8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlanıyor

8 Mart Dünya Kadınlar Günü çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mesajında, "hala birçok ülkede ve toplumda kadın ikinci sınıf vatandaş olarak görülüyor" dedi.

BM merkezinden yapılan açıklamaya göre, Genel Sekreter Ban, yüz yıl önce Dünya Kadınlar Günü ilk kez kutlandığında toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların konumlarının güçlendirilmesi gibi ifadelerin büyük oranda radikal görüşler olarak kabul edildiğini, kararlı savunma, siyasi eylem ve karar mekanizmalarındaki aydınlanma sonucu Dünya Kadınlar Günü‘nün Yüzüncü yılının elde edilen önemli kazanımlarla birlikte kutlandığını belirtti, ancak, hala bir çok ülkede ve toplumda kadının ikinci sınıf vatandaş olarak görüldüğünü hatırlattı.

Ban, mesajında şunları vurguladı: 

"Eğitimdeki cinsiyet ayrımı kapanıyor olmasına rağmen, ulusal ve uluslararası seviyede hala büyük farklılıklar göze çarpıyor ve büyük oranda kız çocuğu okula gidemiyor, okula devam edemiyor veya çok az bilgi ve birikimle okulu bitirebiliyor. Kadınlar ve kız çocukları kabul edilemez şekilde şiddete hem de çoğunlukla en yakınlarının uyguladığı şiddete maruz kalıyor. Evde, okulda, iş yerinde ve toplum içinde kadın olmak genelde korunmasız olmak anlamına geliyor. Birçok çatışma bölgesinde ise cinsel şiddet bilinçli ve sistematik bir şekilde kadınları ve tüm toplumu sindirmek için uygulanıyor."

"Birleşin, Kadına Karşı Şiddete Son Verin" kampanyası kapsamında ve "Erkek Liderler Ağının" da desteğiyle şiddet suçunun cezasız kalmaması ve zihinlerin değişmesi için çalışıldığını belirten Genel Sekreter Ban, dünyada çatışmalarda cinsel saldırıların önlenmesi ve cezalandırılması için giderek daha fazla önlem alındığını, kadınların  barış ve güvenlik konularını içeren Güvenlik Konseyi‘nin 1325 sayılı tarihi kararının uygulanması için daha fazla çaba harcandığını, söz konusu kararın kadınların barış ve barışın inşası çabalarında daha aktif rol almalarını öngördüğünü kaydetti.

"Acil olarak ilerleme sağlanması gereken alanlardan birini de kadın ve çocuk sağlığı oluşturuyor. Eylül 2010‘da düzenlenen Binyıl Kalkınma Hedefleri Zirvesi‘nde de bu konu önplana çıkmış, önümüzdeki 4 yıl süresince yürütülecek ve kadınların ve çocukların hayatını kurtaracak ve sağlık koşullarını iyileştirecek dünya stratejimize hem üye ülkeler hem de bağışçılar destek vermişti" diyen Genel Sekreter Ban, şunları söyledi:

"Her geçen gün daha fazla ülkede daha fazla kadın karar mekanizmaları içindeki haklı yerlerini alıyor. Ancak, kadın devlet ya da hükümet başkanına sahip ülke sayısı yüzde 10’u geçmiyor. Kadınların siyasette öne çıktığı ülkelerde dahi kadınlar diğer birçok alanda, örneğin iş ve sanayi dünyasının en üst kademelerinde oldukça yetersiz oranda temsil ediliyor. Söz konusu eşitsizliğin giderilmesine yönelik BM tarafından oluşturulan Kadınların Konumlarının Güçlendirilmesi Girişimi İlkelerini bugüne kadar 130’dan fazla şirket benimsemiş bulunuyor.

 Bu yılki Dünya Kadınlar Günü kadınların eğitim, öğrenim, bilim ve teknolojiye eşit erişimi üzerinde yoğunlaşıyor. Cep telefonları ve internet kadınların ailelerinin sağlık ve refahını geliştirmelerini, gelir getirici faaliyet imkanları bulmalarını ve istismar ve diğer olumsuzluklardan kendilerini korumalarını sağlayabilir. Söz konusu cihazlara sahip olabilmek eğitim ve öğretim ile desteklendiğinde kadınlar yoksulluk döngüsünü kırabilirler, haksızlıklarla mücadele edebilirler ve haklarını kullanabilirler.

