ABD'de 2016 yılında yapılacak başkanlık seçimi öncesinde ikinci kez canlı yayında karşı karşıya gelen Demokrat Parti aday adaylarının tartışmasına, Paris'teki terör saldırılarına atıfla terör örgütü DAEŞ ve Hillary Clinton'ın Wall Street ile olan yakın ilişkileri konuları damgasını vurgu.
ABD'nin Iowa eyaletindeki Drake Üniversitesi'nde gerçekleştirilen ve CBS kanalının canlı yayınladığı tartışma programına Demokrat Parti'nin aday adayları eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Vermont Senatörü Bernie Sanders ve eski Maryland Valisi Martin O'Malley katıldı.
Programın ilk bölümünde, Paris'teki terör saldırılarına atıfla ulusal güvenlik ve uluslararası terörizmle ilgili konular tartışıldı.
Her üç aday adayı da "radikal İslam" kavramsallaştırmasını reddettiklerini ifade ederek militan grupları bir dinle doğrudan ilişkilendirmenin doğru olmadığını dile getirdi. Clinton, "Biz, İslam veya Müslümanlar ile değil, şiddet içeren aşırılıkçılık ile savaş halindeyiz" dedi.
Clinton, DAEŞ'le mücadelenin vazgeçilmez olduğunu vurgulayarak, "Ancak bu savaş Amerika'nın savaşı olamaz. Biz, DAEŞ'le savaşan unsurlara bu yüzden destek veriyoruz. Bu sebeple Irak'ı ve Suriye'deki Kürt ve Arapları destekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Sanders ise bugün DAEŞ'e alan açan ortamın, 2003'te ABD'nin Irak'ı işgaliyle başlayan bir sürecin ürünü olduğunu savunarak uluslararası terörizmle mücadelenin ancak uluslararası koalisyonla yapılabileceğini kaydetti.
DAEŞ'le mücadele kapsamında Sanders, Türkiye, Suudi Arabistan ve Ürdün gibi ülkelerin doğrudan sürece katkı yapacak desteklerinin çok önemli olduğunu ifade etti. Clinton ise "Türkiye ile Körfez ülkelerinin bu süreçte daha aktif olmaları ve nerede durduklarına net olarak karar vermeleri gerektiğini" savundu.
Clinton'ın 2003'teki Irak işgali için olumlu oy kullanmasının da diğer iki aday tarafından eleştirildiği tartışmada, ABD'nin son yıllardaki en "kötü" dış politika kararlarından birinin Irak'ın işgali olduğu savunuldu.
Programın kalan bölümünde daha çok ABD'deki genel ekonomik gidişatı ve orta sınıfın temel sorunları ile çözüm önerileri tartışıldı. İç politika anlamında Sanders ve O'Malley, Clinton'ı, "Wall Street'ten yüklü miktarda bağış toplamak ve buradaki finans kurumlarıyla çok yakın ilişki içinde olmakla" suçladı.
Her iki aday adayı da bu durumun, Clinton'ın zayıf noktalarından biri olduğunu savundu. Sanders, Clinton'ın adeta "Wall Street'in adayı" olduğunu ve bu haliyle Amerikan halkı için çok da iyi bir finansal gelecek planlayamayacağını iddia ederek, orta sınıfın yaşadığı ekonomik sorunların nasıl giderileceğine odaklanılması gerektiğini dile getirdi.
Clinton'ın ise devlet kolejlerinin bedava olması ve tüm Amerikalılara devlet tarafından sağlık sigortası sağlanması gibi önerileri olan Sanders'ın tekliflerini "hayalci ve adaletsiz" bulduğunu ifade etti.
Sanders bu planların orta sınıfı rahatlatacak öneriler olduğunu savunurken Clinton ise bunların gerçekleşmesi çok zor öneriler olduğuna inandığını söyledi.
Orta sınıfın üzerindeki vergi yükünü artırmadan birçok ekonomik sorunu çözeceğini vadettiğini söyleyen Clinton, Sanders'ın önerdiği "Herkes için sağlık güvencesi" programının, Başkan Barack Obama'nın mevcut sağlık güvencesi kanununu ortadan kaldıracak bir adım olabileceğini kaydetti.
Açık oturuma katılan üç aday adayı arasında Clinton, son anketlere göre en yakın rakibi Sanders'ın 19 puan önünde gözükürken O'Malley ise yüzde 5 civarında bir oy oranına sahip bulunuyor.
ABD'de Başkanlık Seçimine Doğru
Demokrat Parti aday adayları ikinci kez bir açık oturumda karşı karşıya geldi