ABD 1 Mart tezkeresinde baskı yapmamı istedi!

ABD 1 Mart tezkeresinde baskı yapmamı istedi!

Hilmi Özkök, ABD’nin 1 Mart tezkeresinin geçmesi için kendisinden siyasetçilere baskı yapmasını istediğini, ancak bunu kabul etmediğini söyledi ‘Balyoz Seminer Planı’nın amacının aşıldığını belirten Özkök, “Gerçek kişiler ve olaylar kullanılmış. Yalman’a bunu araştırması talimatını verdim” diye konuştu

13. Ağır Ceza Mahkemesi 'nde görülen dün Ergenekon davasının 214. duruşmasına eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Hurşit Tolon, Mustafa Balbay, İbrahim Şahin ve Tuncay Özkan 'ın da aralarında bulunduğu 45 tutuklu sanık katıldı. CHP Milletvekili Mehmet Haberal, Levent Ersöz ve Veli Küçük 'ün de aralarında bulunduğu 20 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.
İlker Başbuğ ile Hurşit Tolon salona girdiğinde izleyiciler tarafından alkışlandı. Başbuğ bir süre sonra izleyicilerin bulunduğu bölüme gelerek, kendisini alkışlayan herkesi selamladı. Duruşmada önceki gün tanık olarak ifadesi alınmaya başlanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök 'ün ifadesine devam edildi.

'Benden önce hazırlandı '

Sanıklardan Mehmet Otuzbiroğlu 'nun avukatı Burak Candan Özkök 'e, “4-6 Mart 2003 'te 1. Ordu Komutanlığı 'nda yapıldığı bildirilen plan seminerinde darbe konusu geçtiği ve olası darbenin dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman tarafından engellendiği söyleniyor. Bilginiz var mı?” diye sordu. Özkök, önce bu sorunun Ergenekon davası ile ilgisini kuramadığını söyledi. Candan 'ın, Otuzbiroğlu 'nun Balyoz davasında da yargılandığını hatırlatması üzerine Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, isterse soruyu cevaplayabileceğini söyledi. Özkök, Silahlı kuvvetlerde çeşitli durumlara ilişkin MGK 'da kararlaştırılan ve hükümet tarafından onaylanan milli strateji belgesinde, harp oyunları, palan semilerleri ve plan tatbikatları olduğunu söyledi. Generkumay tarafından 2 yılda bir 1. Ordu, 2. Ordu, 3. Ordu 'ya hangi planların oynanacağının ve ne zaman oynanacağının bildirildiğini belirten Özkök, “Bu benden önce rutin olarak hazırlanmıştır. Uygulanması gerekir. Ben yoğunluğumdan katılamadım. Kara Kuvvetleri Komutanlığ tarafından yapılmasını emrettim. Bu seminer icra edilmiş fakat en tehlikeli senaryo amacını biraz aşmış şekilde oynanmış. Gerçek siyasi kişiler ve olaylar kullanılarak bunlar üzerinden bir tehlike olduğu yayınlanmış. Ben de Kara Kuvvetleri komutanına incelettim” diye konuştu.

'Muhtırayı Yalman söyledi '
Dursun Çiçek 'in aynı zamanda avukatı olan kızı İrem Çiçek 'in Özkök 'e, “Dünkü ifadelerinizden sonra 'Darbe tehlikesi vardı ' dediğiniz şeklinde haberler yayınlandı” hatırlatmasını yaptı. Özkök ise böyle bir şey söylemediğini ve basında yer alan haberlere göre hareket etmediklerini söyledi. Avukat Çiçek de, “Dünkü ifadenizde o dönem 'muhtıra ' sözünün geçtiğini belirttiniz. Buradaki herkes zan altında kalıyor. Hangi toplantıda, kim tarafından söylendiğini açıklarmasınız?” sorusunu sordu. Özkök ise Ordu komutanlarının katıldığı toplantıda, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman tarafından bir teklif olarak değil ama bir hareket tarzı olarak ifade edildiğini söyledi.

Çiçek salonu terk etti

İrem Çiçek de Özkök 'e İrticayla Mücadele Eylem Planı belgesini sordu. Özkök, bu belgeyi görmediğini, yorum yapamayacağını söyledi. Mahkeme Başkanı Özese, İrem Çiçek 'in bu konuda yoruma dayalı soru sormamasını isteyince tartışma çıktı. İrem Çiçek 'in mikrofonu kapatıldı. Bunun üzerine tutuklu sanık Dursun Çiçek, mahkeme heyetine bağırarak bu uygulamayı protesto ettiğini söyledi. Özese, hareket tarzı ve üslubu nedeniyle Çiçek 'in salondan çıkarılması talimatını verdi. Çiçek, “Beni çıkaramazsınız. Kendim çıkarım” diyerek duruşma salonunu terketti.

'Haberler beni yıprattı '

“Genç subaylar haberi beni tedirgin etti” diyen Özkök 'e Hakim Üye Sedat Sami Haşıloğlu, “Genç subaylar rahatsız manşeti sizde neden bu kadar infial uyandırdı? Tedirginliğiniz neydi?” diye sordu. Özkök ise, “Siyasi kuvvetler üzerinde yarattığı etki ve 27 Mayıs 'ta slogan olarak kullanılmış olmasıdır. Ben Bursa Işıklar askeri lisesinde okudum. Ancak Cumhuriyet gazetesinde, Kuleli Askeri Lisesi 'nde okuduğum ve bu dönemde cuma namazlarına gittiğim şeklinde haberler yer aldı. Hakkımda gazetelerde, internet sitelerinde haberler yayımlandı. Bunlar beni baskı altına aldı. Yanlış yazılar beni menfi olarak yıprattı. Başbakana genç subayların rahatsız olduğunu söylediğim iddia edildi. Böyle bir şey demedim. Hepimiz tedirgindik. 'Darbeyi tasvip etmiyorum ' dedim” diye konuştu.

'İrticayla başa çıkamazsın '

Haşıloğlu, “Hakkınızda karalama kampanyası başlatıldığını söylediniz. Bu kampanya ne zaman başlatıldı?” diye sordu. Özkök, “Kıvrıkoğlu tarafından sevilirdim. Beni Genelkurmay 2. Başkanı yaparak karargaha, yanına aldı. Ancak Genelkurmay Başkanlığı 'na geçişim sırasında irtica ile başa çıkamayacağımı düşünüyordu. Beni Genelkurmay Başkanı yapmayacağını söyledi” dedi.

Gizli tanık 'bildik ' çıktı

Gizli tanık 'İsmet 'in sesi bozulmadan görüntüsü bozularak ifadesi alındı. Ancak İsmet, daha önce duruşmada tanık olarak ifade verdiğini belirterek kimliğini açıklamak istediğini söyledi. Gizli İsmet 'in 5 Temmuz günü ifade veren ve DHKP-C itirafçısı olduğunu söyleyen tanık Semih Genç olduğu anlaşıldı. Sabahcı suikastına ilişkin bilgi vereceğini söyleyen Semih Genç, “Özdemir Sabancı 'nın öldürülmesinin en temel nedeni Sabancı 'nın Kürt raporunu açıklamasından devletin derinlerinin rahatsız olmasıdır. Bekaa 'daki kampta 80-90 kişilik Dev-Sol militanlarını eğiten subaylar olduğunu teşhis ettim, gördüm” iddialarında bulundu.

'Bana TV 'de salak dedi '

Özkök 'ün, Haşıloğlu 'nun, “Tuncay Özkan ve Kemal Yavuz 'un yaptığı televizyon programlarında hakkınızda yıpratıcı yayın yapıldı mı?” sorusuna “Aleyhime olmuştur. Bana haksız ithamlarda bulunmuştur. Hatta televizyonda bana 'salak ' demiştir. Ağzından kaçmıştır diye nitelendirdim” yanıtını vermesi üzerine Özkan ayağa kalkarak söz aldı. Özkan, kendisinin bir Genelkurmay Başkanına böyle bir söz söylemeyeceğini hatta bu konuda yargılandığını ve beraat ettiğini belirterek deşifre eden subayların yanlış geçtiğini söyledi.

'ABD istedi, yapmadım '

Haşıloğlu 'nun, “Siz 1 Mart tezkeresi öncesinde tavrınızın nötr olduğunu söylediniz. 'Siyasilerin kararıdır ' dediniz. Basında, tezkerenin geçmesi için hükümete baskı yapmanız istendiği yönünde haberler yer aldı” demesi üzerine Özkök, “Evet, Paul Wolfowitz (Dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı) benim baskı yapmamı istedi. Ancak ben yapmadım. Görüşmelerde tezkerenin geçip geçmemesine ilişkin güvenlikle alakalı görüşlerimi söyledim. Baskı yaparak siyasi kararı etkileme yoluna gitmedim. Sadece güvenlik boyutu konusunda Cumhurbaşkanı ve Başbakan 'a bilgi verildi” dedi.

'İhtilal özlemi mi? '
Haşıloğlu, Özkök 'e 2006 'daki Danıştay saldırısını hatırlatarak, olay sonrası Genelkurmay İstihbarat Dairesi 'nin bir çalışmasının olup olmadığını sordu. Özkök de, “Saldırının ardından ben bir açıklamada bulundum. Başka bir çalışma olduğu bana intikal ettirilmedi. Bir emrim de olmadı. Bizim görev sahamıza girdiğini de düşünmüyorum” yanıtını verdi. Ardından Haşıloğlu, Özden Örnek 'e ait olduğu iddia edilen günlükten bazı notlar okuyarak, “Şener Eruygur 'un bir ihtilal özlemi içerisinde olduğunu tanık oldunuz mu?” diye sordu. Özkök bu soruya karşılık, “Bu şekilde bir konuşma bana söylenmiş değildir. Karargahta böyle bir kelimenin kullanılmasına izin vermediğimden, zaten böyle bir şeyi söylemezler. Belki kendi aralarında konuşmuslardir bilemem” diye konuştu.

'Karşı tutumu yoktu '

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ 'nu avukatı İlkay Sezer de Özkök 'e, “Başbuğ 'un yasal anlamda hükümete karşı bir tutumunu göründünüz mü?” şeklindeki sorusuna Özkök, “Hayır” yanıtını verdi. Bunun üzerine Sezer “İki yıl 2. başkanlığınızı yapan İlker Başbuğ, görevini ne şekilde yapmıştır?” diye sordu. Özkök, “Beni yönlendirmeyen, doğru kararlar vermem için bana bilgiler toplayan, çok düzgün bir insandır. Kendisinden çok istifade ettim” diye yanıt verdi.



Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile