Suriye`ye yönelik olarak, rejimi destekleyen ve insan hakları ihlallerinde sorumluluğu bulunan 12 kişi ve 11 tüzel kişiliğe seyahat kısıtlamaları getirildi ve vizeleri ile mal varlıkları donduruldu. Bu özel kişilerin ve şirketlerin hangileri olduğunun gelecek günlerde kamuoyuna açıklanması bekleniyor.
AB içerisinde Suriye devlet tahvilleri ile ticaret yapmak yasaklanırken, Suriye bankaları da artık AB ülkelerinde yeni şube açamayacak ve Avrupa finans kurumları ile birlikte iş yürütemeyecek.
Konsey aynı zamanda üye ülkelere insani yardımlar hariç, bu ülkeye özel veya devlet yatırımı ve yardımı yapılmasını da engelleyici kararlar aldı. Bunlarla birlikte Suriye`nin petrol ve gaz sektörleri için gerekli olacak teknoloji ve stratejik ekipman ihracı da yasaklandı.
Yine üye ülkelerin katılımıyla gerçekleştirilmesi planlanan veya inşası devam eden enerji tesisleri de iptal edilecek veya durdurulacak. Başta internet olmak üzere iletişim ağlarını denetlemek, gözlemlemek ve kontrol etmek için gerekli yazılım ve donanımlar da artık Suriye`ye verilmeyecek. Ayrıca üye ülkeler Suriye ile ticaret, finansal destek, kredi ve sigorta konularında kısıtlamaya gidecek.
Suriye konusunda Arap Birliğinin aldığı yaptırım kararları memnuniyetle karşılanırken, birliğin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ile iş birliği içerisinde hareket etme isteği son derece olumlu karşılandı.
İran`a yönelik olarak var olan diplomatik çabaların sonuçsuz kaldığına vurgu yapılarak mevcut yaptırımlara ek olarak, 143 şirket ve 37 kişinin daha seyahatine engel ile mal ve hesaplarına dondurma kararı çıktı.
Yaptırım listesine eklenen şirket ve kişilerin doğrudan İran`ın nükleer faaliyetleri ile ilgili kişi ve tüzel kişilikler olduğunun altı çizildi.
Konsey sonrası basın toplantısında konuşan AB Dışişleri Temsilcisi Catherine Ashton, şunları söyledi: "Suriye ile ilgili olarak Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil El Arabi ile görüşmelerimizde onların bu konudaki önerilerini dinledik. Arap Birliği`nin attığı adımlara yaptırım diyoruz, onlar bunu `boykot` olarak isimlendirmeyi tercih ediyor. Genel olarak Suriye konusundaki kurumlar arası görüş alışverişimiz ve iş birliğimiz çok önemli ve devam ediyor. İran konusunda UAEK`in raporundan sonra gerekli tüm adımları atıyoruz. Sayın Celili`nin İstanbul`da ortaya koyduğum önerilere ve mektubuma yanıt vermesinidilerdim ancak bu hala gerçekleşmedi. Diplomatik diyalog aramaya devam edeceğiz ve aynı zamanda da baskılarımızı artırarak sürdüreceğiz. Nükleer konulardaki uyarılarımız ve baskılarımızdan ayrı olarak bugün İngiliz Dışişleri Bakanı Willam Hague İran`daki büyükelçilik saldırısıyla ilgili AB ülkelerinden dayanışma beklediğini belirtmiş ve bazı ülkeler de İngiltere gibi temsilciliklerini geri çekeceklerini belirtmişlerdir. Ortada konuyla ilgili bir ortak karar yok ancak tüm üye devletler şu veya bu şekildeİngiltere`ye dayanışmalarını göstermek istemiş olmaları İngiliz bakan tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Bir ülkeye yapılan bir saldırı tüm üyelere yapılmıştır. Bu saldırılar nedeniyle oldukça öfkeliyiz ve en sert şekilde kınıyoruz. Dediğim gibi bu saldırı eylemleri dayanışmamız çerçevesinde sadece İngiltere`ye değil hepimize yapılmıştır." Bir gazetecinin İran`a ve Suriye`ye uygulanacak petrol ve gaz yaptırımları konusunda detaylara yer verilmediğini hatırlatması üzerine Ashton, "Yaptırım kararlarının siyasi uygulamadaki detayların ise teknik olduğunu belirterek sürecin bundan sonrasını teknik uzmanların yürüteceğini kaydetti.
Ab'den Nato'nun 5. Maddesine Gönderme: 'bir Ab Ülkesine Yapılmış Saldırı, Hepimize Yapılmıştır'
AB Dışişleri Bakanlar Konseyi, Suriye ve İran üzerindeki baskıyı artırma kararı aldı.