Bu yıl Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadınların Konumlarının Güçlendirilmesi Birimi, kısa adıyla BM Kadın Ajansı‘nın kurulmuş olması kadın hakları konusunda ne kadar kararlı olduğumuzu gösteriyor. Kadınların kamu ve toplumsal yaşamın tüm alanlarına tam anlamıyla katılması sağlanmadıkça, Birleşmiş Milletler Anlaşması‘nda sözü verilen sürdürülebilir, barışçı ve adil toplumu yaratmak mümkün olmayacaktır." 

-BM NÜFUS FONU

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) İcra Direktörü Dr. Babatunde Osotimehin, kadınlar ve eşlerin ailelerini diledikleri gibi şekillendirebildikleri, iş ile aile hayatları arasında istedikleri dengeyi kurdukları an eşitlikten söz edilebileceğini kaydetti.

 Osotimehin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yayınladığı mesajda, dünya nüfusunun 7 milyara yaklaştığı günümüzde bu nüfusun yarısını oluşturan kadınların içlerinde barındırdıkları gücü açığa çıkarmanın zamanının geldiğini kaydetti.

Osotimehin, mesajında şunları kaydetti:

"Kız çocuklarının diğer akranları gibi okula gidebildikleri, kadınların, erkeklerin ve gençlerin de cinsel ve üreme sağlığına ilişkin haklarını talep edebildikleri zaman eşitliği yakalamış olacağız. Ancak kadınlar ve eşlerin ailelerini diledikleri gibi şekillendirebildikleri ve iş ile aile hayatları arasında istedikleri dengeyi kurdukları an eşitlikten söz edebiliriz. Hamile bir kadının işini kaybetme korkusunu yaşamadığı, anneliğin iş hayatında bir ayrımcılık nedeni olmadığı zaman kadın ile erkek arasındaki eşitlik sağlanmış olacaktır. Genç kızlar eğitim olanaklarından yararlandıkça, erken yaşlarda evlendirilme, istenmeyen gebelik ve HIV/AIDS sorunlarından uzak kalarak toplumun bir parçası olabileceklerdir."

2015 yılında tüm dünyanın üreme sağlığı ve eğitim olanaklarına erişimi için hükümetler ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalıştıklarını kaydeden Osotimehin, "Dünya çapında aralarında Birleşmiş Milletler‘in kadınların güçlendirilmesi için oluşturduğu BM Kadın (UN Women) kuruluşunun da bulunduğu çok sayıda ortakla, toplumsal cinsiyet eşitliği ve saygınlığını geliştirmek için çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

UNFPA Türkiye Temsilcisi Dr. Zahidul Huqueda da yaptığı açıklamada, 4 milyona yakın kadının okuma-yazma bilmediği, 1 milyon kız çocuğunun da okula gidemediği Türkiye‘de, her 10 kadından 4‘ünün şiddet gördüğünü ve her gün töre adına bir kadının öldürüldüğüne dikkat çekerek, bunun bir an önce durdurulması gerektiğini ifade etti. 

Türkiye‘nin Binyıl Kalkınma Hedefleri, Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı-ICPD Eylem Programı, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi-CEDAW çerçevesindeki taahhütleri ve AB‘ye katılım sürecinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve kadınlara eşit hakların sağlanması için Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, sivil toplum örgütleri, BM kurumları ve medya ile yakın işbirliği içinde çalıştıklarını belirten Huque, "İçişleri Bakanlığı ile yürüteceğimiz yeni ortak programımızda da toplumsal cinsiyet eşitliğinin yerel düzeyde geliştirilmesi ve kadın dostu ortamlar yaratabilmek için UNFPA, UNDP ve İsveç Kalkınma İşbirliği Ajansı-SIDA ile birlikte, yerel yönetimler ile yerel STK;lar arasında kadınların en temel haklarından yararlanmaları için bir diyalog ortamı oluşturmayı amaçlıyoruz ve iş dünyası ile özel sektörün yerel unsurlarının da bu projede görev almalarını istiyoruz" dedi.

-KADIN CİNAYETLERİNİ PROTESTO

İstanbul Feminist Kolektif üyesi bir grup, eşleri veya yakınları tarafından işlenen kadın cinayetlerini protesto etti.

Bahariye Caddesi‘ndeki Kadıköy Adliyesi önünde toplanan grup üyeleri, üzerinde, ‘‘Kadınlar en yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Bu katliamı durdurmak için daha ne bekliyorsunuz?‘‘ yazılı pankart ve cinayetlere kurban giden kadınların resimlerini açtı.

Grup adına basın açıklaması yapan Filiz Karakuş, adli süreçlerin kadınları erkek şiddetine karşı güçlendiren, kadınları koruyan, katilleri ‘‘haksız tahrik indirimi‘‘ ile kollamayacak şekilde işletilmesini istediklerini, sonuçsuz kalan suç duyurularını arkalarında bırakarak öldürülmek istemediklerini söyledi.

