Yüksekova Kadınları Toplumsal Destekleme ve Kültür Derneğiyle iş birliği içerisinde, köy meydanında toplanan çocuklara sürpriz yapmak için, ABD’den gelen hediyeleri, palyaço giysisi giyen dernek çalışanları dağıttı.
"Kâr amacı gütmeden köy köy kardeşlerimize ulaşmak’’
ABD’den Yüksekova’ya yardım eli uzatan Velat Acar, ’’2015 yılından şimdiye kadar Türkiye’nin her bölgesinden gönül bağı ile bir araya geldiğimiz dostlarımızla ‘Ayraç Projesi ve Yapboz Projesi’ kurduk. Kâr amacı gütmeden köy köy kardeşlerimize ulaşarak ihtiyaçları doğrultusunda hediyeler gönderdik ve göndermeye devam ediyoruz. Yeri geldiğinde bizzat gidip hediyelerimizi veriyoruz, koşullarımız elvermeyince de hediyelerimizi gönderiyoruz. Hediyelerimiz ihtiyaca göre değişebiliyor. Ayakkabı, mont, spor malzemeleri, eldiven, atkı, bere, kırtasiye setleri, diş bakım seti ve olmazsa olmazlarımızdan kitaplarımızdan oluşuyor. Projemiz sadece kardeşlerimize birkaç hediye verelim ile bitmiyor. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi yıllarında başlayan bu projemizin temel hedeflerinden bahsedersek yüzünü ilk kez göreceğimiz kardeşlerimizi mutlu edebilmek, evrensel etik ve güzel ahlakı konu alan oyunlar, gösteriler ile onlara rol model olmaktır. Türkiye’deki gönüllü faaliyetlerin arttırılması ve bu bilincin yayılmasına katkıda bulunmak gibi birçok noktaya vurgu yapabilmektir. Kendileri minik ama yürekleri kocaman olan kardeşlerimiz ile bir araya geldiğimizde, yaş grubuna göre hijyen eğitimi, ağız ve diş sağlığı, hayvanları koruma, paylaşmanın önemi, arkadaşlığın değerli olduğu gibi mesajlar içeren drama oyunları oynuyor ve bu eğitimleri pekiştiriyoruz. Bu sayede onlarla birlikte bizler de öğrenmeye devam ediyor ve anlam buluyoruz. Yeri geldiğinde okuldaki öğretmenlere ilk yardım eğitimi ve öğrencilerin akranlarıyla olan problemlerinde baş etme yöntemleri gibi konularda destekleyici temel eğitimler veriyoruz” dedi.
Kuruluşlarından bu güne kadar 50’den fazla sayıda proje gerçekleştirdiklerini ifade eden Acar, “Zaman geçtikçe edindiğimiz tecrübelerle, yardımlaşmaya ve dayanışmaya ihtiyacımızın olduğunu anladık. Bu projenin maneviyatının boyutuyla daha büyük bir sorumluluğumuz olarak görüyor, bu bilinç ile hareket ediyoruz. Çünkü proje büyüdükçe biz kardeşlerimizi bulalım derken, öğretmenler o bölgede bulunan sakinleri sosyal ağlardan bize ulaşıyor ve durumu dile getiriyorlar. Evrensel, çağdaş ve bütün çocukların mutlu olacağı bir dünya hayaliyle gönül verdiğimiz bu projede son hızda çalışmalarımız devam ediyor. Minik kardeşlerimizin yüzündeki gülümsemeyi gördükçe bizi başka kardeşlere ulaşmanın azmini daha fazla perçinliyor, bu yüzden daha fazla çalışıyoruz. Projemizi büyük bir mutlulukla yapıyoruz fakat şu an yaşadığımız tek ve büyük sıkıntısı kaynak bulmak. Dokuz Eylül Üniversitesi mezunlarından olduğumuz için okuduğumuz yıllarda rektörlük izniyle yardımlar yapıldı, mini konserler düzenlendi.
Gelecek nesiller için umutlu olan gönüllü bağışçılarımız olmasa daha da zor işler. Ekipçe pes etmiyoruz elbette; sınırlarımızı, koşullarımızı zorlayarak kardeşlerimize koşmaya devam. Ama şunu üzülerek söylemeliyiz ki desteğe ihtiyacı olan kardeşlerimiz çok, gelin birlikte köy köy ziyaretlerde bulunalım, görelim diyen Acar sözlerine şöyle devam etti” diye konuştu.
“Güvensizliğin bir virüs gibi yayıldığı toplumumuzda, saygının ve sevginin giderek azaldığı bu sosyal ortamımızın hâkim olduğunu kabul etmeliyiz” diyen Acar, “Biz ekip üyeleri olarak kardeşlerimize, toplumumuzdaki her kesimimize sevgiyle, güven ile dünyanın griliklerden arınacağı mesajları vermeyi yükümlülüğümüz olarak biliyoruz. Minik canlar için var olan çocuk hakları ihlallerinin hüküm sürdüğü bu ortamda; onları korumak, kollamak ve onların topluma kazandırılmış yetkin bireyler olmasını beklemek bir hayli zor oluyor. Bu durumda evrensel ve toplumsal bağlılığı olmayan ve çocuklar üzerinde söz hakkı olduğunu ifade edenler, çocukların birer birey olduğunu kabul ettiklerinde bazı engelleri çocukların kendi başlarına baş edebileceklerini göreceklerdir. Buna yönelik minik hayatlara dokunuşlarımızı çalışmalarımızda bağ kurmak, o anlarda bir şeyler paylaşabilmenin içinde görüyoruz. Umut edelim, farkındalığı kazandırılmış eğitimli bireylerin kendi temel ihtiyaçlarını karşılayacağı, önce kendisine güç ve sonra çevresine ışık olacağı günlerimiz yakın olsun. Son bir haftada neler yaptık diye sıraladığımızda; Oyuncak kardeşliği projesi ile Mardin-Mazıdağı’nda bir proje gerçekleştirdik. Daha sonra Şırnak-İdil’de ve Hakkari-Yüksekova’da Yüksekova Kadınları Destekleme Derneği ile birer proje gerçekleştirdik. Projeye emek veren ve çocukların gülmesine vesile olan gerek yurt içi gerekse yurt dışından her destekçimize proje ekibi olarak sonsuz minnet duyuyor ve bu anlamlı katkıları için teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
Yüksekova’da köy çocuklarına yardım dağıtmada yardımcı olan Yüksekova Kadınları Toplumsal Destekleme Ve Kültür Derneği başkanı Hatice Temir ise “Velat Acar arkadaşımız bize Amerika’dan destek vererek, köy çocuklarına yardımcı olmak istedi. Şimdi Büyükçiftlik beldesine bağlı Yaylacık köyündeyiz. Amacımız çocuklarımızı bir nebzede olsa mutlu etmek. 2020’ye girmemizle bize destek veren arkadaşımızın sayesinde çocuklara eşyalar dağıttık. Çok mutlu olduklarını söylediler, ilk kez palyaço gördüklerini söylediler. Dernek olarak çok mutluyuz çocukları da bu şekilde görmek bizleri çok mutlu etti” dedi.
ABD'den, Yüksekova'ya Uzanan Sıcak El
HAKKARİ – Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan Velat Acar adlı genç ,‘Ayraç Projesi ve Yapboz Projesi’ kapsamında Hakkari’nin Yüksekova ilçesinin köy çocuklarını mutlu etmek için çeşitli hediyeler gönderdi.