Ab İle Vize Muafiyet Diyaloğu

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Avrupa Birliği Araştırma ve Dokümantasyon Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Aziz Tuncer, Avrupa Birliği (AB) ile Vize Muafiyet Diyaloğu'nun başlamasına ilişkin, AB'nin Türkiye ile ilişkilerin belli seviyenin altına düşmesini istemediğini, Türkiye'deki gelişmenin ve yetişmiş insan gücünün farkında olduğunu belirterek, "Bu, bir şekilde onları doğrudan entegre etmeden ilişkileri sürdürmenin yolu görünüyor" dedi.

Tuncer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni ve Geri Kabul Anlaşması'nın Türkiye ve AB ülkeleri için hayırlı olmasını diledi.
AB'nin Türkiye'ye karşı yaptığı hataları kendince telafi etmeye çalıştığını kaydederek, "AB, Türkiye ile ilişkilerin belli bir seviyenin altına düşmesini istemiyor çünkü AB, Türkiye'deki gelişmenin ve yetişmiş insan gücünün farkında. Bu, bir şekilde onları doğrudan entegre etmeden ilişkileri sürdürmenin yolu görünüyor" ifadesini kullandı.
"Türkiye ile AB arasında ilişkiler daha da güçlenecek" diyen Tuncer, AB'nin Türkiye'yi kendi standartlarına daha da yaklaştıracağını ileri sürdü.
- "Bu, bizim için çok tarihi bir şey değil"
Bölgeler politikasıyla alakalı 22. başlıkta olumlu kararlar çıkmadığını savunan Tuncer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AB, Türkiye'yi belli standartlara göre alamayız' diyor ama tam öyle değil. Orada rahatsızlık oldu. Belki bunun daha derin diplomasi analizleri olabilir. İşte Rusya ziyareti, Şanghay İşbirliği Örgütü de dahil, Başbakan'ın söyledikleri o bağlamda el uzatma olabilir.
Türkiye, artık 10 yıl öncesindeki gibi değil. Türkiye'deki çoğu insan için Avrupa artık cazibe merkezi değil. Gidenler işçi kesimi olarak gidiyordu, onlar da çok istekli değil. AB ülkeleri de bunun araştırmasını yapmıştır. Türkiye'de iyi bir kesim, turist kesim var, onların önünü açmış olabilir. Belli bir entelektüel okuyan kesim var, onları uzun dönemde Avrupa'ya çekmek istiyor olabilir. Bu şekilde yorumlanabilir."
Tuncer, anlaşmanın kendileri açısından tarihi nitelik taşımadığına dikkati çekerek, Polonya ve Macaristan örneğini gördükten sonra Türkiye'nin neden dışarıda kaldığını anlayamadıklarını, çoktan daha ileri noktada olması gerektiğini kaydederek, anlaşmayı tarihi adım gibi yansıtmanın ülkenin beklentilerini küçültmek anlamına geleceğini sözlerine ekledi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile