Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsünden Emile Hokayem, ABD güvenlik elitlerinin artık Körfez ülkeleriyle çok fazla iş birliği yapmak istemediğini belirterek, "Bunların nedeni, birincisi Kaşıkçı cinayeti, ikincisi Yemen'deki durum, üçüncüsü ortak kapsamlı eylem planından ABD'nin kendisini geri çekmesi." dedi.
NATO Parlamenter Asamblesi (NATOPA) 99. Rose-Roth Semineri ve Akdeniz Ortadoğu Özel Grubu Ortak Toplantısı'nın ikinci oturumları Antalya'nın Serik ilçesi Belek Turizm Bölgesi'ndeki bir otelde oturumlarla devam ediyor.
NATO PA Başkan Yardımcısı Franklin Van Kappen moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumda, Orta Doğu Güvenliği araştırmacısı, Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü'nden Emile Hokayem, "Körfez'de Reform, Direnç ve Durağanlık" konulu sunum yaptı.
Suudi Arabistan'ın hegemonyaya sahip olduğunu ifade eden Hokayem, şunları belirtti:
"Daha küçük devletler üzerinde güvenlik mimarisinin nasıl görüneceğini şekillendirebilen bir ülke. 2011'den bu yana bu devletler kendi komşu ülkelerini şekillendirmeye başladılar. Suriye, Yemen, Irak, Lübnan gibi ülkelere bakmaya başladılar. Bunlar onların müdahale edebilecekleri yerlerde hem stratejik anlamda hem de fırsatçılık anlamında. Sadece bölgedeki çatışmaları yaratmakla kalmadılar, bunların içerisine potansiyel müttefiklerinin menfaatlerini belirlediler ve bunları takip etmeye başladılar."
Özellikle Körfez ülkelerinin karmaşık olduğunu savunan Hokayem, Körfez'de güvenlik, su ve gıda güvencesi kaygılarının da olduğunu bildirdi.
Körfez ülkelerinin, bölgeyi şekillendirmeye ve anlamaya çalışırken aynı zamanda çok güçlü aktörlerle karşı karşıya geldiğini, bunlardan birinin de İran olduğunu vurgulayan Hokayem, şöyle dedi:
"İran bölgedeki dinamikleri değiştirmekten fayda gördü. Yani Saddam Hüseyin, Hizbullah bölgede yaşanan büyük sorunlar. Bunlar İran'ın devlet dışı aktörlerin uzun süre desteklemesinden kaynaklandı. İran'ın etkisini artırmak için bunlar desteklendi. Bu oyun çok simetrik olmadı. Körfez ülkelerinin elindeki enstrüman ile İran'ın elindeki araçlar birbirinden çok farklı. İşleyiş tarzları ve amaçları farklı. İran net bir zaferi hedeflemiyor. Aşama aşama zayıf ülkeler üzerinde etkili olmak istiyor. Bunun için de yerel partnerlere, aktörlere yatırım yapıyor."
- "Körfez ülkeleri artık temel bir ikilemle karşı karşıya"
Körfez'deki rekabetin ne kadar acımasız olduğunun bir örneğinin de Katar'a, İran'ın ve Suudi Arabistan'ın uyguladığı boykot olduğuna işaret eden Hokayem, bunun kolaylıkla çözülebilecek bir sorun olmadığını dile getirdi.
Hokayem, şöyle devam etti:
"ABD güvenlik elitleri, artık Körfez ülkeleriyle çok fazla iş birliği yapmak istemiyor. Bunların nedeni, birincisi Kaşıkçı cinayeti, ikincisi Yemen'deki durum, üçüncüsü ortak kapsamlı eylem planından ABD'nin kendisini geri çekmesi. Bugünlerde 2020-2024 yıllarında bu ilişkiler çok farklı şekil alacak. Körfez ülkeleri artık temel bir ikilemle karşı karşıya. Onların mevcut ve gelecekteki refahı Doğu'ya bağlı, halbuki güvenlikleri ise Batı'ya bağlı. Enerji piyasaları gelecekleri ihracat piyasaları, geleneksel batı partnerlerinde yatmıyor artık. Çin'de, Hindistan'da, Kore'de, Japonya'da bu gibi ülkelerde yatıyor."
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi Uluslararası Güvenlik Programından araştırmacı Adam Baron da "Yemen'deki Savaş, Yerel Nedenler ve Uluslararası Müdahaleler" konulu sunum yaptı.
'ABD Güvenlik Elitleri, Artık Körfez Ülkeleriyle Fazla İş Birliği Yapmak İstemiyor'
Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsünden Emile Hokayem: 'ABD güvenlik elitleri artık Körfez ülkeleriyle çok fazla iş birliği yapmak istemiyor. Bunların nedeni, birincisi Kaşıkçı cinayeti, ikincisi Yemen'deki durum, üçüncüsü ortak kapsamlı eylem planından ABD'nin kendisini geri çekmesi'