Haftalık olarak yayınlanan ancak etkili bir yayın organı olan Kathimerini “Önce Kıbrıs Sorunu, Sonra Gaz” başlıklı haberinde AB, ABD ve NATO’nun Barroso, Rehn ve Rasmussen’in aleni açıklamalarıyla bu konuda Rum tarafına, Kıbrıs çözüm prosedürünün başlamasından yana oldukları “sinyali” verdiklerini, hatta Rasmussen’in doğal gaz konusunu çözümle bağdaştırdığını hatırlattı.
Gazete buna paralel olarak Rum Başkanlık Köşkü’ne de diplomatik yoldan benzer mesajlar gönderildiğine işaret ederek uluslararası toplumun Rum yönetimine, diplomatik açıklama ve mesaj kisvesi altında “Kıbrıs sorunu çözülmeden doğal zenginliğini kullanmayı planlamaması” yönünde güçlü mesaj gönderdiğine vurgu yaptı.
Habere göre Güney Kıbrıs için olgular, şu nedenlerle; kapsamlı bir doğal gazı değerlendirme planı ileri götürebilmesine olanak sağlayacak şekilde gelişmiyor:
RUM YÖNETİMİNİN KAPSAMLI BİR DOĞAL GAZ DEĞERLENDİRME PLANI İLERİ GÖTÜRMESİNE OLANAK TANIMAYAN OLGULAR
“- Lefkoşa ile Tel Aviv arasında doğal gazın değerlendirilmesi konusunda ‘beklenen’ işbirliği, Kıbrıs’ın çok yakında değerlendirmeye başlayabilecek durumda olacağı iyimserliğine müsaade edecek bir hızda ilerlemiyor.
-Kıbrıs’ın ikinci ortağı Yunanistan berbat bir ekonomik durumdadır ve ister ‘muteber üçüncü ortak’ ister ‘İsrail-Kıbrıs-Yunanistan ittifakında, ister Kıbrıs’la ikili olarak aklındaki projeleri ileri götüremiyor.
-İsrail-Türkiye diplomatik ilişkileri yeniden belirlendiği andan itibaren Tel Aviv ‘mecburen’ Türkiye unsurunu ve enerji konuları alanında sunulan ‘daha kârlı çözümleri’ de dikkate almadan stratejik projelerini ileri götüremez.
-Kıbrıs sorununda süregelen askıda olma durumu AB ve NATO arasındaki koordinasyonda ciddi sorunlar yaratıyor. Ankara doğal gaz konusunu ‘Lefkoşa ile daha ileri çatışma noktası’ olarak ortaya koyduğu andan itibaren otomatikman NATO içerisinde koordinasyon ve NATO-AB ilişkileri konusu gündeme geliyor.
-Kıbrıs Cumhuriyeti yurtdışına doğalgaz ihraç edebilmek için doğal gaz boru hattı ve sıvılaştırma terminalini tek başına inşa edemez dolayısıyla ‘güçlü yatırımcılar’ bulması şarttır ancak bunların da böyle çoklu parametrelerle bir ‘çıkar oyununa’ girme niyetleri kuşkuludur.
Enerji Bakanı Lakkotripis’in de teyit ettiği üzere Kıbrıs Cumhuriyeti Afrodit parselinden ilk doğal gaz ihracatının 2020’den önce gerçekleşmesi beklenmiyor. Uluslararası unsur bu ‘zaman boşluğunu’ Kıbrıs sorununun çözümü için ‘altın fırsat’ görüyor. Şu anda tezgâhta, uygulamaya hazır hiçbir plan olmadığına göre, aradaki dönemde Kıbrıs sorununun çözümü yönünde çaba olmamasının mantıksız olduğu söyleniyor.
Batılı bir diplomat gazetemize ‘Türkiye’ye boru hattı, Kıbrıs için en çabuk, ekonomik ve avantajlı çözüm görünüyor. Öyleyse neden müşterek menfaat için bir çaba olmasın?’ dedi.
Abd, Ab ve Nato’dan Güney Kıbrıs’ A “önce Çözüm” Baskısı
ABD, AB ve NATO’nun Rum yönetimine, önce Kıbrıs sorununun çözüm prosedürünü ileri götürmesi, doğal gazla ilgilenmeyi sonraya bırakması yönünde baskılarını artırdığı, Rum yönetiminin bundan rahatsız olduğu haber verildi.