası aylardaki düşüşlerin haziran ve temmuzda yukarı yöne değiştiğini görüyoruz.”

- “Alışveriş merkezleri maalesef yanlış bir algının kurbanı oldu”

Tınastepe, okul açılış sezonunun beklenen gibi olmaması, yazlık beldelere ve memleketlerine giden vatandaşların şehirlere dönüşünün gecikmesi ve vaka sayılarındaki artışın sürmesi neticesinde eylül ayında ekonomik aktivitedeki daralmanın kendini hissettirmeye başladığını aktararak, “Müşteri trafiğinde görülen azalma bizim işlerimizi de olumsuz etkiliyor. Bu dönemde, sepet ortalamasının arttığını, müşterilerimizin doğrudan ihtiyaçlarını karşılamak üzere mağazalarımıza geldiğini söylemek mümkün. Sepetin büyümesinde, biz her ne kadar fiyat artışlarını ötelemeye çalışsak da döviz dalgalanmasının da etkisi var.” diye konuştu.

Sektörün önemli paydaşı, modern perakendenin yüz akı olarak gördükleri alışveriş merkezlerinin maalesef yanlış bir algının kurbanı olduğunu vurgulayan Tınastepe, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Alınan önlemler, yapılan denetimler ve getirilen olağanüstü standartlara rağmen alışveriş merkezleri maalesef yüksek bulaşma riski taşıyan yerler olarak algılandı. Kendi içimizde yaptığımız değerlendirmelerde, alışveriş merkezi mağazalarımızdaki çalışanlarımızda vaka sıklığımız ile cadde mağazalarındaki çalışanlarımızdaki vaka sıklığı arasında fark olmamasına rağmen, genel algı maalesef farklı bir yönde. Bu da müşteri trafiğini özellikle alışveriş merkezlerinde oldukça olumsuz etkiliyor. Klimalar ile ilgili düzenleme kapsamında tamamen temiz hava ile havalandırılan alışveriş merkezlerinde, mağazalarda ayrıca iklimlendirme yapamıyor olmamızı da başka bir sorun olarak görüyoruz. Önemli ekonomik değeri olan bu mekanlarımızda, bu algının ivedilikle değişmesine ihtiyaç var.”

Tınastepe, durum böyle seyrederken, sektörün ayakta durmasını ve bu dönemi atlatmasını sağlamakta kamudan ve paydaşlardan aldıkları desteklerin büyük önem taşıdığını belirterek, “Ekonominin lokomotifi olarak tanımladığımız perakende sektörünün olumlu veya olumsuz gidişatı domino etkisiyle birçok sektörü etkiliyor. Tedarik zincirimizdeki paydaşlarımızdan tutun, bize hizmet sağlayan çözüm ortaklarımıza, çalışanlarımızın sosyo ekonomik durumlarına, ailelerine kadar geniş bir yelpazede etki alanımız var. Sektörün bu dönemde aldığı; kısa çalışma ödeneği, kira düzenlemeleri, KDV indirimleri gibi desteklerin sürmesi maliyetlerimizin kontrolünde ve operasyonlarımızı sürdürebilmemizde önem taşıyor.” şeklinde konuştu.

- Perakendecilerin beklentileri

Tınastepe, sektörün önemli bir maliyet kalemi olan kiralar konusunda sağlanan desteklerin sürmesinin kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Bu bağlamda, 2021 sonuna kadar hem cadde hem de AVM kiralarının cirodan kiraya dönmesini, tüm ticari gayrimenkullerde 2021 yılında yıllık kira artışı yapılmamasını, önemli bir gündemimiz olan AVM ortak alan giderlerine bir üst sınır getirilmesini, kirada KDV ve stopaj indiriminin 2021 sonuna kadar devam etmesini, ekim ayında süresi dolacak olan dövizle kiralama yasağının devam etmesini, yerli-yabancı ayrımı yapılmaksızın tüm şirketlere Türk lirası ile kiralama yapma hakkı tanınması ve kiracılara 3 ay evvelinden bildirimde bulunmak kaydıyla tazminatsız çıkış hakkı tanınması yönünde düzenleme yapılması perakendecilerin temel beklentileri arasında yer alıyor.”

Geniş ekosistemi sayesinde gerek ciro gerek istihdam gerekse vergi yani devletin gelirleri açısından sektörün önemli bir kaldıraç görevi gördüğünü ifade eden Tınastepe, “Modern perakendenin aynı zamanda kayıt dışı ekonomi ile mücadelede önemli bir araç olduğunu da vurgulamak isterim. Özellikle bu dönemde, sektörümüze sağlanan desteklerin ekonomimiz için nasıl hızlı geri dönüşler verdiğini daha net gördük. Kanun yapıcılarımız tarafından sektörümüze dair düzenlemeler yapılırken, bizleri güçlendirmenin toplam ekonomiye de faydası olduğunun hep akılda tutulmasında fayda olduğunu düşünüyoruz.” diye konuştu.

Tınastepe, düşmekte olan iç talebin canlandırılması ve şirketlerin ayakta kalması için devletin daha çok teşvik sağlaması gerektiğini anlatarak, Perakendenin tüm kategorilerinde ÖTV-KDV indirimleri yapılması, uzun zamandır sektörün sorunu olan kozmetikte yeniden kredi kartı ile taksit imkanı sağlanması, vergi ve sigorta ödemeleri ile ilgili yeni teşvikler getirilmesi, ertelemelerin devam etmesi ve şirketlerin Kredi Garanti Fonu destekli kredilere erişim imkanının artırılmasını bekliyoruz.” dedi.

Sektörün istihdama önemli katkı sağladığını belirten Tınastepe, temmuz rakamlarına göre, bu şartlarda dahi sektör istihdamının yıllık yüzde 7 arttığına işaret etti.

Tınastepe, sektörün mevcut işleyişine uygun bir yapıda saatlik çalışma modelinin işlevsel hale getirilmesi ve maliyet kontrolünde çok önemi bulunan Kısa Çalışma Ödeneği ve ücretsiz izin uygulamasının 2021 sonuna kadar devam ettirilmesi de beklentileri arasında yer aldığını bildirdi.

- “Yeni normale adapte olmak için adeta zamanla yarışıyoruz”

Tınastepe, artık iş yaşamının yeni normallerinin oluşmaya başladığını belirterek, “Birçok perakende şirketin önümüzdeki 5 yıl içerisinde tamamlamayı planladığı dijital dönüşüm projeleri artık bir yıl içinde tamamlanma zaruretiyle karşı karşıya. Yeni normale adapte olmak için adeta zamanla yarışıyoruz. Bu süreçte, pek çok alanda, yeni çözümler hayatımıza girdi, bize özel çözümler geliştiren firmalarla tanıştık, önemli iş birlikleri geliştirdik. Bu ürün, hizmet ve çözümlerin tümünü 7. Perakende Teknolojileri Konferansında sektörle buluşturmayı amaçlıyoruz.” diye konuştu.

Konferansı bu yıl yeni formatıyla 10 oturumluk bir webinar serisi şeklinde gerçekleştirileceğini belirten Tınastepe, “Perakende sektörü ile teknoloji çözümlerini buluşturan konferansımızın dijitale taşınan oturumları 7 Ekim 2020 Çarşamba günü saat 15.00’da başlayacak ve 10 hafta sürecek. Oturumlarda sektörün birçok gündemine değineceğiz ve değerli konuşmacıları ağırlayacağız. İlk oturum ardından webinar serimiz 10 hafta sürecek ve her Çarşamba günü bir canlı yayınımız olacak. Konferansın diğer oturumlarında yeni nesil mağazacılıkta deneyim, global perakendede bu süreçte yaşananlar, dijitalleşen işlerin mevzuatı ve güvenliği, omnichannel ve e-ticaret çözümleri, insan kaynakları uygulamaları gibi konu başlıklarını işleyeceğiz ve sektörün önde gelen perakendecileri ile çözüm ortakları bu oturumlarda görüşlerini paylaşacak.”

- “Dövizle kiralama yasağının devam ettirileceğine inancımız tam”

Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Tınastepe, dövizle kiralama yasağına değinerek, “Dövizle kiralama yasağı konusunun, ekim ayında süresi sona ermekle birlikte bunun devam ettirileceği konusunda inancımız tam. AVM’lerle kira konusunda sürekli görüşmeler halindeyiz. Perakendeciler olarak kiraların ciro üzerinden yansıtılmasını talep ediyoruz.” diye konuştu.

- “Kur artışlarını, anında ürün fiyatlarımıza yansıtmıyoruz”

Serhan Tınastepe, stabil kur seviyesinin hem fiyat istikrarı hem de operasyonların sürekliliği açısından bekledikleri bir süreç olduğunu belirterek, “Son zamanlarda kur artışı durumuyla karşı karşıyayız. Son 4-5 yıldır da bu sürece çok alıştık. Bu artışları anında ürün fiyatlarımıza yansıtmıyoruz. Hem stoklu çalışıyor olmamız hem de tüketicinin talebini birden ertelememesi için biz olabildiğince kur artışlarını geç yansıtmaya çalışıyoruz.” dedi.

Tınastepe, geçen yıl 100 birime satılan bir ürünün bu yıl 100 birimin daha üstünde fiyata satıldığını, enflasyon ve kur etkisinin ürün fiyatlarının eşyanın tabiatına uygun olarak değiştiğini, dolayısıyla sepet büyüklüğünün artmasında kurun da etkisinin olduğunu söyledi.

Tüketici ihtiyaçlarında da değişiklik olduğunu aktaran Tınastepe, evlerinde daha çok vakit geçiren insanların, evleriyle ilgili ihtiyaçlarını gidermeye öncelik verdiğini, bilgisayar, televizyon sayısının arttığını, ev elektroniği eşyalarının, buzdolabı, derin dondurucu sayısının arttığını, mobilya, ev tekstilinde hareketlenme, spor kıyafetlere yönelim olduğunu gördüklerini dile getirdi.

- “2021’de perakende sektörünün büyümesini bekliyoruz”

Tınastepe, tüketim alışkanlıklarının pandeminin ruhuna paralel olarak değiştiğini ve bu değişimden herkesin nasibini aldığını anlatarak, online satışların ciddi derecede arttığını vurguladı.

Döviz kurlarının seyri, faizlerdeki artış, bunların süreç içerisinde fiyatlara yansıması, genişlemeci mali politikalardan vazgeçilmesi tüketimi daraltma yoluna gidebileceğini belirten Tınastepe, dolayısıyla süreç içerisinde burada bir stabilizasyon yaşanmasını ve 2021’de de perakende sektörünün büyümesini beklediklerini söyledi.

Bu arada, konferansın içeriğine ve katılım detaylarına KMD web sitesinden ve sosyal medya hesaplarından erişilebilecek.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile