Abant Platformu‘nin İkinci Oturumunda Anayasa Müzakere Edildi

Bolu Abant’ta düzenlenen Abant Platformu’nun ikinci oturumda, Prof. Fuat Keyman, Doç. Dr. Yücel Sayman, Mehmet Uçum ve Cafer Solgun, yeni anayasanın toplumun geniş müzakeresi ile yapılması sürecini anlattı.

    Prof. Dr. Fuat Keyman, yaşananların demokrasinin kurumsallaştırılmaması sorunu olduğunu söyledi. Tartışılan başkanlık sistemine de ancak demokrasinin kurumsallaştırılmasıyla gerçekleşebileceğini dile getiren Keyman, anayasa yapma sürecinin önemine dikkat çekti: “Anayasa yapma süreci içeriği kadar önemli, içeriği de yapma süreci kadar önemli.”

    Yücel Sayman da halkın anayasa yapma sürecine katılması gerektiğine vurgu yaptı. “Halk neden anayasa yapma sürecinin sonunda geliyor?” diye soran Sayman, “Birlikte yaşama tercihini gösterecek halkın kendisi. Halkı niye odak almıyoruz diye düşünüyorum. Görüş olarak halktan başlaması gerekiyor.” diye konuştu.

    Zihniyetlerin değişebileceğinin altını çizen Sayman şöyle devam etti: “İnsanlar, belirli konularda düşüncelerini oluşturan parametrelerin yanlışlığını ya da farklı parametre olacağını görüyor. Onla kendini süzgeçten geçiriyor. Diyelim ki Kürt sorunu çözeceğiz. İki halk arasında büyük öfke var. Batı kesimi büyük kızgınlık içerisinde kin duyuyor. Niye bu sürece giriyoruz birlikte yaşayacağız. Birlikte yaşarken yine kurallar koyup, birini diğerine ya da diğeri birine mi empoze edecek. Tekirdağ’dan Edirne’den 60 kişi Kürtlerde misafir olsa. Üç gün kızgınlıklarını dile getirecek. Üç gün sonra çayı içerken biz ne olacağız. Buraya kadar geldik kavga mı edeceğiz. Kürt dediğin ülkeyi bölmek bizi öldürmek isteyenler değil, öbürleri de bakacak öyle. O öfkeyi oluşturan parametreler değişecek farklı yeni düşünce oluşturacak. Bu düşünceler çözüme götürecek düşünceler.”

    Cafer Solgun ise meselenin tek başına darbe anayasasından kurtulmak olmadığını, inkârcı ideolojiden kurtulunması gerektiğini dile getirdi.

    Mehmet Uçum da yeni anayasanın halktan kopuk olmaması gerektiğini vurgu yaparak, “Kurumlar, kuruluşlar, sivil topluk örgütleri üyelerinin görüşlerini aktarmalı. Doğrudan halka temas eden tartışmalar yaygınlaştırılmalı, Türkiye’nin her yerinde yapılmalı. Bunlar yapılırsa müzakereci ve katılımcı bir anayasadan bahsedebiliriz.” diye konuştu.