Karakuş, ‘‘Bugün 8 Martta kadınların artık şiddete uğramadıklarını söylemek isterdik. Kadınların şiddete uğradığında gidebilecekleri sığınak sayısının, Avrupa Birliği standartlarına uygun olarak, her 7 bin 500 kadın ve çocuğa bir tane düşecek şekilde açıldığını söylemek isterdik. Kadınların şiddetten uzaklaşmak istediklerinde ekonomik güvencelerinin sağlandığını, erkek şiddetinin artık meşru olmadığını duyurmak isterdik. Oysa, şu anda elimizde 8 Mart öncesi acele açıklaması yapılan yasa tasarısından başka bir şey yok. Kağıt üzerinde kalması muhtemel yasalar değil, acil önlem istiyoruz‘‘ şeklinde konuştu.

Basın açıklamasının ardından grup olaysız dağıldı.

-"OSMANLI‘DA KADIN HAREMDEN İBARET DEĞİLDİ"

İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Irvin Cemil Schick, ‘‘Osmanlı‘da kadın haremden ibaret değildi, dış ticaretin de bir parçasıydı‘‘ dedi. 

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Shick, ‘‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü‘‘ dolayısıyla üniversitenin Altunizade Yerleşkesi‘nde, ‘‘İş haremle bitmiyor: Üretici, tüketici, yatırımcı, tüccar Osmanlı kadınları‘‘ konulu konferans verdi.

Şarkiyatçı yazar ve ressamların etkisiyle Osmanlı‘da kadın denilince akla ilk harem geldiğini ifade eden Shick, ancak Osmanlı döneminde kadınların ipek üretimi olmak üzere dış ticarete yönelik faaliyetlerde çok aktif olduklarını belirtti.  

Schick, ‘‘Osmanlı‘da kadın haremden ibaret değildi, dış ticaretin de bir parçasıydı. Osmanlı İmparatorluğu‘nun dış dünyayla kurduğu ticari ilişkilerde kadınların çok önemli bir rolü vardı‘‘ değerlendirmesinde bulundu. 

Osmanlı‘da kadınların siyasi, iktisadi, toplumsal ve kültürel alanda var olduğunu da dikkati çeken Schick, şunları kaydetti:

‘‘Kadınlar, üretici yahut tüketici, sermayedar yahut mülk sahibi ve tüccar olarak, ticaretin içinde yer almışlardır. Örneğin 14. yüzyıldan itibaren Osmanlılar‘ın ihraç ettiği ipeklilerin üretiminde kadınlar çok önemli rol oynamıştır. Özellikle Bursa‘dan yapılan ipek ihracatı bölgede ipek böceği yetiştiriciliğini geliştirmiştir. 1678‘de yapılan bir sayım, Bursa‘daki 299 çıkrıktan 150‘sinin kadınların mülkiyetinde olduğunu yahut kadınlar tarafından işletildiğini göstermektedir.‘‘

Schick, kadınların üretim araçlarının ve mekanlarının da sahibi olduğuna da işaret ederek, Osmanlı topraklarında kiralık dükkan ve atölyelerin büyük çoğunluğunun vakıf malı olduğunu ve bu vakıfların birçoğunu da kadınların kurduğunu sözlerine ekledi. 

-TÜRK-İŞ YÖNETİM KURULU

Türk-İş Yönetim Kurulu, ‘‘Türkiye‘deki kadın sorunlarının çözümünün eğitimden yasal düzenlemelere geniş bir yelpazeyi kapsadığını‘‘ bildirdi.

Konfederasyondan yapılan yazılı açıklamada, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü‘nün kadınların cinsiyet ayrımcılığına karşı başkaldırısının adı olduğu belirtildi.

Türkiye‘de bu yıl Dünya Kadınlar Günü anmalarının son iki ay içinde peş peşe gerçekleşen kadın cinayetlerinin gölgesinde gerçekleştirdiği ifade edilen açıklamada, bu cinayetlerin kadın ve çocuklara karşı uygulanan her türlü şiddete ilişkin ağır yaptırımlar getirmenin gereğini birkez daha ortaya çıkardığı anlatıldı.

Kadınların ve erkeklerin çağdaş dünyanın gereklerine uygun bir biçimde yaşamasının toplumsal gelişmişlikle direk bağlantılı olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

‘‘Ülkemizdeki kadın sorunlarının çözümünün eğitimden yasal düzenlemelere kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığı açıktır. Ancak kadının yaratıcı gücünün, zekasının toplumsal yaşama yaptığı pozitif katkının fark edilme zorunluluğu artık kapımıza dayanmıştır. Çünkü ülke olarak geleceğimiz bu farkındalıkla doğru orantılı olarak şekillenecektir.

8 Mart Dünya Kadılar Günü‘nde, kadın istihdamının sözde değil, özde teşvik edildiği, toplumsal hayatta ve iş yaşamında cinsiyet ayrımcılığının terk edildiği, kadına özel yaşamında ve iş yaşamında her türlü korumanın sağlandığı ve kadına dair her türlü sorunun çözüldüğü bir Türkiye diliyoruz.‘‘

-"KADIN GİRİŞİMCİLER DAHA HEYECANLI"

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da ‘‘Bizim erkek girişimcilerden kadın girişimciler daha heyecanlı ve daha ateşli. İnşallah bu ateşi yaktık. Bu ateş bizi hem dünyanın en zengin ilk 10 ekonomisi arasına sokacak hem de ferden, fert olarak hepimizi zengin edecek‘‘ dedi.

Hisarcıklıoğlu, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası‘nda (İMKB) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen TOBB Kadın Girişimciler toplantısında, bütün kadınların Kadınlar Gününü kutladı.

Bugünlerde ‘‘kadın‘‘ ve ‘‘genç‘‘lerin moda olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu‘nu kurarken de kendilerine bir hedef koyduklarını, bu hedefin Türkiye‘yi dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına sokmak olduğunu kaydetti.

Türkiye‘de 1 milyon 300 bin girişimci bulunduğunu, ancak bu sayının sadece 70 bininin kadın girişimci olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, Türkiye nüfusunun yarısının kadın olduğu düşünüldüğünde bu sayının çok yetersiz bulunduğunu anlattı.

Hisarcıklıoğlu, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu‘nu kurduktan sonra kurulun başkanlığını yapan Aynur Bektaş‘ın büyük bir özveri ile çalıştığını vurgulayarak, ‘‘Ben bu Aynur Hanımı zaman zaman kıskanıyorum. Ben Türkiye‘de herhalde çok gezen insanlardan birisiyim. Yılda 320 bin kilometre yol katediyorum. Nereye gitsem benden önce Aynur Hanım oraya gelmiş. Aklıma zaman zaman geliyor, ‘acaba benim koltukta gözü mü var‘ diye. Tabii olsun, ama ben gittikten sonra olsun‘‘ şeklinde espri yaptı.

Şu anda 79 ilde kadın girişimciler kurulu olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, kendilerinin hiçbir şey yapmadığını, sadece kadınları bir araya getirdiklerini ve meclisteki kadın temsil sayısının yüzde 200 arttığını söyledi.

Bütün illerde kadın girişimcilerin, genç kızlara girişimci olma konusunda rol model oluşturduklarına değinen Hisarcıklıoğlu, ‘‘Bizim erkek girişimcilerden kadın girişimciler daha heyecanlı ve daha ateşli. İnşallah bu ateşi yaktık. Bu ateş bizi hem dünyanın en zengin ilk 10 ekonomisi arasına sokacak hem de ferden, fert olarak hepimizi zengin edecek‘‘ dedi.

Hisarcıklıoğlu, insana en faydalı olacak işin, insana iş ve aş verebilmek olduğunu belirterek, önemli olanın bu girişimciliği artırarak, insana iş ve aş verecek olan kişi sayısını çoğaltmak olduğunu kaydetti.

Geçen yıl Dünya Kadınlar Gününü, girişimci kadınlarla Diyarbakır‘da kutladıklarını ve Diyarbakır‘da bir fuar düzenlediklerini anımsatan Hisarcıklıoğlu, Dünya Kadınlar Günü‘nden iki gün önce Diyarbakırspor-Bursaspor futbol karşılaşması olduğunu, erkeklerin bu müsabakada kavga ettiğini, ancak fuar alanında Bursa‘dan gelen girişimci kadınlarla Diyarbakırlı kadınların alışveriş yaptığını, o zaman ‘‘Kadınlar mı erkekler mi akıllı?‘‘ diye sorduğunu anlattı.

Hisarcıklıoğlu, kadın girişimcilerin her fırsatta kendilerinden kredi desteği istediğini belirterek, bugün kadınları paranın merkezi olan Borsa‘ya getirdiğini, girişimcilerin şirketlerini halka arz etmeleri durumunda, sıfır faizle para bulunduğunu anlattı. 

-‘‘İMKB‘DE BROKER‘LARIN YAKLAŞIK YÜZDE 50‘Sİ KADIN‘‘-

İMKB Başkanı Hüseyin Erkan ise Borsa‘da şu anda lisans almış broker‘ların yaklaşık yüzde 50‘sinin kadın olduğunu bildirdi.

Erkan, bu durumun dünyada eşinin olmadığını dile getirerek, hiçbir borsada bu kadar yüksek temsil edilen kadın çalışanı görmediklerini söyledi.

Girişimcinin cinsiyeti olmayacağını ifade eden Erkan, girişimcinin şirketi kurduğunu ve vizyonuyla şirketi büyüttüğünü anlattı.

Erkan, ancak şirketleri sürdürülebilir kılmak gerektiğine vurgu yaparak, ‘‘Biz şirketlerimizi milli servet olarak görüyoruz ve sizlerden de böyle görmenizi istiyoruz. Şirketlerin ömrü sadece girişimcinin ömrüne tabi olmaması lazım. Şirketlerin ortadan kaybolmaması lazım. Şirketleri sürdürülebilir kılalım. Sermaye piyasaları şirketlere bu imkanı sağlıyor‘‘ diye konuştu.

-TOBB KADIN GİRİŞİMCİLER KURULU BAŞKANI BEKTAŞ-

TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aynur Bektaş da İMKB tarihinde ilk defa kadınlar tarafından gong çalındığını söyledi. 

Bektaş, Kadınlar Gününü İMKB‘de kutlama nedenlerinin, bu gibi kurumların kadınlar için de var olduğunu göstermek ve konuda kadınları cesaretlendirmek olduğunu dile getirdi.

TOBB Kadın Girişimciler Kurulu olarak yeni girişimciler oluşturmaya çalışırken mevcut girişimcilere de destek olduklarına değinen Bektaş, bundan sonra girişimcilere şirketlerini halka açma noktasında da destek olacaklarını söyledi.

Bektaş, bundan sonraki bir diğer hedeflerinin de Oda meclislerinde kadın sayısını 500‘e çıkarmak olduğunu ile getirerek, farkındalığı artırmayı amaçladıklarını kaydetti.

-PEMBE RENKLİ GAZETE

Çanakkale‘de günlük olarak yayımlanan bir gazete, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle, okuyucularına pembe renkle ulaştı.

Olay Gazetesi, bugünkü sayısının manşetinde ‘‘Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü‘‘ başlığı ve pembe sayfayla yayımlandı.

Gazetenin imtiyaz sahibi Aynur Ganiler, yaptığı açıklamada, pembe sayfayla çıkmanın gerekçesini, yaşanan koşullarda kadınların içinde bulunduğu sorunlardan arınmak olarak açıkladı.

Pembenin, aynı zamanda kadınlarla özdeşleşmiş bir renk olduğunu dile getiren Ganiler, şöyle konuştu:

‘‘Kadına yönelik her türlü şiddetin son bulduğu, ayrımcılığın, cinsiyetçi istihdam politikalarının yok edildiği, eşit işe eşit ücret politikasının hayata geçirildiği, kadınlara güvenceli iş olanaklarının sağlandığı, çocuk ve yaşlı bakımı için gerekli kurumları geliştirip hizmetlerin iyileştirildiği, çalışan annelerin aile sorumluluklarından kaynaklanan iş yüklerini azaltıldığı, töre ve namus cinayetlerinin son bulacağı bir ülke için pembe sayfa açıyoruz.‘‘

-"KADIN HER GEÇEN GÜN BİRAZ DAHA DIŞLANIYOR"

Kadınlar Partisi Girişimi Kurucu Başkanı Benal Yazgan, kadınların sosyal ve siyasal alandan her geçen gün biraz daha dışlandığını belirtti.

Yazgan, ‘‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü‘‘ dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye‘de kadınların namus, töre ve çeşitli nedenlerle öldürüldüğünü, siyasetin de buna sessiz kaldığını ifade ederek, kadınlara karşı her türlü şiddet, cinsel taciz ve onur kırıcı davranışı benimseyen toplumsal zihniyetin kalıcı hale gelmeye başladığını kaydetti.

Türkiye‘de hala pek çok bölgede kız çocuklarının okula dahi gönderilmediğine işaret eden Yazgan, ‘‘Kadın sosyal ve siyasal alandan her geçen gün biraz daha dışlanıyor. İşsizlik, yoksulluk ve dışlanmışlık kadınlar için normal kabul ediliyor‘‘ ifadesine yer verdi.

Yazgan, Kadın Partisi Girişimi olarak kadınlara yönelik olumsuzlukları değiştirmek, kadın olarak var olmak için siyasete müdahale etmek istediklerini de dile getirdi.

-GALATASARAY VE BEŞİKTAŞ

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile