Ortadoğu barış süreci kapsamında bölge turuna çıkan ve başkanlığını İrlanda eski Cumhurbaşkanı Mary Robinson'un yaptığı Akil Adamlar Grubu Suriye Devlet Başkanı Esad ve Hamas'ın Siyasi Büro Şefi Halid Meşal ile yaptıkları görüşmelerin ardından ortak bir basın toplantısı düzenlediler.
Toplantıda ilk olarak söz alan İrlanda eski Cumhurbaşkanı Robinson, Mısır ve Gazze'de yaptıkları ziyaretler hakkında bilgi verdi. Robinson, "Şimdi Suriye'deyiz ardından İsrail ve Ürdün'e geçeceğiz. Size şunu ifade etmek istiyorum ki; Ortadoğu'da barışın tesisi için büyük bir ihtiyaç var. Yapılacak çalışmada barışı sağlamaya değil barış sonrasına ve bölge insanlarının hayatı üzerindeki etkilerine odaklanılmalı." şeklinde konuştu.
Gazze'ye yaptığı ziyarette gördükleri karşısında adeta şok olduğunu kaydeden Robinson, "Sorun sadece hastane ve okul yıkımı yada inşaat malzemelerinin girmesinden ibaret değil, sorun yarısı kadın ve çocuğun oluşturduğu 1,5 milyon insanın muhasara altında olmasıdır." diye konuştu.
Gazze'de zor yaşam şartlarıyla karşılaştıklarını anlatan Robinson, "Orada Gazze'de çok büyük bir öfke gördüm. Bazı kızlarla karşılaştık. 21 yaşındaki bir bayan zor hayat şartları sebebiyle oluşan öfkesini bize anlattı. Bu sözleri aynı şekilde Suriye ve Mısırlı gençlerden duyduk. Bununla birlikte önemli olan Hamas ve El Fetih'in barışması ve biz de bu konuda gerekli desteği vermeye hazırız." değerlendirmesinde bulundu.
Tüm bölgeye Filistin halkına destek olma çağrısında bulunan Robinson, özellikle Arap Barış Planı'nın desteklenmesini istedi. Robinson, gerekli çabanın harcanmamasının bedelini de Filistin halkı kadını ve çocuğuyla ödediğini aktardı.
"HAMAS OLMADAN BARIŞ OLMAZ"
Hamas'ın Siyasi Büro Şefi Meşal ile yapılan görüşmeleri değerlendiren ABD eski Başkanı Carter ise Hamas'ın barış görüşmelerinin bir parçası olması gerektiğini söyledi. Carter,"Hamas yapılan görüşmelerin bir parçası olmalı. Hamas olmadan barışın sağlanması mümkün değil. Hamas, Filistin halkından ayrılmayan bir parçasıdır. Gazze'de gördüklerimiz ise, çeşitli tarafların Hamas'a yaptığı yaptırımların esasını oluşturuyor. Gazze'de 1,5 milyon insan bir kafes içinde insanlık dışı bir durumda yaşıyor." şeklinde konuştu.
Hamas yöneticilerinin El Fetih ile görüşme konusunda olumlu bulduğunu ifade eden ABD eski Başkanı Carter, "Hamas'ın lideri, sorunların çözümü konusunda El Fetih ile görüşmek istediklerini söyledi. Ayrıca çeşitli sorunların arkasında da dış müdahalenin olduğunu anlattı. Dün yapılması planlanan El Fetih ile Hamas görüşmesi, El Fetih'in Şam'a gelmek istememesi sebebiyle daha sonraki bir tarihe ertelendi. Hamas yöneticisi görüşmenin planının yapıldığını ve yerin ise önemli olmadığını bize aktardı." diyerek görüşme hakkında bilgi verdi.
CARTER: BARIŞ KONUSUNDA DAHA FAZLASINI YAPMAK İSTERDİM AMA İKİNCİ DEFA SEÇİLMEDİM
Ortadoğu barış sürecinin geldiği nokta itibariyle kendisini sorumlu tutup tutmadığı sorusu üzerine Carter, "Ben ABD Başkanı iken Camp David anlaşmaları konusunda çaba gösterdik. Filistinlilerin geleceklerini tayin etmeleri konusunda bir talepte bulunduk. Ayrıca İsrail'in işgal altındaki topraklardan gerek siyasi gerek askeri tüm güçlerini çekmesini istedik. İsrail eski Başbakanı da 242 sayılı konunun işgal altındaki topraklara uygulanacağını ifade etmişti. Ayrıca, görüşmeler sonuçlanıncaya kadar yeni yerleşim yerlerinin kurulmamasını da kabul etmişti. Daha sonra başkanlıktan ayrılmamdan sonra ABD'de seçimler oldu ve verilen bu sözler tutulmadı. Ben çok daha fazlasını yapmak isterdim ancak ikinci defa seçilmedim."" şeklinde yanıt verdi.
CARTER: BARIŞ KONUSUNDA ABD YÖNETİMİNİN ÇABALARI YETERSİZ
Carter, konuşmasının devamında Obama yönetiminin barış konuşundaki çabalarını değerlendirdi. Şimdiki ABD yönetiminin çabalarının şu ana kadar yetersiz ve etkisiz olduğunu söyleyen Carter konuşmasını şöyle sürdürdü: "Şimdiye kadar barış hali hazırdaki barış sürecinin başarıya ulaşacağını söyleyen bir tek kişi bile göremiyoruz. İnanıyorum ki Arap Barış Planı barışın sağlanması konusunda en önemli çözüm olacaktır. Hamas yöneticilerine Arap Barış Planı'nı sorduk. Hamas yetkilileri Arap Barış Planı konusunda tutumları olduğunu, Ürdün Kralı Abdullah ve Arabistan Kralı Abdullah da Arap Barış Planı'nın uygulanmasını istediklerini söylediler. Arap Barış Planı'nın da kime yönelik olduğunu da sanırım biliyorsunuz."
